yabancı isimli kitabıyla mutluluğun ne olduğunu sorgulatan hayatı "sikimden aşşa kasımpaşa" edasıyla yaşayan dahi yazardır.
şöyle de bir sözü vardır.
"insan da, yaşam da saçmadır; boşunadır, rastgeledir, sağlam hiç bir şey yoktur; ama yine de yaşamak gerekir.
fransız filozof ve yazardır kendisi, varoluşçulukla ilgilenmiş eserlerine de bu akımı yansıtmıştır.kendisi bir zamanlar komünist partiye dahil olmuş lakin o dönemin şartları yüzünden Troçkist yanlısı olmasıyla suçlanıp partiden atılmıştır.absüzrdizm felsefi akımının ortaya çıkmasını sağlamıştır. yabancı ve veba romanlarında bu akımın etkilerini görebilirsiniz. edebiyatı ve felsefeyi adeta sinsice yerinden sallamış fikirlere sahiptir.hayatını bir trafik kazasında kaybetmiştir... okunulması gereken yazarlardan..
Çok karakteristik bir yazar. Okumak kimi insanı mutsuz edebileceği gibi kimini de çok mutlu eder. Ben mutlu olanlardanım. Ölümü hakkında her ne kadar intihar ettiği soylense de o intihar edecek bir yazar değildi şahsi fikrim böyle.
"hayat hiçbir şey değildir, itina ile yaşayınız." cümlesine sahip Cezayir doğumlu fransız yazardır. üniversite yıllarında kalecilik yapmış olup vereme yakalanınca bırakmak zorunda kalmıştır. hastalık sebebiyle orduya kabul edilmemiştir. 1960 yılında trafik kazasında ölmüştür. üstelik kaza sonrasında cebinde tren Bileti bulunmuştur. ancak camus, tren yerine arkadaşının kullandığı araç ile gitmeyi tercih etmiştir.
insan hayatının sürekli yeniden başlamakla geçtiğini söyleyen filozof. çok severim kendilerini.
güzelim var olma bunalımı adını bilmediğimiz bir tehlikenin çok hoş yakınlığı, yaşamak, o zaman, kendi yıkımımıza koşmak mıdır? Yeniden, durup dinlenmeden, yıkımımıza koşalım.
Camus, makalelerinde okuyanı dualizmle tanıştırır. Mutluluk ve keder, yaşam ve ölüm, karanlık ve aydınlık.. Hayatın çeşitli biçimlerde geçtiğini ve insanın ölümlü olduğu gerçeği de budur. Sisifos Söylenide bu dualizm bir çelişki halini alır. Bir yanda yaşayarak hayatlarımıza değer vermekte öte yandan eninde sonunda yok olacağımız gerçeğini de bilmekteyiz. Bu çelişkiyle yaşamak "Absürt"ün ta kendisidir. Eğer hayatımızın anlamsız ve boşuna olduğunu biliyorsak, kendimizi öldürmeli miyiz? Bu trajik kısır döngü nasıl aşılabilir? Camus saçma kavramını burada kurar: yaşamın beyhudeliğinin bilincinde olan insan. Fakat Camus intihardan yana değildir, yaşamın anlamsızlığının yok edilemeyeceğinin bilincindedir fakat bununla savaşmaktan kaçınmaz.
yabancı romanı ile tanıdığım, bu kitabıyla yaşamın anlamını sorgulayan yazar. yabancı romanını isveçli bir arkadaşım tavsiye etmişti okulda bize bu kitabı okuttular diyerekten.
Hayatın gün geçtikçe çoğu insanı anlamsızlık ve saçmalık sınırlarına dahil etmesini tüm çıplaklığıyla anlatmış, burjuvazi gelenekleri eleştirmiş, sorgulamış, acı içerisinde anlam arayan ve kabul eden mersault' un yaratıcısı olan Fransız filozof.
An itibariyle bitirdiğim yalnızlık adlı kitabıyla ilgili olarak söyleyebileceğim tek şey yeterince Albert Camus büyüsü ihtiva etmediğidir. Kısa bir kitap olmasına rağmen ciddi manada bitmeyen bir kitaptı.
--spoiler--
Tarih insanların, düşlerin en aydınlık olanlarını gerçekleştirmek için giriştikleri umutsuz bir çabadan başka bir şey değildir.
--spoiler--
"Yargıdan kaçmak zor olduğundan, doğasını hem sevdirmek, hem bağışlatmak nazik iş olduğundan, hepsi de zengin olmaya çalışırlar. Niçin? Bunu merak ettiniz mi hiç? Güç kazanmak için, elbette. Ama özellikle şunun için: Zenginlik insanları kalabalıktan ayırıp nikel kaplanmış bir arabaya kapatır, korunaklı geniş park yerlerinde, yataklı vagonlarda, lüks kamaralarda tecrit eder. Zenginlik, aziz dostum, henüz aklanma değildir, ama her zaman hoş karşılanması gereken ertelemedir."