vay be, beraber yürüyenlerin ve beraber ıslananların yaptığı vatana ihanetler fetöye kaldı. diğer ortak ise şimdilerin vatan perveri.
lan mk amipleri olan eskinin fetöcüsü, bugünün tayyipçisi olan troller, eskiden girdiğiniz yalayıcı entari varsa silin. bak amme hizmeti yaptım, başlığı ayağınıza getirdim.
ıslak imzalı belge yoktur,
heps, yalandır diye kapı kapı gezen kızına rağmen dursun çiçek nihayet somut deliller karşısında ve kendisini ortada bırakan karargah a nispet yaparcasına sonunda itiraf etmiştir.
belge gerçektir.
an itibariyle tsk tarafından; belgenin gerçek olduğunu doğrulayacak bazı deliller elde edildi dediği sözüm ona kağıt parçası. açıklamaya göre önceki soruşturmaların tümü geçerliliğini yitirmiş bu yeni bulgularla.* şimdi ilker paşaya güvenip sağa sola iftiralar sallayan, fetokopi diyenler buna ne diyecekler merakla bekliyoruz.
başından beri yalan ve iftira olduğuna inandığım ve gün itibari ile haklı çıktığımı düşündüğüm iftira ve düzmece bir plandır.
hatta ilk çıktığı zaman cemaate ve tarikatlara olacak soruşturmalar veya akp'li vekillere olsun, belediyelerine olsun olabilecek soruşturmaları hemen bu uyduruk belgeyi öne sürüp; " işte bakın cemaat ve akp'yi bitirmek istiyorlar " demek için hazırlanmış bir belgedir.
yani minareye kılıf hazırlığında olan, beyaz sarayda hazırlanmış bir plandır.
yani adamlar başına gelecekleri bildiği için, suç yapılanmaları hatta belki terör örgütü yapılanmaları ortaya çıkacak diye hemen bu belgeyi düzenleyip, servis ettiler.
çünkü bilindiği üzere bu cemaat denen pislikleri soruşturan savcı tutuklandı.
ve o soruşturma 2007 yılında açılmış, başlanmış soruşturmaya.
bu uyduruk, amerikan planı ise 2009 da yapıldığı söyleniyor.
yani kafadan çelişiyor birbirleri ile.
zira şu korkunç haberi (bkz: cemaatin badana şifresi) okuyunca bir kez daha anlıyoruz neden bu beyaz saray merkezli paçavra planın ortaya çıkarıldığı ve bu cemaatçi pislikleri soruşturan neden savcının tutuklandığını.
çok kolay aslında.nasıl mı?hemen anlatayım: şimdi biz bu yönetimden, milletvekillerinden ve fetoş'dan kurtulamıyoruz ya.o zaman biz de seçmenlerinden kurtuluruz arkadaş.işte tam bu noktada; son günlerde ekmekleriyle ve ekmek tekneleriyle oynanan doktorlar ve eczacılar devreye girecek.tedaviye gelen fetoşculara ve akp tandansında olan seçmenlere ya zihin açıcı, idrak yollarını genişletici ilaçlar vererek akıl sağlıklarını yerine getirecekler tedavi yöntemiyle ya da öbür dünyanın seçmeni yapacaklar bu arkadaşları.placebo etkisi yaratacak tedaviyi de uygulayabiliriz bu yöntemler işe yaramadığında.
irtica ile mücadele eylem planının , akp ve güleni bitirme planı görüldüğü belgedir. belge incelendiğinde hiç bir yerde akp ve güleni bitirme cümleleri geçmemesine rağmen taraf gazetesinin haberinde akp ve güleni bitirme planı olarak görülen belge ülke gündemini meşgul etmiştir. bu ülke ne zamandan beri irtica ile mücadeleye karşı olmuştur bu da tartışma konusudur.
edit:imla
ben bu darbe teşebbüsünün de genel kurmay başkanından habersiz bir şekilde planlanmış olma ihtimalini mantıklı bulmuyorum. zaten ilker başbuğ da yeterli incelemeler yapılmadan televizyonların karşısına geçip bu belgelere "kağıt parçası" diyerek bu aleni suçun neresinde olduğunu açık bir şekilde göstermiştir. olağanüstü zamanlardan geçiyoruz efendiler. belki de 50 yıl sonra "tarih" olarak anlatılacak şeyleri güle oynaya yaşıyoruz. gündem o kadar hızlı ve şaşırtıcı bir şekilde değişiyor ki, artık böylesi şeyler bile insanlara sıradanmış gibi gelebiliyor. ülke ak parti'nin iktidara geldiği ilk günlerden itibaren inanılmaz bir hızla sivilleşiyor. bütün bu sivilleşme gayretleri, ortaya çıkarılan darbe teşebbüsleri, eli kanlı yeraltı örgütleri ve bu pisliğe ortak olmuş onlarca elitin içeri tıkılmasına rağmen 2009 yılında bile hala darbe teşebbüslerini konuşuyor olmamız ülkemizdeki darbecilik kültürünün, demokrasinin içselleştirilmesine dönük bu yetersizliklerin ne kadar derinlere sirayet ettiğini açık bir şekilde gösteriyor. ancak uyuyanlara "uyanın" demek istiyorum. zira bu cuntacılar olası bir darbeden sonra "okuma seferberliği" yapmayacaklardı. darbeye olanak sağlamak için uyguladıkları ve uygulamayı planladıkları şeylere ve yöntemlere bakılırsa darbe sonrası dönemin 80 ihtilalinde yaşanan kıyımı aratmayacağını söylemeyi bile gereksiz buluyorum.
bütün bunlardan hareketle ülkemizin artık bu darbe heveslisi cunta kalıntılarıyla radikal bir şekilde yüzleşmesi, söz konusu emir komuta zinciri içerisinde eyleme katılmış olsun olmasın, fikren bile yakın duran bütün apoletlilerle en üstteki generalinden tutun, en alt kademedeki askerine kadar hesaplaşması, darbe rüyaları gören bütün askerlere görevden el çektirmesi lazım gelmektedir. aksi takdirde bu darbe teşebbüsünü de diğer teşebbüslerde olduğu gibi unutur, sonraki darbe teşebbüslerini de masal dinler gibi dinlemeye devam ederiz.
--spoiler--
istanbul üniversitesi cerrahpaşa tıp fakültesi adli tıp enstitüsü belge inceleme birimi başkanı yrd. doç. dr. jale bafra, bir imzanın makine tarafından atılıp atılmadığının belirlenebileceğini söyledi.
bafra, "bu cihaz, imza örneğini tarayıp hafızasına alıyor. hafızasındaki imza örneğini atabilir, o kişinin başka bir imzasını atamaz. cihaz ülkemizde kullanılmıyor. türkiye'de bugüne kadar bir çok imza incelemesi yaptık, makine ile atılan imza örneğiyle karşılaşmadık." dedi.
adli tıp enstitüsü'nün kuruluşunda görev alan, belge inceleme birimini kuran heyette bulunan ve türkiye'de imza ve belge inceleme konusunda ilk doktora tezini yazan jale bafra, ayrıca 15 yıla yakın süredir bilirkişi olarak görev yapıyor. demokrasiye müdahale eylem planı belgesiyle ilgili tartışmalarda gündeme gelen imza makinesine ilişkin değerlendirmede bulunan bafra, söz konusu cihazın çalışma prensibi hakkında bilgi verdi. bafra, "o makine imza örneğini tarıyor, hafızasına alıyor. ucundaki kalem vasıtasıyla hafızasına aldığı imzayı taklit ediyor. imzanın derinliğini, varyasyonları, genişliği, kalınlığını cihaz birebir verebiliyor. ama o, kafasındaki, hafızasındaki imza örneğini oraya atabilir. o kişinin başka imzasını atamaz. bir imza diğerine benzemez. imzanın özelliği budur. imzalar yüzde yüz birbirine benzemez." dedi.
imzanın makine tarafından atılıp atılmadığını tespit edildiğine dikkat çeken bafra, bunun için tek koşulun; taranan imzanın da elde bulunması gerektiğini söyledi. bafra, "ama bu cihaz ülkemizde kullanılmıyor. türkiye'de örneğini görmedik. bugüne kadar bir çok imza incelemesi yaptık. böyle bir imza örneği ile karşılaşmadık." dedi.
ayni tekniğini kullanan uzmanlar ayni sonuca ulaşir
yaptıkları inceleme hakkında da bilgi veren jale bafra, "sürekli imza atan kişilerin analizi yapılırken çok sayıda örneğe bakarız. çok sayıda örnek varsa, yakın tarihliyse yüzde yüze yakın doğru netice alabiliriz. inceleme yaparken imzaların başlangıcı ve bitiriliş hareketi çok önemlidir. akıcılığına bakarız. baskılarda değişiklik de çok önemlidir, elden ele kişiden kişiye değişir. gerçek imzanın canlılığıdır bu. gerçek imzada canlılık vardır sahte imzalar donuktur."
imza ve yazı incelemesi konusunda bilimsel teknikler kullanıldığını ve tüm adli tıp uzmanlarının aynı yöntemleri kullandığına da dikkat çeken bafra, "eğer aynı şekilde aynı yöntemlerle yapılıyor, aynı yöntemlerle inceleniyorsa farklı uzmanların yapacağı inceleme farklı sonuç vermez. bu bir bilim dalı, bilimsel çalışma alanıdır. bunun için özel eğitim alınması gerekir." şeklinde
--spoiler--
çok zorlu bir dönemece girdi. bülent arınç'ın dediği "acı şurup" bu dönemeçte -görülen o ki- içilecek.
bir taraftan askeri mahkemenin, olayı örtbas * edebilmek için açtığı soruşturma var. ceza muhakemesi kanunu'nun 250. maddesine [askerlerin yaptığı, sivili ilgilendiren suçlara sivil mahkeme bakar] rağmen.
bir taraftan aynı madde şaşkın chp li milletvekilleri tarafından önce 'evet' denilerek anayasa mahkemesine götürülmüştü. oradan da karar çıktı çıkacak. e, oraya da bir baskı yapıldığı muhakkak.
genelkurmay başkanı ilker başbuğ'un söylediği sözler kapı gibi duruyor. orada bir güvensizlik var...
uzar gider bu böyle. acı şurup diye ben buna derim. umarım herşey bizim lehimize [bizeşittirdemokrasi veya bizeşitdeğildircunta] işler de ergenekon davasından sonra demokratikleşme yolundaki bir büyük engeli de kaldırmış oluruz.
belge, kağıt parçası, genelkurmay başkanı, karargah, taraf gazetesi, cadı avı, dört buçuk ay sonra, belgenin orijinali, ergenekon savcıları. hayırlısı.
vah gariplerim, belge gerçek çıktı, değil mi?
ne diyordunuz: ordu yıpratılıyor.
ne oldu: belge gerçek çıktı.
şimdi ne diyorsunuz: yapanın eline sağlık.
yandaş medya ve onun dört köşe yazarlarının, ıslak imzanın gerçekliğini kabul etmesi sonucu; artık yargıya margıya ihtiyaç kalmayan, gerekenin bir an önce yapılması gerektiğini; artık televizyonlardaki açık oturumlarda ortak tebessüm hareketi mensupları olduklarını gizleyemedikleri tebessümleri ve engelleyemedikleri ellerini ovuşturma hareketi ile dışa vurdukları belgelerdir...
