"allah senin aldığın her nefeste, aldığın her besinin hazmedilmesinde, annenin karnında su içinde büyümende, büyümen için atalarından gelen dna dan rna sentezleyerek oradan protein sentezinde, aklına her bir düşünce gelişinde, ağladığında, güldüğünde, vücudundaki karbon atomlarındaki elektronların sürekli çekirdek etrafında dönmesinde, gözüne gelen her fotonla dünyayı görüşünde, allah'ı zikreden evrenin sesini her dinleyişinde, aklına gelebilecek her şeyde kendini belli ediyor, fakat sen bunu farketmek, anlamak istemiyorsun." şeklinde açıklanabilecek basit bir mevzudur...
ne demişler: anlayana sivrisinek saz; anlamayana davul zurna az...
kendini belli etmesi için vahiy yollaması gerekmiyor. akılla bulunabilecek birşey. görebilmek için bakmasını bilmek gerek...
inanç meselesidir.ki mesela ben kendisini bu güne kadar gösterdiğine inanmıyorum.sen o kadar mükemmel bir düzen kur herşey şıkır şıkır işlesin.dünyaya insan diye bi yaratık gönder irade ver, herşeye kendi karar versin ama sen ne olacağını baştan gör bil falan işte.ee zaten biliyorsun ne olacağını,peygamber gönderdiğinde durumun nasıl değişiceğinide bilirsin.hadi onu geçtim işin sonunda insan ırkının nası bir bok duruma düşeceğinide önceden görürsün.eee o zaman sen beni yarattığın anda ömrüm boyunca ne nane yiyeceğimide biliyorsun.e o zaman neden zorluyorsun bu kadar bizi?"şans vermedinki bi yaşayalım bak nası iyi insan olucam" falan die savunma yapmamanız için deme çünkü zaten mutlak irade sensin sana diyecek ne sözüm olabilirki?zaten herşey senin...amacım inançsızlığıma kılıf uydurmak değil yanlızca mantıklı bir açıklama istiyorum o kadar.bu güne kadar kendini belli ettiysen, gösterdiysen neden bunu yapıyorsun?yok kendini göstermediysen lütfen buraya müdahale et burada senin adın üstünden çok kötü şeyler yapıyorlar...
ebesinin havaya 3 kere atıp 2 kere tuttuğu insanın söylemidir. saygı duyuyorum söylemine ama allah senin gibi dusunenlere bile kendini belli eder ama sen allahı gormek istemezsin muhtemelen. allah senin nefesinde, kalbinde, yurudugun her adımda, yattıgın yerde, gittiğin bir mekanda, istiklal caddesinde, afrikanın balta girmemiş ormanlarında, kısacası her yerdedir. şimdi şey diye düşünebilirsin tabi ki bu kadar laf ediyosun var oldugunu iddaa ettiğin allahın her dediğini yapıyorsun sanki diyebilirsin ama bunu allahın her dediğini yapıp super bir musluman oldugum için soylemıyorum bunu sadece allahın varlıgına inandıgım icin soyluyorum hayatında basarılar dılıyorum.
sıkılmış olsa gerek. en nihayetinde savaş, açlık, yoksulluk, ölüm bi yere kadar oyalar. yeni arayışlara girmiştir belki, belki de kendine yeni bir gezegen yaratmıştır.
allah islah etsin diyerek bu yazar arkadaşı sebe suresinden bazı alıntılar yapmak istedim..
1. Hamd, göklerdeki ve yerdeki her şey kendisinin olan Allah'a mahsustur. Hamd ahirette de O'na mahsustur. O, hüküm ve hikmet sahibidir, (her şeyden) hakkıyla haberdardır.
3. inkar edenler, "Kıyamet bize gelmeyecektir" dediler. De ki: "Hayır, öyle değil, gaybı bilen Rabbime andolsun ki, Kıyamet size mutlaka gelecektir. Ne göklerde ve ne de yerde zerre ağırlığında bir şey bile ondan gizli kalmaz. Bundan daha küçük ve daha büyük ne varsa hepsi apaçık bir kitaptadır."
5. Âyetlerimizi geçersiz kılmak için yarışırcasına çaba harcayanlar var ya; işte onlar için elem dolu, çok kötü bir azap vardır.
7. Yine inkar edenler şöyle dediler: "Çürüyüp ufalandıktan sonra sizin yeniden diriltileceğinizi söyleyen bir adamı size gösterelim mi?
8. "Allah'a karşı yalan mı uydurdu, yoksa onda delilik mi var?" Hayır öyle değil! Ahirete inanmayanlar azap ve derin sapıklık içindedirler.
9. Onlar, önlerindeki ve arkalarındaki (kendilerini dört bir yandan kuşatan) göğe ve yere bakmadılar mı? Eğer dilersek onları yere geçirir veya gökten üzerlerine parçalar düşürürüz. Bunda, Rabbine yönelen her kul için bir ibret vardır.
22. (Ey Muhammed!) De ki: "Allah'ı bırakıp da ilah olduklarını iddia ettiklerinizi çağırın. Göklerde ve yerde zerre kadar bir şeye sahip değillerdir. Onların yerde ve gökte hiçbir ortaklıkları yoktur. Allah'ın onlardan bir yardımcısı da yoktur.
27. De ki: "Allah'a ortak tuttuklarınızı bana gösterin! Hayır! (Hiçbir şey Allah'a ortak olamaz.) Aksine O, mutlak güç sahibi, hüküm ve hikmet sahibi Allah'tır."
28. Biz seni ancak bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Fakat insanların çoğu bilmezler.
31. inkar edenler, "Biz bu Kur'an'a da ondan önceki kitaplara da asla inanmayız" dediler. Zalimler Rablerinin huzurunda durduruldukları zaman hallerini bir görsen! Birbirlerine laf çevirip dururlar. Zayıf ve güçsüz görülenler, büyüklük taslayanlara, "Siz olmasaydınız biz mutlaka iman eden kimseler olurduk" derler.
38. Âyetlerimizi geçersiz kılmak için yarışanlar var ya, işte onlar azap için hazır bulundurulacaklar.
46. (Ey Muhammed!) De ki: "Ben size ancak bir tek şeyi, Allah için ikişer ikişer, teker teker kalkıp düşünmenizi öğütlüyorum. Arkadaşınız Muhammed'de cinnetten eser yoktur. O şiddetli bir azaptan önce sizin için ancak bir uyarıcıdır."
52. (Azabı görünce), "ona inandık derler" ama onlar için, artık uzak bir yerden (dünyadan)3 iman elde etmek nasıl mümkün olur?
başlığın altındaki açıklamaya göre denmiş ki; peygamber göndermeyeli=kendini göstermeyeli..bu açıklamaya göre peygamberin gelmesi allah'ın kendini göstermesi için yeterli olacaktır. peki peygamber hangi vasıflarla anlaşılır? bir kişi (hasan mezarcı) çıkıp "ben peygamberim" derse o zaman bu başlığın mantığına göre allah kendini göstermiş mi olacaktır? mantıklı bir sorgulama olması için çokca açıklamalara muhtaç bir başlıktır.
Her sey iyi guzel de Allahin varligini yine kuran ile aciklamaya calisan arkadaslarin daha farkli kanitlara yonelmelerini tavsiye ederim. Zira ona inanmayan arkadaslar var ise sayet, onlar kurana da inanmazlar.
ben de inanmak istiyorum aslinda.hatta inaniyorum, yanlizca anlamadigim bazi seyler var.
bir deprem oldugunda "laila"da eglenenlerin eglencelerine devam etmesi, ayni anda on binlerce kisinin yasamini yitirmesi ( (bkz: 17 Agustos)),yasamaini yitirenlerin cogunun ekonomik duzeyinin ortalamanin altinda olusu,
zenginin ve fakirin varligi,
miras olayinin dince kabul edilmis olmasi; dunyaya kimin cocugu olacagimizi belirleyerek gelmiyoruz,babamizin daha onceden sahip oldugu seylere bizim sahip olmamiz sonra ac olanlara bir kisim malimizi vermemiz. basta guzelmis gibi gorunse de neden mal varligimiz olsun ki? bizim hakkimiz degil ki normalde.fakir de olmasin diye ugrasalim, biz de zekat vermeyelim.
3 buyuk dinin kendilerinden onceki ilahi olmayan dinlerle benzerlikleri.
( (bkz: zeitgeist the movie))
mesela bir yandan tum dini kurallari yerine getiren ama din kardesleri olurken onlara yardim etmeyenler gidecek mi? Irakta bir milyon insan olurken ulkesinin kaynaklarini amerikaya sonuna kadar acan, bundan yararlanan, kadinlarina eziyet eden suudi arabistanlilar da mi gidecek?
Ya da bir yandan filistinin yanindaymis gibi gorunup diger yandan ulkemizin butun amerikan uslerine ev sahipligi yapmasina, bunun yaninda filistini bombalayan pilotlarin ulkemizde egitilmesine goz yumacak kisiler de mi gidecekler cennete?
ya buna karsi ciktiklari icin hapse atilanlar? onlar cehennemlik mi olacak?
karsi cikanlari katleden, iskence yapan ama "5 sart"i yerine getirenler ? onlar da mi yoksa ?
dusununce cok az kisi cennete gidebilirmis gibi geliyor... bu sorular kafamda donuyor ama cevap bulamiyorlar kendilerine. tanrisal bir sey var ama cennet cehennem bizim dusundugumuz gibi olamaz.olmamali.
allah'ı insani varlıklarla kıyaslamak ve yorulmuş mudur gibi bi' ifade kullanmak ne kadar mantıklı? eğer inanmak için biraz çaba sarfetseniz sürekli eleştirmek yerine, allah'ın varlığını hissedersiniz ayette de belirtildiği üzere ''Allah, onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir; gözlerinin üzerinde perdeler vardır. Ve büyük azap onlaradır.'' (Bakara Suresi, 7) inanmayan bi' insana ayetlerle karşılık vermek ne kadar mantıklıysa inanmayan bir insanında bu tarz başlıklar açması bi' o kadar gereksiz.
allah'ın zemzem suyu sayesinde milyonlarca arabın su gereksimini karşılarken, milyarlarca insanın aç kalmasına seyirci kalmasıyla iyice su yüzüne çıkan durumdur.
dünyanın döndüğü her saniye kendini görebilene gösteren yüce yaratıcıyı, sadece peygamberlerle, kitaplarla görebilen ya da hatırlayabilen zihniyetin inkar etmek için kurduğu zekadan yoksun cümledir. oysa bir annenin çocuğunu emzirmesinde, güneşin her gün doğmasında, mevsimlerin akmasında, karıncanın yuva yapmasında, denizlerin dalgalanmasında, sevgilinin ellerinde, atlatılan her hastalıkta o aşikardır.
cenabet olanların işlerini ters götürürken bebek katillerinin işlerini rast getirerek kendini gösterir, evin duvarına resim asınca evin bereketini kaçırır çoluk çocuğa tecavüz eden insan müsveddelerini serbest bıraktırır, kalb gözü açık olanlara kendini gösterir.
göz görmek istesin ve kalp inanmak istesin yeter ki. silüetini görmeseniz bile yaşadığınız -tabir-i caizse- mucizeler hem inanmanızı hem de görmenizi sağlar.