"aldatan kendi aldanır " bıdı bıdısının kimseye fayda etmediği insanın içini çizik çizik eden durumdur. En güzel anlatanlardan biri üstad yılmaz erdoğandır ki kendisi
--spoiler--
Bir adamın yüzünde ya da yalana çok benzeyen bir doğru sözünde belki Biz olsa olsa bir müddet aşklaştık aşkım aşık olmadık
Bir elim sana uzanır öteki berikinin zaten elinde
--spoiler--
demiştir. Aldatan kişinin sevilme oranı her ne olursa olsun insanın içini çok sevme, hazmedemememe, kendisini eksik hissetme, yine de beni sevsin isteme gi,bi sebeplerden çizip de geçecektir miyadı dolunca acısı geçse bile.
anlamı "sevgilinin ya da eşin başkasıyla cinsel ya da ruhsal beraber olması" gibi algılansa da, geniş kapsamlıdır. aileyi kandırmak, patrona ya da öğretmene yalan söylemek, hatta o gün kankanla buluşmak istemediğin için ona hastayım numarası yapmak bile aldatmaktır. kısaca aldatmak=yalan söylemektir.
duygusal olarak değil lakin tatbiksel olarak aldatıldım. biraz depresyon, biraz gözyaşı sonra geçiyor. karşı taraf çok mükemmel bişey yapmış gibi kendini savunurken "seni duygusal olarak hiç aldatmadım" diyor ya hemencecik unutuyorsun aldatılmayı, inanıyorsun. **
izleri kalıyor yüreğinde lakin kimsenin haberi yok, içten içe kanıyorsun, her güzel anın ortasında aklına geliyor birden. öldürmüyor ama yaşıyorsun yani...
tanım: öldürmez, süründürür bir durum.
dünyanın en onur kırıcı davranışı ile yüz yüze gelmek. aldatanın insan olmadığı düşünüldükçe aldatılan aldatana nasıl değer verdiğini düşünüp iyice canını sıkar.
hayattaki en berbat durumlarından biridir. öğrendiğiniz anda sizin için durur dünya. sanki nefes alıyorsun ama yaşamıyormuşsun gibi. kalbinde derin bir sızı hissedersin, ağlamak istersin ilk dakikalar mümkün olmaz sadece o sızı vardır işte. sonra kendinize geldikçe istemsiz akmaya başlar gözyaşlarınız. bilirsiniz bu önceki ayrılıklarınız gibi olmayacaktır. dönüşü yoktur çünkü. en çok bu yakar canınızı. bununla da bitmez tabi. kafanızdaki en büyük soru işareti belirir anında.''neden?''. asla cevabını bulamazsın ne kadar düşünürsen düşün. sonra aldanmışlık vardır işin içinde. nasıl bu kadar saf olabilirim diye düşünürsünüz. aşkın gözü gerçekten bu kadar kör müdür? her sabah uyandığınızda aklınızda ilk o gelir. bu da gününüzün nasıl geçeceğinin habercisidir. geçmez günler onu düşünürken. anılar, yaşanmışlıklar, verilen sözler, kurulan sevgi cümleleri, geçen onca zamandan size sadece acı kalmıştır. karanlık, derin, sevimsiz, keskin bir bıçak gibi yüreğinize saplayan, içinize işleyen acı. zamanla geçer derler. zaman geçer, her şey biter belki ama o acı bir gün ansızın kendini hatırlatmak için yüreğinizde kalır. belki bir parfüm kokusu, sıradan bir yol, yenilen fıstıklı dondurma, birlikte sabaha kadar izlenen dizilerden bir sahne... bir şekilde gelir işte gelir ve oturur yüreğinize.
aldatan kendi aldanır bıdısı bıdı diil aslında.. gerçek..
ben birine diyelim söz veriyorum diyorum ki , ben seni sevicem.. ömür boyu..
boktan bi laf.. yarın nolucağını bilmeden nası söz veriyosun ? en güzeli aktüel güncel duyguları söylemek.. misal seni şu an seviyorum.. ilerde de severmişim gibi geliyo gibi..
ama noluyo yetmiyo.. insan geleceği görürmüş gibi bi sürü laf sölüyo..
bi adam düşünelim , kıza seni seviyorum diyo.. beraberler sevgililer filan.. sonra gidiyo başkasıyla sikişiyo..
burda lafı söyleyen aktif olan taraf adam.. yaptığı hareketle kendi dediği lafı yalanlıyo.. yani kendi sözünün değerini azaltıyo.. bundan ötürü vicdan azabı çeker insan aldatınca..
aldatılınca otomatik bi nefret ve kzıgınlıkla belki acı kapanır.. çünkü 100 birim hissimiz varsa aldatılınca 70i kızgınlık olur 20si nefret 10u acı.. ama aldatınca.. yüzde 100 bi vicdan azabı..
karşndakini düşündüğünden filan deil.. öyle olsa aldatmazdı.. kendi lafını kendi yediği için..
bi insan kendi lafını kendi lafıyla yalanlarsa , kendine güveni kalmaz.. sonra bu ancak freudların hazerlerin anlayabildiği şemayla , aldatan insanlar farketmeden güvenlerini kaybederler..
ben bile aldattım.. ben bile yalancıyım.. başkası neden olmasın ? işte bu soruyla başlayan bilinçaltı prossesleri aldatan kişinin kendisine yabancılaşmasına kadar varır..
kendine yabancılaşmaya varana kadar , kimseye güvenmemek , ilişkilere inanmamak , doğru ve güzel olan yoktur diye pessimizmin dibine vurmak gibi yollardan geçen aldatan ; en sonunda kendi kendini aldatmış olduğunu anlar..
gene aldatılma tepkileri verir yüzde 70 kızgınlık yüzde 20 nefret yüzde 10 acı.. tek farklı nefret ettiği kendidir..
uzaktan çok futuristik gelen bi yapı.. genelde aldatanlar kendileriyle övünürler arkadaş sohbetlerinde skorlarını yarıştırırlar filan ya.. hani öyle geliyo ya bize.. hepsi külliyen yalan..
hayatında bi kere birini gerçekten aldatmış birine bakın.. edenin bulduğunu göreceksiniz..
bi de şu var , aldatma aldatan için aldatma olmalı.. aldatan , aldattığını düşünmeli yukarda saydklarımın olması için..
çok mantıklı şeyler söyledim de.. karışık oldu.. zaten benim de aklım karışık.. artık olduğu kadar..
hangi yaşta, kimin tarafından, kiminle ve en önemlisi hayatındaki değeriyle oranlandığında tepkimenin sonucu her daim değişir.
etkenler: e
tepkime : t
e:çok aşığım, 22 yaşındayım, bir rusla tatilde aldatıldım.
t : ayrılmam ama beynini ....
e:seviyorum 26 yaşındayım, itiraf etti.
t :neden olduğunu sorgularım.
e:30 yaşındayım sevgi var ama mantıkla başlamış aldatılmışım.
t : ona aşık olup olmadığını öğrenirim.
e: 35 yaşındayım hamileyim.
t : aldatılmamak için eve escort cağırabilirim.
e:40 yaşındayım çocuğumuz var aldatıldım.
t 1:boşanırım. özgüvenim yüksek.
t 2:boşanmam. ona dünyayı zehir ederim.
t:3:boşanamam. kendi başıma yaşayacak kadar yeterli değilim.
birde erkek gözüyle bakılırsa;
hangi yaşta olursa olsun tepki tektir. aldatan sevgilinin adı değil tabiri vardır. (bkz: orospu olmak). lakin davranış 2 tiptir.
birincisi; hiç kimse kendi hayatımdan değerli değil derse hikayenin kahramanı tabirle anlatılır.
ikincisinde; tepki öldürmektir. buda hikayenin kahramanını aldatandan alır aldatılan yapar.
Aldatılan kişi ne yaparsa yapsın bunun önüne geçemiyormuş. Deli gibi çok seversin, dünyaları ona verirsin, yemezsin yedirirsin yine de aldatılmanın önüne geçemezsin. Aldatılmak sadece bedenen yapılan bir eylem değildir. Aklında, fikrinde, kalbinde neresinde olursa olsun aldatılmış sayılır.
sevgiliyi terk etme sebeplerinden biri olduğu söylenmiş. meğer toplum ne kadar çağdaş, ne kadar anlayışlı, ne kadar naifmiş. bence direk cinayet sebebi, bağırsakları deşme, efendime söyleyeyim penisi küp küp doğrama sebebidir. hadi iyi günündesindir, en fazla canını bağışlayıp hayatını zindan edersin falan ama daha aşağısı kurtarmaz. yok olacak iş değil.
aldatıldığı gün sözlüğe kafa dağıtmak için giren yazarın o gün gördüğü başlıkların çoğunun aldatmayla ilgili olduğunu gören ben gelmişe geçmişe sövmek gibi bişey ya.
eğer gerçekten karşınızdaki kişi sevgiliniz ise, (sevgili sevmekten gelir yani sevgili olmak için sevmek gerekir günümüzdeki çıkar ilişkilerinden bahsemiyorum) sizi asla aldatmaz. sizi aldatıyorsa zaten sevgiliniz olmamıştır o kişi.
birine güvenirsiniz, onu deli gibi seversiniz hatta hayatınızı onunla geçirmeye hazırsınızdır ama birden bu lanet kelime ile karşı karşıya kalırsınız işte o an hayata bakışınız insanlara bakışınız değişir.