azılı bir ateist olan yazarın, tolstoy hakkında neden böyle düşündüğünü merak etmiştim doğrusu. ekşi sözlükte itiraflarım başlığını okurken böyle bir yazı gördüm ve sebebini anladım.
''tek gerçek mutluluğun allah'ı bulmak olduğunu anlatır. allah olmadan yaşanan hayatın ne denli anlamsız, allah'lı hayatın ise ne denli anlamlı olduğunu keşfeder. o nedenle tüm anarşistliğine rağmen allah'sız anarşist ve komünistler kendisini sevmezler. bu da ateistlerin genelinin kaypaklığını tekrar gözler önüne serer.''
eline sağlık dostum, sayende ben de bu kaypaklığa şahit oldum.
icinde bulundugu ulkede yasayan halka ait degerleri hice sayan, hakaret eden, onlarla inadina kavga halinde olan bir sahis.
kimse sana zorla inan demiyor ama insanlarin inanclarina, duygularina, deger verdigi seylere hakaret ederek, onlarla dalga gecerek eline birsey gecmez guzel kardesim. muhtemelen yasin kucuk ya da psikolojik problemlerin var, bunu seni ezmek icin soylemiyorum, yalnizca yazdiklarindan yaptigim cikarim bu. eminim ileride bu yaptiklarini anlamsiz bulacaksin.
mutlu olmak istiyorsan evlat, sadece kendi hayatina odaklan. baskalariyla mucadele etmeyi dert edinirsen, mutsuz oleceksin.
sabahtan akşama kadar dine sallayan, bir müslüman olarak benden çok Allah'ın adını anan, bütün kinini nefretini inanmadığı bir tanrıya kusmaya çalışan bir zağar.
allah yerine kime taptığını merak ediyorum şahsen. paraya mı, şöhrete mi, şevke mi ya da kendine mi tapıyor acaba?