"dünyadaki bütün varlıkların bir yaratıcısı, yapımcısı var ama bitek insanın yok. nasıl yaratıldı peki insan? bilmem tesadüftür." içsesinin sahibinin (yaratıcısının) karşı olduğu sebepler. hersaniye birşeyler yaratılıyor. düşünürken bile yaratılış çıkıyor ortaya. yaratmadan duramazsın hatta. bu entryi okurken bile yorum yapıyorsun, yaratıyorsun. ama bu yaratılış sonsuzluğunun başlangıcının tesadüf olduğunu düşünüyorsun. tek bir tavsiye sana. montla sıç.
genelde korkudur.
bunun dışındaki sebepler pek akla yatkın değil gerçekçi olarak bakarsak.
dünya dönüyor demek ki allah var, gözümün üstünde kaşım var demek ki allah var gibi..
(65=ortalama insan ömrü),sonsuz bölü atmışbeş eşittir sonsuz...
(bilime bu kadar bel bağlamak gerçekten çok hoş. bendeniz de bilimin herhangi bir koluyla ilgili eğitim alıyorum ve şu ana kadar öğrendiğim en temel gerçek ise, herkesin de bildiği gibi, hiçbir ama hiçbirşeyin asla yok olmayışı, herşeyin aslına rücu edişidir.)
insanlar kendisinden ve kendi türünden umudunu kestiğinde bişeye sarılma duygusuyla herdefasında tanrıya sarılır hepsindede kendisine ayrılık ister emek vermeden,alım teri dökmeden,avantadan yardım ister:iş,eş,aş,çocuk,para,ev,araba,mutlu bir izdivaç,başarı.. çaresizlik mi? öngörüsüzlük mü?
sonsuz yaşama isteğinin, inancının dayanılmaz hafifliği.
sadece kendini kandırmaktan ibaret olan sebeplerdir. nitekim ateistler ölümden sonra yok olup gideceğine inanır. ancak allah'a inananlar cennet/cehennem de hayatlarını devam ettireceklerine inanırlar ve rahatlarlar. ama bu sadece kendini kandırmaktır. eğer gönülden inanıyorsanız cennet/cehennem e ve allah'a; neden ölülerin arkasından ağlarsınız davul zurna çalmak varken, neden cenazelerde karalar bağlarsınız halay cekmek varken. demek ki her insanoğlu az çok biliyor ölümün yokoluş ve son olduğunu.
çevredeki malaklar da bu sebeplerdendir elbette. o kadar saçmalıyorlar ki dine-inanana bok atarken insanın içine dolu dolu bir iman kitlesi hücum ediyor. onlar saçmaladıkça ben daha çok inanıyorum.
benim çok sebebim var mesela. en azından orada benim sorularımı yanıtlayacak, hesap soracak biri olmalı. öteki tarafta biri olmalı arkadaşım. madde olabilir, doğa ana olabilir, şeytan olabilir, allah olabilir, isa mesih olabilir, ne olursa olsun hatta nietzsche bile olabilir.
yeter ki biri benim karşıma mertçe çıksın. çıksın ki şu hz ayşe olayını sorayım. kalpleri nasıl mühürlemişbir öğrenelim bakalım. ooo daha bunun recm i var, türban ı var, hac olayı var, onbir ay paşalar gibi yaşayıp, bir ay aç kalınca yoksulları anladığını sanan insanlar hakkında ne düşünüyor bir açıklasın .. şu bir tutam kadın saçından tahrik olan erkekleri nasıl yaratmış bir anlatsın da ferahlayalım değil mi?
eşsiz bir boşluk içerisinde milyarlarca galaksi, onların içinde milyarlarca irili ufaklı yıldızlar, onların etrafında dönen milyarlarca çeşitli yapıda gezegenler, arada gezinen göktaşları, uydular, kuyruklu yıldızlar, nebulalar, kara delikler, bizim yaşadığımız gezegenin yapısı itibarı ile gözlemleyebildiğimiz evrendeki diğer gezegenlerden farklı olması ve neredeyse pamuk ipliğine bağlı sayılacak bir hayat süren insanoğlu ve onlarla beraber yaşayan diğer canlılar. bu canlıların yemeleri ve içmeleri için gereken tüm besinler ve minerallerin oluşumu. tüm bu saydıklarımı bir araya getiren atomlar, elektronlar, protonlar, nötronlar, parçacıklar ilgili sebeplerden birkaçı olabilme ihtimali barındırır.