yalan konuşur beyanat sahibi.
o sandık yine önüne konduğunda hiç tereddütsüz basar ampüle 'evet'i, yazık olur vatana.
önceki seçim arifesinde de demişlerdi, peki ne oldu, güçlenerek çıktılar tepemize.
zorla akp ye oy verdittirilen insandır o. sebebini "tornacı çocuğundan cumhurbaşkanı mı olurmuş lan" ana fikirli 27 nisan bildirisinde aramak lazım gelir.
insanlar politikalarını beğenmediği partilere önceden oy vermiş de olsa fikrini değiştirebilir. şahsen oy verdiğime pişmanım diyorum. fakat oy sandığı gelse tereddütsüz yine oy vereceğim. çünkü el ile tutulacak, gerçekçi bir parti yok. diğer partiler başa geçmek için politika yaparken akp kaybedeceği oyları göze alabilecek kadar cesur ve politikadan uzak davranışlar sergiliyor. bir partiye oy verirken temel kriterim insan haklarına ne kadar yakın olduğu. bu haklar beğenmediğim noktaları dahi kapsıyor olabilir. mesela etrafımda bilmediğim dili konuşan insanlar hoşuma gitmeyecek ve kendimi ülkemde yabancı gibi hissedecek olmak beni yaralar. fakat düşündüğüm zaman insanların analarının, babalarının dilini konuşması kadar doğal birşey yoktur. beğenmediğim şeyler yapsa dahi olması gerekeni yapan bir partiye oy vermekten hiç rahatsız olmam. hatta bana insan haklarının kendi düşüncelerime aykırı olsa da önce geldiğini hatırlattığı için teşekkür ederim. ben okumuş biri olarak demokrasinin sınırları olduğunu bunu insan hakları ile kısıtlandığını öğrendim. eskiden çoğunluk ne derse doğru olarak kabul edilirmiş. ama son yüzyılda bunun azınlığa zulüm olduğu görülerek sınırlandırılmış bir demokrasi getirilmiş.
akp oy kaybediyor propagandası yapanlara da gülüyorum. her zaman aynı şeyler söyleniyor, fakat sandık geldiği zaman yine akp birinci parti çıkıyor. bunu anlamlandıramayan insanlarımız var. bunu akp'nin dine yakın olması ile bağlandıran insanlar kendilerine göre bir cevap vermiş oluyorlar. bizim ülkemizde bazı şeyleri olmadık meselelerle açıklamak modası var. bizi kutuplaştırmayı çok seven büyüklerimiz sayesinde böyle görmüş böyle inanmış insanımız çok. mesela çoğu insan beni aşırı dindar, bağnaz dedikleri gruba sokar. ama yönetim sağcılarda ikende tam tersini söyleyenler olur. sezen aksu güzel söylemiş "beni kategorize etme" diye. bazı insanlar takım tutar gibi parti tutmaya devam ediyorlar. chp'liler ve mhp'liler bu gruba girer. bağnaz ne demek? ne yaparsa yapsın, ne olursa olsun aynı şeyi savunan insan değil mi? bu insanlara göre, coğunlukla dinciler, irticacılar akp'ye oy veriyor. insanların derdi sandığınız gibi din değil. laik bir ülkede yaşayıp dindar bir hayat süren bir insan için dahi başa geçenin inancı çok önemli değil. öncelikle ekonomiye etkisi, sağlık hizmetleri yönetimi gelir. bu tür dertleri olmayan kalburüstü insanların partilerinin aldığı oy ortadadır.
ülkesinin verimli topraklarında yetişen doğal sebze ve meyveler varken abd li gıda şirketlerinin direktifleriyle hareket ederek, insan vücuduna türlü zararları olan ve hatta kansere ve bağışıklık sisteminin çökmesine sebep olan gdo lu ürünlerin ithaline izin vermiş akepe iktidarından pişmanlık duyan insandır, aklı başına gelmiştir.