22 temmuz 2007'de başlayan ve halen devam eden olgu. akp seçimde ülkedeki göreli istikrarı kullanarak oy oranını yüzde 47'yi çıkarınca "ben herşeyi yapabilirim" davranışına girdi ve kapatılma davası atlattı. şaban dişli'yle başlayan, gaziantep ve sakarya büyükşehirle devam eden, batman belediyesi, deniz feneri ve yimpaş'la pekişen yolsuzluk zinciri, rte'nin gizlemeye çalıştığı ve ülkemizde hisedilmeye başlanan küresel ekonomik krizle (teb'in sigorta sektöründen çıkması, emlak sektörünün durması gibi) birleşince çöküş katlanarak artacaktır. bu sonbahar, gerçek anlamda krize gireceğiz. başbakan, ilk seçimden sonra "yolsuzluklara damardan gireceğiz" ve "dokunulmazlıkları kaldıracağız" dememiş miydi ? dedi ama tersini yaptı. çünkü dokunulmazlığı kalkarsa büyük olasılıkla siyasi hayatı bitecek. göreceksiniz, daha ne yolsuzluklar ortaya çıkacak...
Bir Akape gider bi' başka Akape gelir. Seçmeni uzaydan gelmedi ya bu dürzülerin. Evvelce Özal'a, Demirel'e, Çiller'e, Mesut Yılmaz'a kendini gondikletenler; günümüzde de Yahudi Cesaret Madalyalı BOP'çuya kendini gondikletiyor, hepsi bu.
pek gerçekleşeceğine inanmadığım olaydır. şöyle ki; akp iktidara geldiğinden beri sayısız skandala adı karışmış olmasına rağmen sevgili türk halkı hiç bir kanıtlı gerçeğe inanmayıp başbakan'ın tatlı diline kanarak onun insan suretine girmiş bir melek olduğu konusundaki fikrinden caymamaktadır. ben eminim ki bu deniz feneri davası'nda da yine belgelerin ve kanıtların sözünü dinlemesi gereken değerli seçmen hitabet yeteneği yüksek olan başbakan'ın ağzından dökülecek cümlelere inanacaktır. korkum o ki, akp bu davadan da güçlenerek çıkabilir.