bir kere başlık hatalı. burdan kafirleri yakmak legalmiş, insanlık onuruymuş gibi anlam çıkarılabilir. insanlıkla ilgili konularda sonradan kazanılmış,kazandırılmış üretim hatalarımızı giderirsek o zaman insanlık hakkında konuşabiliriz.
bu milletin vergileri içinde her kesimin emeği vardır. o yüzden her kesimin fikirlerini, inanışlarını savunan "legal" örgütler desteklenmelidir. (neyse bu başka bir konu)
ahmak oldukları yadsınamayacak bir gerçek olan topluluktur efendim. zihinleri örümcek bağlamış ileri bakamayan kişilerdir. islamı anlayamamış ve çok yazık sayelerinde birçok kişinin de islamdan uzaklaşmasına sebep olmuş ve hala da olmasına sebep olan talihsiz topluluk. tek temenni bu kişilerin islamı temsil etmediğinin bilinmesi olmalıdır.
sunnilugatına mük-kem-mel şekilde yerleşmiş tabirler vardır. biraz alt yapısını araştırınca içinde sürekli batıni, ezoterik ve heterodoks inançlara karşı merkezi otoritenin resmi mezhebinin yürüttüğü propagandalar çıkar. misal:
alevi ve kızılbaş katlinin vacip olması iddiası. herhangi bir fıkıha ait değildir. iddianın ilk sahibi yavuz sultan selim'dir. iran seferinden önce verdiği fetvada yer alır ve günümüzde bile aynı nedenden sivas maraş ve çorum'da aynı olaylar yaşanabiliyor.
fatih sultan mehmet döneminde hurufilerin topluca bir cami içinde yakılıp öldürülmesi. fatih sultan mehmet'in emri ile yapılmamıştır ancak hurufileri tehlikeli olarak gören veziriazam mahmud paşa ile müftü molla fahreddin-i acemi gibi bürokratlarca oyuna getirilip gerçekleştirilmiş bir eylem. devamında ise balkanlarda yüzlerce yıl süren hulül inancına sahip insanlar avlanmış.
örnekleri artırma imkanımız çok. bu kadar örnek bile batıni, heteredoks inanç mensuplarının, -en üstten en alta- merkezi otorite tarafından sistemli bir şekilde kıyıldığına delildir. modern ekonomik sınıfların oluşmadığı bu döneme ait bu mücadeleyi yine de bir sınıf mücadelesi olarak yorumlayabiliriz. merkezi otoritenin dini ortodoks islam ile ezilenlerin dini heterodoks islam. bu iktidar mücadelesi modern devlette de süreklilik gösteriyor. sunni kesim yine modern devlette kapitalin ve iktidarın sahibi olmuş. buna karşın ezilen sınıf olan alevilik kendine proleteryada yer bulmuş. bu süreklilik ilişkisi göze alınmalı.
fatsa-maraş hattında yaşanan katliamlar ancak böyle açıklanabilir. yok ergenekondu yok carttı yok curttu. bilmem kim yan gözle baktı. kim kimin hakkında ne dedi. bunlarla bir arpa boyu yol alamayız.
Yüzyılların içselleşen baskı ve zulmü sonunda Alevi gençleri Marksist-Leninist düşünce ve ideolojiyle tanışmışlardır. Sisteme karşı duydukları tepki, nefret ve isyanlarını sol ideoloji üzerinden dile getirmişlerdir.Sosyo ekonomik ve kültürel nedenlerden dolayı Çorum, Maraş, Malatya ve Sivas gibi illerde korkunç Alevi katliamları yaşanır.
Yaşanan bu olaylar onları genç kuşağı ateizm 'in kucağına yavaş yavaş atmıştır.
Alevilere karşı baskı, dışlama ve karalama kampanyaları ve devletin benzeri doğrultudaki politikaları alevileri ötekileştirmiştir.
Şimdi bu konu üzerine sadece şunu dyebilirim ;
Dün akşam tv 'de kanalları dolaşırken Cem Tv'ye denk geldim. Cem ibadeti vardı.
Allah ! Allah ! Allah diye , Ya muhammed(s.a.v.) Ya Ali (r.a) diye..
Hasan ve hüseyin'e ağıtlar yakıyorlardı. Su vermediler onlara diye ağlıyorlardı . Bunlar mı kafir ? ibadetlerini inandıkları şekılde yapıyorlardı. Belki de bizden daha çok müslümanlar, inanarak ibadetlerini yapıyorlar hissediyorlar.
Önyargı .. Biz hep önyargıdan kaybediyoruz. Yüzyıllardır, dilden dile dolaşan
aslı olmayan sözler yüzünden bu insanlar dışlandı, yakıldı , yıkıldı.Hala da anlamaya çalışılmıyorlar.
Ve bu yaşanılanlar onları yaşadıkları inandıkları şeyden bile uzaklaşmalarını sağlıyor, Genç aleviler bu dışlanmalardan dolayı ''neden, niçin, peki ama nasıl ?''düşüncelerinin arasında kaybolup gidiyorlar.
Maraş katliamından bir resim. Aleviler, alevi kürtler ve sol kesimin katliam resimleri . Önce onların evlerine gittiler. Tek Tek kapılarına işaret koydular ve yaktılar.
Niçin ? Cevabını herkes aslında az çok biliyor.
Kuran-ı Kerim'den bir ayet ile yazımı sonlandırmak istiyorum .
''Eğer Rabbin dileseydi yeryüzündekilerin hepsi elbette iman ederlerdi O halde siz, inanmaları için insanları zorlayacak mısın?'' (Yunus, 99)
öncelikle değil alevileri kafir diye yakmak/öldürmek, direk inançsız/kafir birisini öldürme hakkı bile yoktur islamda. karşılığı olmaksızın (kısasa kısas) bir insan öldüren tüm insanları öldürmüş gibidir.
olaya karışanların ahmaklığı, cahilliği ise tartışılmaz elbet. aynen 80 öncesi sağcı/solcu diye birbirini öldüren insanların ahmaklığı gibi. ülkemde yaşanmış tek örnek değildir sivas olayları. değişik zamanlarda, değişik hassasiyetler kullanılarak bir çok defa cahil insanlar manipüle edilmiş, kışkırtılmış, provake edilip birbirine düşürülmüştür.
elin adamı ülkeyi bölmek için toplum mühendisliğini çok iyi kullanıyor. bana göre de tek çözüm halkın eğitilmesi. koyun gibi güdülmekten, önüne her çıkanın peşine düşüp gitmekten kurtarılacak bilinç seviyesine eriştirilmesi.
o olaylara katılan halka da kabahat bulamıyorum bu nedenle. denildiği gibi cahil, ahmak vs. asıl perde arkasındaki bu olayları tezgahlayanları iyi tespit etmek lazım. uğur mumcu da bu yüzden öldürülmedi mi zaten. mahir kaynak tan okumuştum sanırım, "bir olayı/cinayeti kimlerin gerçekleştirdiğini bulmak istiyorsanız o olayın sonucunda kimlerin kazançlı çıkacağını araştırın" diyodu. yeni yeni ortaya çıkıyo işte hangi eylemden kimlerin nemalandığı. danıştay saldırısından, hrant dink cinayetinden vs kimlerin çıkarı olduğu, kimlerin tezgahladığı.
bu arada bir de olayın karşı taraf tarafından kışkırtılıp kışkırtılmadığını da bi araştırmak, düşünmek lazım. halk cahil, sen aydınsın. hem kendin için aydın sıfatı kullanıyosun hem de karşındaki cahil adamı kışkırtıyosun.
bu arada başlık "insanları kafir diye yakan ahmaklar" olsaydı anlamlı olurdu. sanki alevileri öldürmek çok kötü bişey ama diğerlerini öldürmek o derece kötü değil gibi. alevi halkımızdan bazı provakatörlerin de sürekli kendilerini ayrımcılığa tabi tutmaları, alevi kimlikleriyle ön plana çıkma gayretleri zaten bu tür çatışmalara tuz biber ekmiyo mu. tamam kardeşim aleviysen alevisin, allah kabul etsin. yaratıcıyla aranda olan bişey neye inanıp inanmadığın. her platformda bunu ortaya çıkarma gayretinin sebebi ne. adam feysbuk da din hanesine yazmış "alevi" veya "müslüman alevi" diye. aleviliğin şov amaçlı teşhirindeki amaç nedir bölücülükten başka, madalya beklentisi falan mı var. insanız işte hepimiz, yetmiyo mu
bu katliamı yapan mollalar şimdi demokrasi, açılım, kardeşlik yalanlarıyla milleti kandırmaya çalışıyorlar. çok değil 17 sene öncesinden anlaşılıyor bunların niyeti. ***
içinde zerre insan sevgisi taşımayanlardır. kimin ne kadar kafir veya müslüman olduğuna karar verecek merci olarak kendilerini tayin ettiklerinden, ceza kestiklerinden dinen en büyük günah olan allah'a ortak koşma günahını işlemişlerdir.
anadolu'da 14. yüzyıldan beridir yaşanan bir olayı kalkıp ergenekon terör örgütüne indirgemek -bilmiyorum siz nasıl yorumlarsınız ama- bana göre bu olayın ciddiyetinin farkında olmamak demektir. sistematik bir şekilde öldürülen insanlardan bahsederken biri çıkıp ergenekon diyor. iç siyasetinizi alın kıvırıp rulo yapın beyler. insan ölüyor hey. insanlık bu kadar öldü mü?
hayır aleviler kafir de olabilir be ey büyük .rospu çocuğu insan, o inandığını söylediğin allah'ın yarattığı kulları yakmak öldürmekmidir senin inanışın.okuduğunu söylediğin kitabın neresinde yazıyor allahın kulunu öldürmek inandığını söylediğin peygamberin hangi sözünde varda sen böyle bir katliamı gerçekleştirdin.
kimin yaktığı belli olmayan bir olayı kaynak göstererek sünnileri suçlayan kesimin hezeyanıdır.
sivas olayları sünnileri sndirmek için yapılmış bir provokasyondur. tutuklamalar suçlamalar o kadar alel acele olmuştur ki insanın şüphelerinin depreşmemesi mümkün değildir. ayrıca o gün camilerde namaz vaktinde davullar cami kapılarında çalınmış üstüne üstlük imamlar aman provokasyona gelmeyin demelerine rağmen bu olaylar olmuştur. olayların olduğu sırada diyarbakırda görevli bir sivaslının tutuklanıp hapse atılması, yaralanmış komsere yardım eden bir kişinin komseri vurmakla suçlanması gibi olaylar tamamen asıl suçluları örtbas etmek içindir.
yıllar önce (bkz: muhammed esad erbilî) hazretlerinin kellesini almak için menemen olaylarını bahane etmiş bünyelerin asıl suçluyu görmemek için bahane aradığı insandır ayrıca bu. bu insanları ahmak diye suçlayan ahmaklar sivas katliamı için götlerini yırtarcasına bağırırken, alevilerin sivas'ın intikamı olarak düzenlediği iddia edilen başbağlar katliamı konusunda suskun kalmaları ne kadar götlek ve bağnaz olduklarının da delilidir.
çevre illerden "hicret koşusu" var diye devlet imkanları ile otobüs otobüs insan taşırsınız. oysa öyle bir koşu yoktur. ama olmasa ne yazar. allah rızası bu.
sonra aydınların/yazarların kaldığı otelin önüne kamyon kamyon taş taşınır. soranlara kaldırım çalışması var denir ama aslında ne o taşlar kaldırım taşıdır, ne de kaldırım yapmaya müsaittir. üstelik kayıtlarda kaldırım çalışması diye bir hadise yoktur. o gün, sivas'ın hiçbir yerinde de kaldırım çalışması yoktur. ama nasıl oluyorsa taşlar, devlet araçları ile taşınır. kimse de neden sokak ortasına taş döküyorsun demez. devlete göre sorun değildir.
sözde hicret koşucuları sokaklarda nidalar atarak yürüyüşe başlar. aydınları, alevi gençleri kovalamaya başlar. ne asker, ne polis ortalarda yoktur. ne hikmetse çağırılan polisler de "gidin burdan, sizi koruyamayız" derler.
sivas'ta türkiye'nin büyük ordularından biri vardır. ama her ne hikmetse arandıklarında gelemeyeceklerini beyan ederler. sözde çatışmaya gitmişlerdir. ama sivas bu. koskoca ülkenin en büyük ordularından biri orada. üstelik gerçekte böyle bir çatışma da resmi katıtlara düşmemiştir. üstelik ordu, madımak oteline de çok yakındır.
kalabalık göz göre göre birikir, büyür. göstere göstere gelinir. otel kuşatılır. milletvekilleri, başbakanlar, bakanlar aranır. ama hiçbiri umursamaz. hiçbir şey yapmazlar!
ve ölümü bekler 37 can... aslında daha da fazlası. kurdukları barikat geçilemeyince otel ateşe verilir. ağızlarda akıl almayan sözler...
ve milyonların gözü önünde, televizyonlarda canlı yayınlarla 37 can yakılır. sanki tüm ülkeye mesaj verircesine! sanki tüm o yakılan insanlar gibi olanlara gözdağı verilircesine. saatler süren karmaşa, geliyorum diyen katliam, ve yakılan 37 can...
ya peki siyasiler? ne dediler?
süleyman demirel: "halkla güvenlik güçlerini karşı karşıya getirmeyiniz"
tansu çiller:"çok şükür, otel dışındaki halkımız bir zarar görmemiştir"
erdal inönü, aziz nesin'e diyor: "lütfen bir saldırıda bulunmayın."
ve şevket kazan...
olaylar sırasında belediye başkanı idi. olaylar sonrasında ise adalet bakanı olarak faillerin avukatlığını yaptı. hala meçhul olan, aslında bilinen gerçeklerin...
evet... telsizlerden geçen konuşmalara göre 10.000 kişi 37 kişiyi allah rızası için yaktı. enteresandır cehennem ateşini yakan insanlar da bu 10.000 kişinin içinden insanlar... onlara göre alevi diye, solcu diye birilerini yakmak, allah rızasını kazanmak...
bu sebepledir ki "tekbir" sesleri ile, "cehennem ateşinde yanıyorlar" nidalarıyla yaktılar...
ve unutmadan...
sanırım belki de bu sebeple, "devletin dini olmaz" düşüncesini siklemeyip sünni mezhebi fonlayan, sünni geleneği hariç ne alevileri, ne hristiyanları, ne de diğerlerini tanımayan, ama vergilerini seçtiği dini inanışa harcayan devlet, bu sebepledir ki belki de sessiz kaldı... 37 canı tanımıyorlardı, yakılmaları da bu sebeple umurlarında olmadı...
olay göstere göstere geldi ve aradan 16 sene geçti. ne engellendi, ne de failler cezalandırıldı... zaten nasıl cezalandırılsın ki?
aynı süleyman demirel'ler ve diğerleri değil midir deniz gezmiş'leri astıran, asılması için evet oyu veren ve astırmak için büyük çabalar gösteren...
allahu ekber diye bağırıken allah'ın verdiği canı almaktır ve bunu allah adına, din adına yaptığını savunmaktır. hatta bunu yapanlar cumhuriyet burda kuruldu burda yıkılıcak da demiştir. bu da benden o evrimini tamamlamamış yaratıklara gelsin.
(bkz: hassiktir diyorum hassiktir)
alevilik, türklerin islamiyet'e direnciydi. islam ülkesi yapılmak istenen bir ülkede, bektaşi ocakları nasıl yakıldıysa, madımak da öyle yakılmıştır. orada kişiler yada üst kimlik olarak alevilik değil, yakılan bir dirençti.
