'Irmaklarından şaraplar akacak' diyorsun
Cennet-i alâ meyhane midir?
'Her mümin'e iki huri' diyorsun
Cennet-i alâ kerhane midir?
* * *
Tanrı bize cennette vaat ettiği şarabı
Niçin haram etsin bu dünyada, akla sığar mı?
Bir sarhoş arap, devesini vurmuş Hamza'nın
Peygamber de yasak etmiş arap'a şarabı
* * *
Beni özene bezene yaratan kim? Sen
Ne yapacağımı da yazmışsın önceden
Demek günah işleten de sensin bana
O zaman nedir o cennet cehennem?
* * *
Kim senin 'yasa'nı çiğnemedi ki söyle?
Günahsız bir ömrün ne tadı kalır söyle.
Yaptığım kötülüğü kötülükle ödetirsen eğer
Seninle benim aramda ne fark kalır ki söyle
* * *
Tanrı bizi çamurdan yarattığında
Biliyordu bu dünyada ne işimiz olacak
işlediğim günahlar hep onun emriyledir
O halde cehennemde beni niçin yakacak?
* * *
isyan edip karşında duracağım, neredesin?
Karanlığı, ışığa yoracağım, neredesin?
ibadete karşılık cenneti alacaksam
'Bağış mı ticaret mi' diye soracağım, neredesin?
* * *
Kör cehalet çirkefleştirir insanları.
Suskunluğum asaletimdendir.
Her lafa verecek bir cevabım var elbet
Lakin bir lafa bakarım laf mı diye,
Bir de söyleyene bakarım adam mı diye
-ömer hayyam
bunlar kendini ne sanıyor da yüce allah ile böyle hadsizce konuşabiliyorlar şaşıyorum doğrusu. sorsan büyük adam bilgili adamdır. ulan sen daha allah'ın yüceliği karşısında boyun eğmeyen isyankar ve onun kudretini bilmeyen zır cahilin tekisin.
Bir de üstelik namert. Delikanlı olsa derdi ki; Ya rabbi vallahi sen haklısın. hem günahkârım hem de senden başka sahibim de yok. Cehennemine layık bu aciz fakire merhamet et. Senin emrin fermanın başım gözüm üstüne ya rabbi. Neylersen sen güzel eylersin. Emrin hak vaadin de hak. Sen hakksın ya rabbi derdi. Ama nerde onda o yürek ?
Rabbulalemine karşı Böyle aslan kesilmiş efeleniyor bide. Cehennemi görse köpek gibi yalvarır. Allahım sen ne sabırlısın. Ne yücesin.
allahın acıdan beslendiğini unutarak söylenmiş bir söz. allah gibi bir tanrı karşısında sonsuz acınyı kabullenmekten başka şansın yok. allahın tiranını kırmak, allahı parçalayıp yok etmek için yapılacak daha çok iş var, hepimize çok şey düşüyor memlekette.
harold lamb’ın biyografi niteliğindeki “hayyam: yıldızların efendisi” kitabından alıntılar:
Geriye kendisinin olan ne kalmıştı ki zaten? Medreselerde kitapları yasaklanmış, çalışmaları yakılmış, takvimi unutulmuş ve kendisi islam dünyasındaki bütün medreselerden uzaklaştırılmamış mıydı? (sayfa: 310)
“Kalkın efendim” diye ısrar etti, “müezzin ezan okuyor.”
“Boş ver” dedi Ömer, “minaredeki pususundan çağırıyor seni. Dikkat et ona.” (sayfa: 308)
“Bugün dinden ve yatağımdaki irfandan boşandım, sonra da üzümün kızını gelin olarak aldım.” (sayfa: 307)