alev alatlı

    1.
  1. "bu toplumda " biliyor " olmak mutlak surette bir haksızlığa maruz kalmak demektir. çünkü bilgi borçlandırır, "anlamak" zorunda bırakır. cahil, acıma duygusu uyandırır. yıkıcılığı bağışlanır. bu, onların lüksüdür. oysa aydın, bilgilenmek gibi bir suçtan müeebeden mahkum edilmiştir" diyen Türkiye'de aydın sıfatını hak eden nadir insanlardan...
    34 ...
  2. 3.
  3. 4.
  4. türkiye'de entelektüel sıfatını hak eden birkaç kişiden biri hatta birincisi.
    http://www.alevalatli.com
    11 ...
  5. 2.
  6. Gerçek,kurgudan daha acayiptir,çünkü Kurgu,olabilirlikleri gözetmek durumundadır,gerçeğin öyle bir zorunluluğu yoktur.(Mark Twain)

    'Aydınlanmanın kibri!'dediğim olguyu tek kelimeyle ifade etmek durumunda kalsam,seçeceğim sözcük hükümsüzleştirmek olurdu.insanları,yaşananları,ülküleri,bilgi birikimini,inançları hükümsüzleştirmek;hiç olmamışlar gbi yapmak;teknolojik üstünlüğün revaç verdiği çokbilmişlik,kabalık,yüzeysellik,hafifmeşreplik.

    şeklinde bir önsözle yetinen,Aydınlanma değil,merhamet!adlı eseri bize kazandıran insandır.kanımca kitapları aynızamanda ansiklopediktir.
    7 ...
  7. 15.
  8. kalbi, aklı, şefkati, ruhu, gülümsemesi güzel insan..tüm bu güzellikleri 60 küsür yıldır içinde barındıran ve karşısındaki ile de bunu paylaşmayı bilen insan. bir takım şuursuzların bok atmasına aldırmadan "çocuklar, benim zamanım dar, daha yapcak çok iş var" diyen insan.. fikir sahibi olmadan kanaat sahibi olunmaması gerektigini bilmeyen dallamalarla artık ugraşmayan insan.

    hiç bir şeyi gizli degildir. aydınlığı da, hakikatperestliği de ayan-beyandır. anlamayan mallara cok da acıklama gerekmemektedir.
    7 ...
  9. 119.
  10. recep efendi'yi eleştirenlere aşağılık demiş. varım ben diyem ona yukarılık. ikimiz de yalancı çıkarız.
    6 ...
  11. 20.
  12. kor'general. önyargısız ve bir cahil olarak okuduğum kitaplarında çalışkanlığına, aydın sorumluluğu taşıyan havasına hasta ederdi. korktuğum başıma geldi. her kanalda, her gazetede yazıyor, konuşuyor olmasını taraf olmama prensibine bağlamıştık. şimdi anlıyoruz saçaklı mantığı diline dolamasının nedenini. bir aydından beklenmeyecek kadar pelesenk ettiği 'vicdan' rahatlatması içinmiş. oysa biz muğlak'ı mutlak'a galip getirme çabasını savunuyor sanmıştık. düşüncesi kafatasına bol gelenlere verdiği nizami ayarları gülümseyerek okumuş, ontolojiyi milletler seviyesine taşımasına disiplinler arası slalom denemesi diye bakmıştık. hep hür irade görmek isteyen aptal gözlerimizin suçu.

    gücün kitle yönetmekteki acımasız yöntemlerini yok sayıyor değiliz. biz de komple komplo teorisyeni sayabiliriz kendimizi. ancak düşünme yetisinden yoksun biz zavallıların duygularıyla da böyle oynanmaz. üniversitede gay kulübü kurulmuş, onu da oryantalizme bağlamış. sonuçtan sebebe giden, eşitliğin sağ tarafına her zaman "oryantalizm" yazan acaip bir matematik yöntemi geliştirmiş. fiziği bir kedinin kuyruğuna*, sonra iki çift turnanın kanadına* bağladığında esprili ve akıllı inanılmaz kadındı. şimdi ezber bozmayı kafa bozmaya indirgeyen, yaygın cehalet denizinde mezenfermasyondan sorumlu derince devletin sütun bacaklı neferi.

    her parlayanı münevver bilmek aptallığımızdan değil, iyi bakarsak iyi olur'a inanmaktandı. mürid istememiştim, şimdi mürşid de istemiyorum. boş geldim, dolmadan gideceğim, kendimi aşka vereceğim.

    sarı saçlarından sen suçlusun! artık sevmeyeceğim.
    10 ...
  13. 133.
  14. entellektüelliği derin birikimi ve zekası kesinlikle yadsınamaz ve fakat kesinlikle kitap dahası katiyyen roman yazmaması gereken beni hayal kırıklığına uğratmış yazardir. bilginin bir kitap yazmak için yeterli olmayacağının en somut örneğidir. hele roman kurgusu çok fena. edebiyat çok başka birşey. bir kitabı okutan şey asla yazarın bilgisi değildir. bizim aydınımızın en büyük sorunu bu. bilgi içerikli bir kitabın bile iyi bir kurgusu yoksa enformasyon yığını gibi eğreti saçma birşey oluyor. ben çok biliyorum çok öğrendim haydi artık kitap yazayım modası var nedendir bilinmez. az bildiğini dağılmadan derin anlatabilmek, merak uyandırabilmek duyguyu yansıtabilmek edebiyat budur. sonradan kazanılabilir mi bilmem ama geliştirilebilir. biraz mayasında olması gerek sanki.

    alev alatlı köşesinde yazsın japonca çeviriler yapsın efendim kitap yazmasın. karl marx masteri yapıp böylesi bir siyasetin içine tüpsüz dalarak bu denli istikrarsızlık gösterebilmiş olması ayrı bir konu hiç girmiyorum keza.
    5 ...
  15. 67.
  16. --spoiler--
    MHP binasının önünden geçerken, "iyi ki ülkücüler var ve bu ülke bölünmeyecek" diyen, bir solcuyum ben !
    --spoiler--

    demiş ablamız.
    6 ...
  17. 14.
  18. bugün * zaman gazetesinde yayımlanan yazısını aynen naklediyorum okuyalım efendim..
    *
    ......
    HATIRLA..
    Mısır'ı yetmiş yıl(1) süreyle işgal altında tutan ingilizlerin, işgal Kuvvetleri Başkumandanları, palabıyıklı ve de fesli "Earl,"(2) Mareşal ve Serdarı, Henry Kitchener'ı(3) hatırla. Kitchener'ın Güney Afrika'yı(4) ingiliz imparatorluğu'na katabilmek için yerlilerin evlerini, köylerini, ekeneklerini bir daha ürün vermemek üzere bir baştan bir başa yakan(5) adam olduğunu hatırla.



    "Toplama kampı"(6) uygulamasını dünya zulüm tarihine (Hitler'den çok önce) armağan ettiğini hatırla. Kitchener'ın Lübnan ve Filistin'i karış karış gezip, israil'in "gelecek"teki sınırlarını belirleyen menfur kadastrocu olduğunu hatırla.
    .....
    diye devam eden yazımızı isteyen burdan okuyabilir http://www.zaman.com.tr/w...r/haber.do?haberno=482790
    *
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük