inancın tanımı ispat olmadan kabul etmektir, allahın ispatı diye bir şey söz konusu değil, ispatlanabilir bir şey olsaydı bunun adı inanmak değil allahın varlığını bilmek olurdu.
ne allahi ne tanrısı ne ruhu yoktur bunlar batıl inanctir, biraz bilime bakmak yeterlidir gerçekleri görmek için, beynin sırları çözülüyor, olumsuzlugun bulunduğu gün herkes ateist olacakdir o günler yakındır görürüz ozaman bu yobazlari yine.
dindarların kendiyle tezat olduğu bir konu da budur. mesela dindarlar zaten tanrı istese herkese kendini gösterirdi ve herkes inanırdı diyor. bu mantıkla gidecek olursak o zaman tanrıyı kanıtlamak imkansız çünkü tanrı zaten kanıtlanıp herkes beni görsün diye bir şey istemiyor. peki tanrının istemediği bir şeyi yapmak ona karşı gelmek değil mi? tanrı kendini kanıtlamamışken veya kanıt olarak ortaya sunmamışken sen ne hakla onu kanıtlayan argüman üretirsin?
aslında argüman olmadığı için bu üste bir teselli cümlesi ama olsun.
ayrıca allah ın varlığının imkansızlığı bizzat dindarlar tarafından dile getiriliyor ama tanrı var aha kanıt diye de bir şeyleri ortaya sunabiliyor.
bu ne yaman çelişkidir?
o yüzden olmayan kanıtlardır. zaten tanrı tanımı gereği bilinmezliği başka bilinmezlikle açıklayıp aslında hiçbir şey bilmemek sadece inanmaktır.
bu yüzden zaten inanç diye bir şeyi icat etmişler.
Olmak zorunda olmayan sey. Rasyonal dengeler-dengesizlikler ve zihinsel muhakemeler olcusunde Allah'in yoklugu varligina denk bir degerdir. Allah vardir ya da yoktur; ben var oldugunu kabul ediyorum'un adi imandir.
bazı yazarların anselmus'un ontolojik argümanını örneklediği konudur.
evet ontolojik argüman ya da ontolojik kanıt teizm lehine güçlü argümanlardan biridir ama anselmus'un argümanında bir şeyler tam olarak yerine oturmamaktadır.
argüman kabaca şöyle ;
-tanrı tanımı gereği kendisinden daha büyüğü düşünlemeyen şeydir.
-tanrı ya zihnimizde vardır ya da hem zihnimizde hem de gerçeklikte vardır.
-tanrı sadece zihimizde var olsaydı ve gerçekte var olmasaydı,kendisinden daha büyüğü düşünülemeyen bir şeyi düşünmüş olurduk. bu da çelişki yaratırdı.
sonuç olarak tanrı hem zihinde hem de gerçekte vardır.
bu argümandaki anahtar kelime " büyüklüktür". neden hem zihinde hem gerçekte var olan şey, sadece zihinde var olan şeyden daha büyüktür ? argümana yapılan büyüklük eleştirisini bir kaç yerde de gördüm. buradaki büyüklük meselesi kafama takıldığı için argüman " işte bu" dediğm bir argüman değil. tabii anselmus'un bu argümanı elbette geliştirilmiştir. biraz taramak lazım kaynakları.
edit : başka bir şey daha var; bu argüman bana göre tanrının niteliğine ilişkin bir argüman. yani bu argüman tanrının sadece zihinde var olamayacağını ( çünkü sadece zihinde var olması halinde, tanrı kendisinden daha büyüğü düşünülemeyen şeydir tanımıyla çelişeceği için) hem zihinde hem gerçekte var olması gerektiğini kanıtlama girişimidir. direkt olarak tanrının varlığını değil. bu dilsel argümandan ontolojiye ilişkin bir sonuç çıkartılamayacağını düşünüyorum. yapılan hata da burada. tanrının niteliğine ilişkin akıl yürütme ile yapılan kanıtlama girişiminin ontolojik karşılığı olduğu düşünmek.. argümannın vardığı sonuç; tanrının hem zihinde hem gerçekte var olması gerektiği sonucudur bana göre. böyle bir sonuç tanrının var olduğunu göstermez.
bu entryi yazarken gripliyim...umarım fazla saçmalamadım. iyi geceler.
bir kanıt yoktur. zaten kanıt algının ne olduğu da önemli. bilimi metot alıyorsan tanrı gibi uhrevi safsatayı nasıl kanıtlayacaksın? hayır diyelim kalp gözünü falan hedef alıyorsun veya inançla bir şeyleri bildiğini düşünüyorsun, ee bunu nasıl kanıtlayacaksın?
dindarlar veya tanrıya inanan din dışı görüşler tanrıyı kanıtlayabilseydi inanç denen safsataya ihtiyaç duymazdı.
inanmak aslında kanıtlayamamaktır. bunu tanrıya inananlar da inkar etmiyor ki. eğer tanrının kanıtı olsa herkes inanır anlamı kalmazdı diyerek bir nevi kendi kanıtsızlığını böylece saçma mantığıyla gideriyor.
tanrı insanları kendine iman ve ibadet emesi için yaratıyor ama kanıtları da gizliyor ki hani herkes görmesin, bir kısmı görsün iman etsin diye.
tanrıya yüklenen bu saçma mantık bile düşünemeyen insan kafasının ürünüdür.
yoktur dersem yok etmiş olurum. o konuda kasmaya gerek yok. asıl sorun önce allah'ın doğru tanımını yapıp ona göre var mı yok mu diye tartışmalıyız. çoğunluğun inandığı allah'ı kanıtlamak imkansız çünkü tanımı yanlış. neyse derin mevzu.
çok bilinen bir ispattır. hatta ismini de yazayım anselmus ispatı.
allah daha büyüğü düşünülemeyecek şeydir. diyelim ki allah yok. o zaman allah fikren var fakat somut olarak yok olacağından yok olmayacak fakat bir tarafı eksik kalacaktı. oysa ki allahın tanımı daha büyüğü düşünülemeyecek şeydir.
edit: "tamamen yok edemediğiniz şeye yoktur diyemezsiniz." de demiyorum fakat ispatın anlamı "tamamen yok edemediğiniz şeye yoktur diyemezsiniz."dir.
namamusum ve serefim uzerine yemin ederek bizzat yaşadığım birseyi yazacağım. iyi okuyun!
yegenim 5 yaşında ben 7 yaşındaydım ben Allahın varlığını duyuyordum aileden, arkadaslardan veya benden büyük abilerden. neyse konu açıldı ikimizde sırt üzeri yatiyoruz. ben dedimki Allah'a kimse karşı gelemez ve kimse onu kötü bir şey diyemez dedim. Yegenim bilmiyor veya küçük Allaha kufretti ve hemen çığlık içinde aglamaya başladı. ben dogruldum yerimden ne oldu diyorum uzerimizden büyük kedi gecti gormedin mi dedi. Hayır gormemistim ve ev halki onun aglamasina geldi, yatistirdi onu. Suan bu olaydan 20 yıl geçti hala hatırlıyoruz bu olayı...
diyeceksiniz ki ufacık cocuklari Allah korkutmus falan, isyankarsiniz ya güya. Herneyse bahane bulursunuz veya bulmazsiniz bilemem. ama bende ucuz hayat yaşamadım bende sorguladim Allahi ama hep onun var olduğunu anladım. Salataniza limon yaratmıs, yemeginize tuz ve daha neler neler. lütfen birkere de mantıklı düşünün. ayrıca arap değilim araplasmis turk de degilim. adam gibi türküm!
Karmaşık evren kendiliğinden oluşamazdı çünkü bir canlı yapsaydı deneme yanılma ile yapardı onu deneme yanılma ile dünyanın yörüngesini 1 cm oynat dünyada yaşam olmayacaktı o canlı nasıl olduda yaşadı? Hadi buna cevap verdin peki rejenasyon gelişmişlik ile ters orantılı niye canlı olan bir şey geliştikce yararlı olan bir şeyi cürütsün?
