Aynı şekilde arama sesi de bir süre sonra irrite etmeye başlıyor telefonu işte kullanıp sevmediğiniz tipler arayınca. Kıymayın sevdiğinz şarkılara zil sesi alarm sesi yapmayın.
sevdiğin şarkıdan nefret etmenin etkin bir yoludur. bir arkadaşın sevgilisi ile sürekli dinlediği bir şarkıyı ayrıldıktan sonra dinleyemez hale gelmesi ve bu hezeyandan kurtulması için uyguladığı yoldur. artık şarkıyı duyduğunda duygulanmak yerine tüyleri diken diken olmaktadır. etkilidir.
görevinin uyandırma olması gerekirken uykuya daha bir derinlik kattığında kaçınılmaz durum. insan bir hafta boyunca işe geç kalır mı? seçtiği müzik everlost olunca kalır. *
telefon alarmı olarak testere müziği yaparsanız, testere serilerinde o kadar kan,vahşet,gerilimden etkilenmeyip müziği başlayınca vücudunuz hafiften titremeye başlar. biri kapasın lan şu alarmı moduna geçersiniz. işte o zaman gerçekten bir film psikolojinizi etkileyebilir.
hem gaz hem sesli hem de o an sevdiğiniz ve 'ulan şimdi bunu super gaz dinliyorum.acaba nasıl nefret edebilirimkinem?' diyebileceğin bir şarkı olmalı. misal (bkz: invaders must die) *
şarkı her duyulduğunda sabah zar zor kalkma anını hatırlattığından ileri gelen durumdur. gün içinde kişi şarkıyı duyduğunda sabah kalkmayı hatırlar nefreti pekişir, artık şarkıdan korkar hale gelir.
ne parçalar yalan oldu var ya bu uyanma sevdasına, ne parçalar...
aslında düşününce sevdiğin şarkıyla güne başlamak güzelmiş gibi geliyor kulağa fakat pratikte senin o parçadan soğuma hatta nefret etmene kadar gidecek olan bir sürecin başlangıcına işaret ediyor bu.. ilk günler her şey güzel gider oysa.. ilk hafta, ikinci hafta ve belki üçüncü hafta... sevdiğin parçayla uyanırsın "merhaba çiçekler, günaydın böcekler" modunda hep..
ama daha sonra olay; o güzel parçayla uyanmak, güne pozitif enerjiyle başlamaktan çıkar, o harika parçanın senin uykunu bölen, parçalayan, o güzelim rüyanın içine eden, "haydi uyan da işe/okula git!" diyen bir canavara dönüşmesine kadar gider. ve bir gün artık -özellikle- introsundan nefret ettiğin ve kötü çağrışımları* olan berbat bir şarkı olur çıkar.. yazık olur şarkıya, heder olur, harap bitap olur, mahvolur; zamanla da kaybolur aklından. artık dinlenesi değildir. * onun için siz siz olun canlar, sevdiğiniz şarkıyı alarm sesi olarak seçmeyin.
bu kişi olaya iyi yönünden bakarsa en sevdiği şarkı tarafından ve ona eşlik ederek uyanma biçimidir. tekrar dinlemek için beklenir. 5dk sonra tekrar şarkıya eşlik edilir(nokia telefonlar için). sonra arkadan yabancı bi ses gelir doot dooot. bu okul servisinden başkası değildir. hiç olmadığınız atiklikte yataktan fırlayarak servisi gören pencereden servise el kol hareketi yaparsınız. yüzünüzü yıkamadan kıyafetlerinizi alıp serviste giyersiniz (pantolon hariç). bu durumda aklınıza ilk gelen şey platonik aşkın sizi bu pesvaye halde okulda görmesidir(sanki onun çok zikindesin ya).
özellikle alarm kurdugunuz saat sizi sınavlara götürmek için kalkacagınız saatse o şarkıyı dinleme limitiniz orda dolmuştur.zira sınavlar bittiğinde de o şarkıyı duydugunuz an, nefret ederek çalıştıgınız sınavlarınız aklınıza geleceginden en sevdiğiniz şarkıyı alarm için kullanmamak en iyi olacaktır.*
tabi uykusuz gecen gecelerin ardından sabahları kalkmanız gereken bir saat vardır ve uykuyla uyanıklık arasında geçirdiginiz o gecenin sonunda bu hoşlandıgınız melodi sizi yorgun bir gün için uyandırır.*
alarm icin gune zinde baslayasin diye sevdiklerinden icinden bir sarki secilir, * ilk gunler sade,hos guzel ve tony soprano havasinda uyanip bornozla corn flakes yemekle gecer.
sonrasinda ise,uykudan kalkarken ki "5 dakika daha " psikolojisi devreye girdimi pek bir anlami kalmaz,o eski gazi vermez,hafifinden tiksinilmeye ve sabahin yedisinde ustunde bornozla corn flakes yerken "ne yapiyorum lan ben!" sorusunu aklina getirirp kendinize ve sarkiya kufrettirir..