allah yoksa ben bir şey kaybetmem

entry55 galeri0
    25.
  1. 90 sene boşa harcamak. tabi canim bir şey kaybetmiyon kendini sonsuz saniyor cünkü.
    0 ...
  2. 26.
  3. --spoiler--
    inananlar tarafından tanrı’ya inancı desteklemek için en çok kullanılan savlardan birisi, adını, savı ortaya atan fransız düşünür blaise paskal’dan alan “paskal’ın bahis savı” olarak bilinir. bu sav şöyle dile getirilebilir: “tanrı’nın var olduğuna inanırsan ve öldüğünde yanıldığın ortaya çıkarsa, bir şey kaybetmezsin; ancak, tanrı olmadığına inanır da öldüğünde yanıldığın ortaya çıkarsa, her şeyi yitirebilirsin.” bir başka deyişle, bahiste tanrı’nın var olduğu üzerine oynamak ve cehennemde sonsuza dek yanma riskini almamak en iyisidir. hıristiyanlarla olan konuşmalarımda “paskal’ın bahis savı”nın öyle ya da böyle bir biçimde öne sürülmediği bir konuşma azdır.

    1) bir tanrı seç, hangi tanrı olursa olsun

    paskal bahis savını tabii ki hıristiyan tanrı'sına inanma savunması olarak amaçlamıştı, ama hemen hemen her türlü inanış için kolaylıkla geçerli olabilir. hıristiyanların ‘ya hıristiyan tanrı vardır ya da hiç tanrı yoktur’ şeklinde yanlış bir ikilem geliştirmeleri şaşırtıcı değildir. peki ya hinduizm, musevilik, budizm ya da bir başka din doğruysa? bazı müslümanlar, hıristiyanların muhammed’in mesajına inanmayıp, kuran’da bildirilen tanrı’nın “bir”liği yerine baba, oğul, kutsal ruh üçlemesine inandıkları için allah’ın hıristiyanları son günde cehenneme göndereceğine inanır. bir tanrı üzerine bahse gireceksek bu hangi tanrı olmalı? bu zor soruya yanıt olarak çoğu kez şu koşul maddesi sunulur: bahiste yan tutma yalnızca işin ucunda yitirilecek bir şey varsa gereklidir. bazı dinlerin tanrıları bizi sonsuza dek işkence ile tehdit etmediklerine göre onlara inanamamaktan korkacak bir şey yok. buna karşın bu tanrıların çoğu onlara taparsan bir çeşit ödül sözü veriyor, o nedenle ceza olarak bu sonsuz mutluluktan yoksunluk, bir yitim olarak nitelendirilebilir. hıristiyanlar isa’ya inançlarını bildirdiklerinde diğer dinlerin tanrılarına karşı bahse girmiş oluyor, fakat doğru inancı seçtiklerinden nasıl emin olabilirler? düşüncelerinde dürüst iseler, bundan emin olamayacaklarını kabul ederler.

    2) olabilir...

    herhangi bir şeye yalnızca gerçek olabilir olasılığı ile inanmak, pek etkileyici bir düşünce değil. kanser hastalığınız olduğunu varsayın ve bir adam yanınıza gelerek, yaşamınızın sonunda dek onun kölesi olursanız sizi iyileştirebileceğini söylüyor. onun teklifini kabul etmezseniz ve sonunda onun yalan söylediği ortaya çıkarsa sizin yitirdiğiniz hiç bir şey yoktur, fakat gerçeği söylüyorsa kanserinizden kurtulma şansını yitirmiş olursunuz. adamın tedavi etme olasılığı ile köleliğe razı olur muydunuz? sanırım, köleliğe olur diyecek çok az insan vardır, çünkü çoğumuz adamın dürüst olma olasılığının düşük olduğunu ve yaşam boyu köleliğin pek de hoş olmadığını düşünürüz.

    aynı şekilde, eğer bir tanrı varsa, adı anılmış veya anılacak milyonlarca tanrının içinden doğru tanrıyı seçme olasılığımız düşüktür. insanın kendisini belli bir tanrının iradesine ya da hizmetkarlığına teslim etmesinin o insanın kişiliğini bozabileceği düşünülebilir. örneğin, (insan kurban isteyen aztek tanrısı) tezkatlipoka’nın var olduğu üzerine bahse girer ve olur ya belki gerçek tanrı odur diye ona tapmanız gerektiği kararına vararak onun gönlünü almak için insan kurbanı sunmaya başlarsanız, bu yeni tanrınız sizin başınızı belaya sokabilir. doğal olarak bu biraz uçta bir örnek, fakat her bir küçük günahkar düşüncenin düpedüz çok kötü olduğunu öğreten (matta 5:27-30) hıristiyan tanrı’nın öğretisi altında insan, kendi kendine karşı tiksinti geliştirebilir.

    3) olasılıkla ilgili sorunlar

    “paskal’ın bahis savı”ndaki bir başka büyük hata, tanrı’nın var olduğuna ilişkin belirlenen ve hiç de açıkça tanımlanmamış olasılık değeri. bu bahis savını ciddi olarak değerlendirmemiz isteniyorsa, bırakın bizim kendisine tapmamızı isteyen ve tapmazsak bizi sonsuz işkenceye gönderecek bir tanrıyı, herhangi bir tanrının varlığı olasılığının ne olduğunu bilmek yararlı olacaktır. bu olasılık değeri kişiden kişiye değişecektir ve koyu bir ateist tanrı’nın varlığı olasılığına sıfır değerini verdiğinde, bu bahis savının onu zerre kadar ikna etmeyeceği açıktır.

    inanan “ama dur bir dakika” diye itiraz edip “tanrı’nın var olma olasılığı 50 / 50. tanrı ya var, ya da yok, değil mi?” diye sorabilir. insanları sürekli piyango bileti almaya ya da loto oynamaya çeken neden işte tam da budur: olasılık kavramının bu şekilde yanlış anlaşılması. bir piyango bileti aldığınızda ya kazanacaksınız ya da kaybedeceksiniz, fakat bu, çok çekici büyük ikramiyeyi kazanma olasılığınızın 50 / 50 olduğu anlamına mı gelir? tam tersine çoğu eyalette kazanma olasılığı 14 milyonda 1’dir. sayısız birçok tanrının var olma olasılığı da var iken, hıristiyan tanrı’nın var olma olasılığının da eşit derecede düşük bir olasılık olmadığını nereden bilebiliriz?

    4) sözde bağlılık

    bir an için “paskal’ın bahis savı”nın sonsuz tehlikeden sakınmak için hıristiyan tanrı’yı kabul etmenin mantıklı olduğuna bizi ikna ettiğini varsayalım. o zaman ne olacak? bir insan bahis savının önerilerini yalnızca cehennem tehditinden kaçmak için kabul ediyorsa, inancı gerçek ve içten midir? paskal isa’ya içtenlikle, gönülden inanmayı beceremeyen inanmayanlara ne tür bir öneri veriyor? bir kez daha 233’üncü notuna bakalım:

    inanmak istiyorsunuz ama nasıl yapacağınızı bilmiyorsunuz; kendinizi inançsızlıktan kurtarmak istiyor ve bunun için çareyi arıyorsunuz. önceden sizin gibi kısıtlanmış olanlara bakın, şimdi onlar bütün varlıklarını ortaya koydular. bu insanlar, izlemeniz gereken yolu bilen ve şimdi sizin de kurtulacağınız bir hastalıktan kurtulmuş insanlar. onların başlama yollarını izleyin; inanır gibi yapıp kutsal suyu alarak, ayinlere katılarak vb. bu bile sizi doğal olarak inanır yapacak ve hastalığınızın şiddetini söndürecektir.

    özünde, özenerek ve sözde bağlılık göstererek isa’ya gerçekten inanmayı öğreneceksiniz diyor. ancak, herhangi bir psikolog bunun o denli basit olmadığını söyleyecektir; hatta incil’in kendisi bile kurtuluşun tanrı’nın var olduğunu kabul etmekten daha fazlasını gerektirdiğini söylüyor. aşağıdaki ayetler bunu açıkça gösteriyor. incil’e göre tanrı tarafından kurtarılmak için inançlar içten olmalıdır:

    iblisler bile tanrı’ya inanır ama azaptan kurtulamaz. (james 2:19)
    müjdelere / ayetlere inanmalısınız. (mark 16:16)
    mezhebe katılmalısınız. (john 6:53-54)
    iyi davranışlar olmadan inanmak yeterli değildir. (james 2:26)
    kutsal su ve kutsal ruh ile vaftiz edilmelisiniz. (2 selanikli 1:8-9)

    “paskal’ın bahis savı”, insanları tanrı ile ilgili düşünmeye teşvik için yararlı bir başlangıç noktası olabilir, fakat tek başına tam donanımlı ve tamamen kartarılmış inananlar yaratmaya yeterli değildir. tek gerçekçiliği ya da uygulanabilirliği, bir tanrının var olabileceğini düşünüp de o ya da bu nedenle emin olamayan insanlara uygulanması olabilir. temelsiz birçok varsayımlarda bulunmuş olması gerçeğine ve ilk ortaya atıldığından bu yana sürekli olarak pek çok kez son derece anlamsız olduğunun kanıtlanmasına karşın, bugün hala birçok hıristiyan, rahip, savunucu ve türleri tarafından kullanılmaktadır.
    --spoiler--

    (#23514330)
    0 ...
  4. 27.
  5. gözlerinin yapısından bi haber insanlardan gözleriyle dünyaya bakmalarını istemek ne kadar doğru olabilir ki?

    düzeni, intizamı, organizasyonu, mantığı, aklı, gönlü, sevgiyi, rengi, umudu, sonsuz nimetleri kısaca yaratılmış olan her şeyi görmesini beklemek ne kadar doğru olabilir ki?

    evet insan ödül bekler ve kar-zarar mantığı ile hareket eder. yaradılışında vardır bu. maymundan da gelmemiştir üstelik bu özellik.

    insanı yaratan da bilir bunu ve cennet - cehennemden bahseder kur'an-ı kerim'inde.

    eğitimde bile ödül ve cezadan vazgeçmeyen insan nasıl oluyor da ölümden sonra ki hayatı için kendisine sunulan ödülünü ya da cezasını sorgulayabiliyor?

    adı geçen ayette "zina eden kadınla zina eden erkeğin her birine yüz değnek vurun. Eğer Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız Allah'ın dini(ni uygulama)da sizi onlara karşı acıma duygusu tutmasın. Onlara uygulanan cezaya mü'minlerden bir grup da şahit olsun." denilerek zina gibi bir pisliğe bulaşmayın, bulaşan olursa da cezasını dünyada böyle verin ve bir kısım müslümanı da şahit tutun denilir.

    ha unutmadan aynı surenin 4. ayetinde de şunu söyler yaratan:

    "Namuslu kadınları zina ile suçlayıp, sonra da bu suçlamayı doğrulayıcı yönde, dört şahit getiremeyen kimselere gelince, böylelerine seksen değnek vurun ve artık onların şahitliğini, hiçbir zaman kabul etmeyin. Çünkü bunlar, gerçekten yoldan çıkmış kimselerdir."
    0 ...
  6. 28.
  7. şüpheye düştüğün için çoktan kaybettin bile.
    4 ...
  8. 29.
  9. 40.000 tanrı var diyelim tüm inançların tanrılarını toplarsak.

    Müslümanlar 39.999 tanrıyı reddediyor.
    Ateistler 40.000' ini reddediyor.

    Çok fark yok aslında.
    1 ...
  10. 30.
  11. üçkağıtçı müslümanların güya arap tanrısı allah ı kandırma refleksidir bu. iman bu kadar aciz bir şekilde ifade edilemezdi. hani sen çakalsın, seni yaratan mağarada melek gördüğünü iddia edenin tanrısı mal, zaten hiç bilmeyecek, bu çocuk ya tutarsa diye bana inandı.

    zaten tanrılar hep mal bi siz akıllısını amk.
    1 ...
  12. 31.
  13. "allah yoksa ben bir şey kaybetmem!" diyorsa bir "müslüman",
    o olsa olsa tatlı su müslümanıdır.

    çünkü eğer tatlı su müslümanı değil de gerçekten dine göre yaşayan biri olsaydı sorgulamadığı için çok şey kaybederdi.

    "özgürlük" gibi, "hayatın güzel taraflarını" kaçırırdı.

    ama siz tatlı su mümini olduğunuz için pratikte bir ateist ile yakın bir hayat yaşadığınız için böyle konuşmanız çok doğal.

    adam kuran'ı okumamış, namaz kılmıyor, oruç yarım, cumaya gitmiyor,
    gelmiş "allah yoksa ben kaybetmem." nah kaybetmezsin!
    te allam ya.

    az tutarlı olun tutarlı,
    imanın yetmediğini siz bal gibi biliyorsunuz, ibadetsiz olmaz bu iş.

    madem sonsuz bi hayat sizi bekliyor, madem bu hayat bi sınav ya ona göre yaşayın ya da sorgulayıp ateist olun da en azından vicdan azabınızdan kurtulun.
    en azından iki yüzlülüğünüzden kurtulun.

    ateist olduğum için çok mutluyum.

    beyan ettiğim şey ile yaşadığım şey arasında uçurum yok!
    özgürüm, zihnim pür!
    sizi de beklerim.
    3 ...
  14. 32.
  15. Yanlıştır.
    Tek şansını kaybedersin.
    0 ...
  16. 33.
  17. hayatını saçma sapan bir dine göre şekillendirip yobaz bir hayat sürmek kayıptır. ayrıca diğer dinler etrafından bakarsak da o dinden olmadığın için cehenneme gideceksin.
    yani bir tek müslümanların cennet cehennem fantezisi yok.
    ayrıca müslüman olduktan sonra kurtulan ne demek istediğimi net anlar. islam virüsü vücudunuzdan atıldığında gelen rahatlama hissi her şeye bedeldir.
    0 ...
  18. 34.
  19. Yoksa'yı kuruyorsan zaten dinden çıktın demektir delüanlu
    Allah varsa eğer ve süper yüce bir varlıksa senin çakallığını fark etmeyecek mi? ey mümin?
    5 ...
  20. 35.
  21. sabah yazdığım yazıyı atıyorum buraya bi daha uğraşamam diye.

    hirisityanlar da biz yanlışsak bir şey kaybetmeyiz ama ateistler cehennemde yanacak diyor müslümanlar da diyor. senin dinin yanlış hiristyanlık veya başka bir din doğrusa, boku bokuna ibadet edip üzerine bide cehenneme gitmiş olacaksın. senin dinin doğruysa da hirisityanlar boku bokuna kiliseye gitmiş veya başka dini ibadetlerini gerçekleştirmiş olacak.

    bu ben bir şey kaybetmem kafasını yıkan görüştür. ha dersin ben doğru olduğuma eminim beni başka dinler enterese etmez olabilir. sana göre hristiyanların müslümanlar kafirdir cehenneme gidecek ne kadar komik ve uçuk bir iddia ise bize göre de sizin saçma cennet veya cehennem fantezileriniz o kadar uçuk.

    o yüzden gelip burada bir hristiyan yok müslümanlar kafir cehenneme gidecek şöyle yanacak böyle yanacak, kazığı götünden sokup ağzından çıkaracaklar demesi ne kadar sizi korkutursa bizi de sizin ütopik ve vahşi cehenneminiz o kadar korkutur.

    bunlar boş uğraş ve bu ben bir şey kaybetmem kafası da salt ateizm üzerinden olaya yaklaşmaktır.
    2 ...
  22. 36.
  23. (bkz: baskasının yerine utanmak)

    olm yapmayin etmeyin aq ya. bu kadar olmayin be
    0 ...
  24. 37.
  25. Yine bir Müslüman deyimiyle karşı karşıyayız.
    Ben diyorum bunların hepsi gizli ateist.
    Herif diyor ki; yoksa bir şey kaybetmem, resmen bir anlık kuşkuya düştüğü için imandan çıkıyor.
    Hiç ateist kandırmak için diyorum demeyin her şey ortada.
    Varsa eğer %100 var dersin, ya yoksa demezsin.
    Demek ki sizin de kuşkularınız var aynen devam yolunuz açık olsun.
    2 ...
  26. 37.
  27. bütün ortadoğu müslümanları olarak hem hayatlarını bok çukurunda yaşarken kaybediyolar, yetmiyo bi de bombaların altında patlayıp gerçekten ölüyorlar.
    0 ...
  28. 38.
  29. dinden bir şey kazanan insan beyanı. (bkz: para)
    0 ...
  30. 39.
  31. Sadece karşıdaki inançsız kişinin düşünmesini sağlamak için kullanılabilecek bir öneri olabilir.
    Bir müslümanın içinde böyle bir çelişki varsa bu tevhidi bozar. Bir müslüman şüphesiz iman etmek zorundadır.
    2 ...
  32. 40.
  33. cumaya giderken ateist iş arkadaşımın bana boşuna gidiyorsun allah denen bir şey yok dediğinde kurduğum cümledir. ben eşeğimi sağlam kazığa bağlayayım da.
    2 ...
  34. 41.
  35. Sadece aptallar karşılıksız bir şeyler beklerler. iman etmeden, imanın şartlarına riayet etmeden, imanına ve dini islamına göre yaşayıp amel etmeden insanların cenneti ve allahın rızasını talep etmesi, cehâletten başka bir şey değildir. Bu mevzuda imam gazalinin (k.s.) birisine nasihati var. Pek güzel, pek manidardır. istifade etmekte fayda var. Bilmek yetmez. Ahlak ve Amel (iş-ibadet-tüm emir ve yasaklar) Yapmak şarttır.

    --spoiler--
    Yavrucuğum!..

    Yapmadığın işin ücretine lâyık olamazsın.

    imam-ı Ali’ye nisbet edilen bir sözde böyle denmiştir:

    “Kim çalışmadığı halde ücrete lâyık olduğunu vehmederse, o kimse ahmaktan başkası değildir.”

    Hasan-ı Basri de böyle demiştir:

    “Amelsiz Cennet istemek, günahlardan bir günaha daha düşmek demektir.”

    Rabbimizden gelen bir haberde şöyle buyurulmuştur:

    “Amelsiz Cennet isteyenden daha az hayâlı (edepsiz) kimse yoktur.”

    Nebi (S.A.V.) Efendimiz de şöyle haber vermiştir:

    “Zeki insan, nefsine galip gelir, ölümden sonrası için amel işler. Ahmak ise, nefsine tâbi olur, ondan sonra da Allah’tan mağfiret diler.” (Affedileceğini umar.)

    Bugün öğrendiğinle amel etmezsen yarın mahşerde söyleyeceğin söz şudur:

    “Müsaade edin de dünyaya geri dönüp öğrendiğimle amel edeyim!..”
    O zaman da sana denir ki:

    “Ey tembel!.. Ey düşüncesiz!.. Yeni gelmedin mi oradan?

    “Yavrucuğum!..

    Nasihat kolaydır. Zor olan, onu kabul edip, amel etmektir:

    ilmi öğrenip de onunla amel etmeyenin azabı, bilmeyenin azabından çok daha şiddetlidir.

    Nitekim Resûl-i Ekrem (S.A.V.) Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:

    “Kıyâmette azabı, en şiddetli olan kimse, ilmiyle amel etmeyen kimsedir.”

    Yavrucuğum!..

    Sakın amelde müflis olmayasın, ibadette tembelliğe kaymayasın. Şunu iyi bilesin ki, amelsiz ilim fayda vermez. Kullanılmayan silâh sahibini korumadığı gibi…

    Ellerinde kılıçları olan on kişi, sahrada bir arslanla karşılaşsalar, kılıçlarını kullanmadıktan sonra ne faydası olacak onlara…

    işte sahip olunan ilimle amel edilmemesinin durumu da aynıdır. Amel edilmedikten sonra ilmin ne faydası olacak sahibine… Birincisi ikincisi olmadan olmaz.

    Yavrucuğum!..

    Yüz sene ilme çalışsan, binlerce kitap yazsan Allah’ın rahmetine ancak bu ilimle amel etmen halinde kavuşursun!..

    Âyetlerde ne buyuruluyor:

    “insan için ancak çalışmasının neticesi söz konusu” dur.

    “Rabbinin rahmetini isteyen sâlih amel işlesin.”

    Bu âyetlerin söylediği, amelden başka şeyler değildir.

    http://www.omerberber.com...n-talebesine-bir-mektubu/
    --spoiler--
    3 ...
  36. 42.
  37. en anlamadığım

    yemediği bok kalmayıp

    namaz kılıyormuş diye en baş köşelere

    buyur edileceğini zannedenler.

    kuranda da böyle bir şey yazmıyor

    ama bu saflar inanıyor.
    1 ...
  38. 43.
  39. bir müslüman olarak yanlış düşüncedir.

    Müslüman olan kişi ilk önce Allahın varlığına birliğine inanır. Allah olmayabilir diye din yaşanmaz. Böyle düşünenlerde hep bir iman olarak zayıflık vardır. ilk olarak bu durumu çözmesi gerekir.

    ikinci olarak Allah var diyelim , hangi dinin Allah tanımı doğru peki , yahudiye göre yahudi değilsen cehennemliksin, Hristiyanlara ve keza müslümanlara göre de öyle. Diğer budizm, şamanizm gibi dinlerde de kendilerine göre ölümden sonra cezaları var. Ben müslümanım diyorsan diğer dinlerden kendi dininin üstün olduğuna da inanmıyorsun yada emin değilsin demektir bu söz. Bunu sözlediğin ateist, deist senin dinine girsin. Adamların aklı zaten karışık sen daha da karıştırıyorsun. Kendi dininin doğruluğundan şüpheye çekiyorsun.

    Bir müslüman Allahın varlığına birliğine ve islamın Allah indinde tek geçerli din olduğuna önce kendi inanacak. Bunu önce kendine ispat edicek. Sonra bu sözü söylemez o insan zaten.

    not: Hz Ali bu sözün benzerini söylediği ortam durumu ve onun ilmi farklıdır. Benim sözlerim bizim gibi sıradan müslümanlar için geçerli. Sadece bu söze dayanıp ibadet edenler için yazılmıştır.
    1 ...
  40. 42.
  41. az önce farkına vardığım gerçektir. inanmayanlar düşünsün.
    0 ...
  42. 44.
  43. inanmayanlar düşünsün benim tuzum kuru.
    0 ...
  44. 45.
  45. (şuurlu) müslümanlar Allah'a inanmazlar! (Şuurlu) müslümanlar Allah'a iman ederler!
    ikisi çok farklı şeylerdir. insan bir yalana inanabilir ama bir yalana iman edemez. iman "emn" kökünden gelir. Emin olmak, emniyette olmak aynı kökten gelen kelimelerdir. (Şuurlu) müslümanlar kelime-i tevhid'de beyan edilen bilgiye (ki buna hakikat-i Muhammedî denir) sahip olan kimselerdir. O yüzden bildikleri birşeye şahitlik (kelime-i şehadet) ederek islam'a girerler. O yüzden islam'dan öncesine cahiliye denir. Müşrikler ve kâfirler bu bilgiden mahrumdurlar.
    1 ...
  46. 46.
  47. kafamı karıştırmaya çalışan ateist arkadaşıma tartışma esnasında verdiğim cevaptır. bugün de aklımızı kullandık çok şükür.
    1 ...
  48. 47.
  49. Senin aklını si*eyim.

    Tereddüt edersen patlarsın.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük