* en önemli konudan başlıyorum. öncelikle bir camiye girmeme olayı vardır. kesinlikle bilindiği şekilde olmamıştır. kitaptan bi haber aleviyle oturup konuşursan tabi atıp tutarsın.
camiye girmeme: hz ali cami de öldürüldü diye girilmediği söylenen vukudur. fakat aslı o değildir. hz ali camide öldürüldükten sonra cemaat namaza gider ve cami önünde hz ali nin eşyaları yere serilmiş bir vaziyette ''üstüne basıp geçmeyen müslüman değildir'' şeklinde bir şart koşulmuştur. işte olayın koptuğu nokta orasıdır.
bir kısım camiye girerken diğer kısım camiye girmemiştir. ve aslında gerçek aleviler o günden sonra camiye hz ali orda öldürüldü diye değil hz muhammed in veliahtına yapılan bu kötü hareketten dolayı girmemişlerdir. işte alevilik ve sunniiliğin ikiye ayrıldığı zaman o zamandır.
dediğim gibi aleviler içinde son peygamber ve en önemli peygamber hz muhammettir. fakat onlar ayrıca veliahtına da duydukları sayıgıyı her yerde dile getirirler.
o günden sonra camiye girmeme gibi bir olay çıkmıştır ki onlar da her bir münafık kadar riyakardırlar benim gözümde. tamamiyle üşengeçlik ve başka gerçeklerin arkasına sığınmaktır. korkaklık, iki yüzlülük, bilgisizlikten ötürüdür. camiye de gidicen, orucunu da tutucan, zekatını da vericen...fakat daha temizdir. kuralcılık değil, sevgiyi esas alır. insanın iç temizliği önemlidir.
hele bir mum söndü olayı var onu hele hiç anlatmayayım. kim uydurdu neresinden uydurdu nasıl uydurdu hiç bilemicem onca okuduğum alevi kitabında hiç böyle birşeye rastlamadım.
aslında aleviliğin; felsefesi güzeldir, dini yaşama şekli güzeldir. tanrıyı putlaştırmamaktır. ama inancı daha sevimli kılacak yöndedir alevilik. cem evlerinde sohbetler olur, büyükler küçüklere müslümanlıkla ilgili güzel şeyler anlatır. hz muhammed, hz ali, ile ilgili hikayeler anlatılır. semahlar dönülür, tamemen kendini tanrıya adarsın. orda tek düşünce tanrıya ibadet etmektir. büyüklerden feyz alırsın. her hafta kurban kesilir ve kapısı herkeze açıktır. bu adaklar fakire, yoksula bağışlanır.
aslında esas baz alınan kardeşlik ve birliktir. sohbetlerde babalar ve dedeler anlatır ve erdem sahibi, hayatını kutsal yaratıcıya adamıştır. o bilgi küpünden o dini yorumlayış * şeklinden feyz almak inanılmaz mutluluk vericidir.
not: baba ve dede, aleviler arasında hacca gitmiş hacılık mertebesine ulaşmış insandır.
burda anlatılanlar aşağılamak amaçlı değildir. sadece bilmeden konuşmanın, kendini o şeye adamış insana ne kadar zarar verebileceğini düşünmek gerekir. **
mum söndü olayı, aleviliği karalamak amacıyla uydurulmuş bir söylentidir. aynı söylenti alevilerden sonra anadolu da yaşayan başkaları için de uydurulmuştur. örneğin yahudiler.
caminin de cemevinin de aynı kökten, yani buluşmadan, birleşmeden geldiğini işaret edebilen ifadedir. ayrıca yüzyıllar boyu aleviler'in baskı altında tutulması da ibadetlerinde yalnızlığa yol açmıştır. kendi ibadetleri kendilerini ilgilendirir. diğerleriyle bir arada yapılmaz.
bu ülkede alevilere yapılan baskının üçte,biri, sunnilere yapılsaydı anında mehseplerini değiştirirlerdi.. ezilen baskı altında kalan bu alevi toplumu inancını hala yitirmemiş ve mehsepinden vazgeçmemiştir...
Haklı bir önermedir. insanımız kulaktan dolma bilgilerle konuşmayı çok sever türlü türlü hikayeler anlatılır ve çok acıdır bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olurlarki küçümsenecek bir durum değildir. Bu millet mevlidi şerifi kuran sanıyor halen oysaki süleyman çelebinin yazdığı bir şiirdir. Bilmeden sallamayın olurmu.
Bu arada ben alevi değilim, olsamda çok şey fark etmezdi ben yine aynı ben olurdum.