yolda yürürsün bir ağaç görürsün ve şöyle dersin; işte bu ağacı allah yaratmıştır. hiç bir bilimsel bilgin yoktur aslında. sadece bir kitapta yazdığı için inanırsın. kitaba neden inanırsın? çünkü bir peygamber o kitabı allah ın gönderdiğini söyler ve sende inanırsın. aslında hiç bir bilimsel bilgi yoktur ama inanırsın. bu bilgilerin hiç birinin sağlaması yoktur. dinde inançta hiç bir bilimsellik yoktur. sadece birileri bir şeyleri iddaa eder ve inanırsın. aksi bu insanlara anlatamazsın çünkü; bir insanı kandırmak kandırıldığına ikna etmekten daha kolaydır.
insanın fıtratı gereğidir. Issız bir adada tek başınıza büyüseniz bile kalbiniz Allah'ın varlığını hissedecektir. bakın kalbiniz diyorum, aklınız değil zira bu bir sevgi meselesidir.
Belki de bir arkadasimin bir zamanlar, senin hayatimda olmus olman tesaduf olamaz be kesin bir yaratici olmali diye dusunduruyolar bana,dedigi icindir.
var olduğu
bir olduğu
rahman ve rahim olduğu
ezelde ve ebedde olduğu
bütün noksan sıfatlardan münezzeh olduğu
yaratan yaşatan öldüren dirilten olduğu
esmaül hüsnada anlatılan sıfatlarla mücehhez olduğu
daha saymaktan aciz olduğumuz herşeye sahip olduğu
cennet cehennem ,sıdre ,arş ,levh ,kürsü kalem in sahibi olduğu
ve allah olduğu için .
Bilimle desteklenmiş olmasından mütevellit Kuran'da geçen 3 ayettir.
-"güneşle ay belli bir hesaba göre hareket etmektedir." (Rahman/55)
-"göğü gücümüzle biz kurduk ve onu genişletmekteyiz" (zariyat/47)
buradaki genişletmeden kasıt fizikteki kırmızıya kayma ya da evrenin sürekli genişliyor olması yüksek ihtimal. olay, gök cisimlerinin bir merkez olarak bizden uzaklaştıkça kırmızı dalgaboyu yaymasıdır.
-"Dağları görürsün de, donmuş sanırsın; oysa onlar bulutların sürüklenmesi gibi sürüklenirler..." (neml/88)
Bu ayette de bahsi geçen kıta kayması levha hareketleri olması muhtemel.
Klasik bir söz var bu konuda, söylemenin tam yeri olsa gerek. " Ortada bir sanat varsa sanatçı da vardır" demektir. Ancak kuş beyinli insanlar hem malzemenın, hemde sanatın kendiliğinden oluşacağına inanırlar.
allah, tanrı, abuzittin ne derseniz deyin adına, olmaması mantık dışı. mantıksızsanız bile çok korkutucu olmama ihtimali.
ama onunla ilişki durumunuz, kesinlikle bu yobazların, hristiyanların ya da diğer dinlerin söylediği gibi olma ihtimalide sıfır.
beni bir yaratan varsa demek ki beni sevmişte yaratmış. eğer ki bir yaratan varsa , şu sınırsız evreni yaratabilecek güçteki 'biri' benim ona yalakalık yapmama ihtiyaç duyamaz. ben ki evrende bir nokta bile olmayan bir güneş sistemindeki noktadan küçüğüm.
asıl soru burada 'nasıl bir allaha inanıyorsunuz' olmalıydı.
cezalandıran, kızgın, yalakalık seven mi? seven, afeden, koruyan mı?
kızıl çomarlar nasıl ki iran tarafından devşirildiğinden beri araplara ve dinini yaşayanlara kin duyuyorsa, onlara inat inanmamak yavuz sultan selim'in bıraktığı mirasa saygısızlık olurdu diye inanmalıyız. az mı çektik ya? sırf allah'a inandığı için sivilleri katlettikleri şahkulu, celali, koçgiri isyanları falan oldu bu topraklarda. "türk katli vacip ve sevap" demişti hasan sabbah. sırf inancını yaşadığı için selçukluya kin duyan, selehadin eyyubi'yi suikast düzenleyen bir farsi haşhaşi dölünden bahsediyorum. torunları hala pek yakınımızdadır, bizim inanmamamız onların zaferi olacağı için inanmalıyız. inanmıyor olsak bile geçmişte atalarımız inandığı için şahkulu gibi isyanlarda katledilmiştir belki de. yani her ateistim diyen ateist değil, bu takiyyecilik maskesi ile nasıl bir iran devşirmesi olduğunu saklıyor olabilir. o yüzden inanın arkadaşlar. tarih bilseniz inanırdınız.