sözlüğün en güzel kızı olması için diğer sözlük bağyanlarının da aynı kefeye konup bir yarışma dahilinde belirlenmesi gerekir diyerek kalp kırmama misyonumuzu üzerimizden attıktan sonra, en bir güzel insandır alas. iskandinav mitolojisinin türkiye sınırları içine armağınıdır. hatta idun ile thrud arası gidip gelen bir tanrıçalığını da kabul etmek gerekir.
resimde çok net görüldüğü üzere, alas hanımın zerafetine, iyi niyetine ne kadar uygun ne kadar cuuukk oturmuş bir karakter idun. altın elmalarıyla dünyaya gençlik dağıtıyor. yani bu tanrıça insanın çocukluk fotolarını filan görenler bilir, Yaşlanmak nedir bilmez, 10 sene evvel neyse şimdi de, o!
ayrıca uzun sarı saçları güneşte ahenkle dans ederken, efenim kaldım ben şimdi... hımm... durup düşündüm...
ama evet mephisto var aşağıda, güzel kız! tanrıça dedik gerçekten bu haliyle hımm....
bir daha düşündüm....
tanrıça diyenin bile ağzını kırarım ben. dünya dışı bir varlık bu. başka bir boyutta tanımlamak lazım.
bu temsili resimde görüyoruz ki alas hanımın iç dünyasına yolculuk yapabilmiş çizer kişi. o heybetli kıyafetler o muazzam kılınç... alas hanım'ın ruhsal altyapısını simgesel dünyada tamamlayan, onu bir bütün haliyle -sadece tanrıça güzelliğini değil aynı zamanda spirtual durumunu- özetleyen şahane bir çizim.
resimde thrud diyor ki " gel sana öğreteyim! otur, otur.. eğer biran yoksa worcester sosun yoksa, ben o pub dediğin yeri dağıtırım." işte alas hanim'in thor'ın kızı olduğunu ve de isminin güç anlamına geldiğini özetleyen bir resim. dışardan bakıldığında ne kadar iri yarı gözükmese de sanki bir aesirli savaşçiymişcasına baltasını savurabilecek güce sahip bu kişi. tucimania da iyi bilir ki, mermi hızında, balyoz ağırlığında yumruklarıyla bir domuz sürüsünü 15 dakikada parça pinçik eder bu alas hanim.
yani bir yandan zerafetini her daim korurken, yeri geldiğinde kıç tekmelemesini* de bilen, görgülü, saygılı, efendi ama delikanlı, sevecen, hoş muhabbet lakin lafı gediğine değil, gediği lafa oturtan bir kişi.
böyle bir analar neler doğuruyor breeh breh breh breh breeehh...
edit: eski bir söylenceye göre freyja kanı taşıyormuş bu naçizane hanımefendi.
yalnız araştırmalarımız, deneylerimiz sırasında şu ana kadar freyja'nın "güzellik", "çekicilik" ve "büyü" özellikleri dışında -belki savaş da olabilir ama- arta kalan ve "freyja"'yı "freyja" yapan meziyetlerine rastlanmadı.
dokuz gezegenli diye bilinen güneş bile bizi yanıltabiliyorsa*, ilerde freyja olduğunu kanıtlayan bulgulara filan ulaşırız, sonra "sen 'freyja değil' demiştin otobüste sürtünerek geçen pis adam!" filan dersiniz. mahçup olurum, o nedenle büyük konuşmuyum şimdi.
kendisinin, türk dil kurumu'na genel müdürlük seviyesinden bodoslama girebilecek kadar türk dili bilgisine haiz olduğuna inanan, bununla da kalmayıp hemen hemen tüm üniversitelerimizin türk dili bölümlerinden birincilik muvaffakiyetiyle ayrilabileceğini zanneden, tüm bunlara bağlı olarak gönüllü dil müfettişi edasıyla tüm dil bilgisi bilgimle alakadar eleştirel bir 'entry' girme cüretini gösteren 'unique'(!) yazar. *
o löpçük gözlerinin ardındaki hüzündü
beni başka diyarlara taşıyan
belki bir dilim su böreği
belki prebiyotik yoğurdun zehriydi
içindeki o nefret
kusmak kurtarır mıydı ki seni
bu sonsuz çileden
cadı şapkan kurtarır mıydı ki seni
başındaki kara bulutlardan
(#504953) (#786750) entrylerinden de anlaşılacağı üzere dimmu borgir hakkında fikirlerimi ve dertlerimi aynen taşıyan, üçüncü nesil yazar, dimmu'yu boyband yapması ve clean vokal'e hayır kampanyası ile gönüllerde taht kurmuş * şahsiyet
uyuduğunuz sırada yan odada müzik dinliyerek bilinçaltınıza kendi müzik zevkini enjekte etmeye çalışan iskandinav diyarlarından kopup gelmiş kişidir. farkında mıdır bilmem ama kimi zaman dışarda kendisinin türkçe konuştuğunu duyan insanların şaşkın bakışlarına maruz kalan insandır. dosttur, candır. sarı saçla sarı gömleğin ne kadar uyumsuz olduğunu 8 yıl boyunca anlayamamamış olması sokaktan geçen insanları bile çileden çıkartıp isyana teşvik eden kötü bi alışkanlık olarak kişiliğinde yer etmiştir. metal müzik ***dinler, dinletir, bu konuda alas kişisini farklı kılan olgu, metal parçaları 'şalala tralalala lala' şeklinde mırıldanmasıdır, sanırsınız ajda pekkan dan nasilsin iyi misin şarkısını söylüyor. velhasıl kendisi tek yüzüğü ele geçirmiş galadriel gibidir: gündüz ve gece gibi, çok güzel ve korku uyandırıcı. dünyanın temellerinden daha güçlü. deniz gibi, güneş gibi, dağdaki kar gibi zarif.. fırtına ve şimşek gibi ürkütücü bir elf kızı...
metal ruhunu entry'lerinden fark edip takdir ettiğim, hakkına yazılan entry'leri okurken tavla zirvesine de katıldığını anımsadığım* ama sanki o gün muhabbete çok katılmamış, zirve bitiminde görülmüş yazar.****