Hayalden ziyade olması mümkün güçlü bir ihtimaldir. Türk Milleti bazı güçlerin tavırlarından ve hareketlerinden rahatsızlık duymaktadır. dolayısıyla eldeki en güçlü ihtimale yönelecektir.
ayrıca en son cumhuriyet mitinglerinde akp nin ipi çekildi denmişti, oysa ki akp daha da güçlenerek çıktı.
dünyaya göktaşı çarpmaması, uzaylı istilası yaşanmaması, nükleer savaş çıkmaması veya ölümcül bir salgının başlamaması durumunda; %100 gerçekleşecek hadisedir.
seçim öncesi bir mağduriyet operasyonu daha, hoop tekrar iktidar.
gerçekler acıdır dostlar. neyse ki tayyip 3. kez iktidar olup, görevini tamamladıktan sonra, okyanus ötesindeki abilerine rapor verip siyaseti bırakacaktır.
tek kesin birşey varsa o da birilerinin çok acayip göt olacağıdır.
yani akp tek başına iktidar olmaz ise akp'lier; tek başına iktidar olursa akp'yi sevmeyenler göt olacaktır.
ancak kesin birşey varsa akp 2011 de iktidar olsa bile en fazla 2014'e de kadar dayanır ve erken seçim olur.
ve akp anap gibi tarihe gömülür. **
3 kasım 2002-22 temmuz 2007 arası 1. iktidar dönemini yaşayan AK PARTi, 2007-2011 yıları arasında ikinci dönemini yaşamaktadır. 2011-2015 de üçüncü dönemi olacaktır.
havanın, gazın nüfuz edemeyeceği bi' ortam, bi' nesne var mıdır? yahut sızamayacağı herhangi bir oluşum?! mantık aynı mantık! ülkenin neredeyse tüm resmi kurumlarına etki edebilen, lobileşebilen, istediği yerden istediği sonuçları söke söke alabilen bi' partinin seçim sandığına sızamayacağı düşüncesi ne kadar gerçeği yansıtır? sözün özü, halkın iradesinin iktidar partisini koltuktan men etme yönünde bir eğilim göstermesi halinde bile, sandıktan yine aynı partinin çıkması kuvvetle muhtemeldir. lakin, böyle siyasi oyunlara hiç lüzum bırakmaz benim canım türkiyem'in güzide insanları. yine tıpış tıpış gider, mühürü ampul logosu gördüğü bölüme basar ve hayata kaldığı yerden devam eder. ne demişler: ''deveye diken, insana .....''
maalesef olasiligi yuksek. hele ki secim oncesi guzel komur ve gida cikintisi yaparlarsa 3. kez bu isi gotururler ve ele gecirmedikleri bir kac kurumu da ellerine gecirerek ideallerine ulasma noktasina gelirler. devletin tum kurumlarinda istedikleri gibi kadrolastilar. emniyet neredeyse komple cemmatci oldu. gergemekom dalgasina orduyu sindirdiler. simdi de istediklerimiz olmazsa basiniza gelecekleri gorun diye yargiya yukleniyorlar. istedikleri modelde bir devlet olusturmak icin onlerinde hic bir engel kalmadi neredeyse. 12 eylul turu bir mudahale elbetteki olmasin. olmasini birak adi bile anilmasin ama tsk gibi guclu bir kurumun bu kadar maymun edilmesine de aklim ermiyor.
gecmis iktidarlara bakarsaniz yeni olusmus bir partinin basa geldigi zaman geri gitmesi 20 seneyi buluyor. bu yuzden ampullu partinin ucuncu kez iktidar olmasi, olasiligi gayet yuksek birsey. dedigim gibi birde guzel komur dagittilarmi bu is tamamdir. millet yarinina bakmiyor. bugun sobasinda yanacak komure veya tenceresinde kaynayacak makarnaya bakiyor. zaten bu gununu degilde gelecegini dusunen bir millet olsaydik bugun cooook baska yerlerde olurduk. millet millet dedigime bakmayin yakinda ummet olucaz zaten.
bana ekmeğimi versin, dinimi yaşamama karışmasın da ingiliz bile bu ülkeyi yönetse beis duymam diyen zihniyetle aynı bakış açısının ürünüdür. Bu ülkede "ingilizler bu ülkede egemen olsaydı, dinimi daha özgür yaşardım" diyen beyin yoksunluğuna uğramış öküzlerin/ineklerin de olduğunu gördük. Maalesef bu böyledir. Bunun akp ile doğrudan bir ilişkisini kurmak biraz zaman alır tabi, doğrudan bir şey söyleyemem şu an! ama oy verenlerin zihniyetine dair bir genelleme yapabilirim.
Buyursunlar gelsinler. istemediği savcıyı hapse atan, istemediği rektörün şerefiyle oynayarak intihara zorlayan, askerlerine(haydi ordusunu geçtim, olumsuz bakıyor, sevmiyor) kelle diyen bir zihniyet, bedava ekmeğini verdikçe bu halka sorun olmayacaktır.
Şeref öyle bir duygudur ki, bir şerefsizlik yaptığında boynunu büküp susmayı öğretir insana. Utanç nedir öğretir.
Yoksa oğluna gemi alınca, nerden geliyor bu değirmenin suyu sorusuna, cevaben, gemi değil o gemicik cevabı gelmezdi.
Adnan Menderes'in hayatına dair bir örnek vardır, Hasan Pulur'un köşesinde okumuştum:
"Menderes'in oğlu Ankara Hukuku bitiriyor, iş hayatına atılmak istiyor. Babası da 'ben görevdeyken sen ticaret yapamazsın' diyor. Git dışişlerine başvur diyor."
ikisi de aynı yollardan geçti aslında, ama şeref meselesi işte, şeref!
ulusalcıları tedirgin eden durum. ulusalcı yani milliyetçi sol ve sağ akp'yi ve ona destek verenleri anlayamıyor. akp'nin türkiye için tehdit olduğuna inanıyor. akp adı üstünde iktidar, fakat kurumlara etki edecek gücü olmasını hazmedemiyor. sanki bu suçmuş gibi akp her kurumu ele geçirdi diye sızlanıyor. oysa iktidar olmak her kurumu yönetmek demek. iktidar yönetmeyecek de tsk veya yargı mı yönetecek, bu yönetme yetkisini nerden alıyor. yaptığı darbelerle, kurduğu diktatörlük mekanizmalarından mı? seçimler bu ülkenin devletini kimin seçeceği ve kimlerin kanunları yapacağını belirleyen bir mekanizma.
bir arkadaş "bana ekmeğimi versin, dinimi yaşamama karışmasın da ingiliz bile bu ülkeyi yönetse beis duymam diyen zihniyet" seçiyor diye şikayet ediyor. globalleşme dediğimiz olgu bu işte. inançlı insanlar globalleşmeyi benimsemiş bir dine mensup. kimsenin ırkına bakmıyor. dünya da bu yönde ilerlerken inançlılara gerici diyenler aslında kendileri gerici kalmış. müslümanların dini onların dinlerini rahat yaşayabilecekleri, ibadetlerini rahat yaşayabilecekleri yerlere göç etmelerini veya mevcut düzeni bu yönde düzenlemelerini emreder. müslümanlar buna hac diyor. müslümanlığın en önemli farzlarından. allah için gerekirse yerini yurdunu değiştireceksin. mesela benim eşim türkiye'den daha rahat şekilde hollanda'da dinini yaşayabildiği için türkiye'ye gelmedi ve gelmek istemiyor. türkiye laik bir devletken hollanda bizden daha az laik bir ülke mi?
türkiye'de hiçbir iktidar 20 sene sürmedi. bir iktidar en fazla ortalama on sene kalabilmiştir. ancak halkın alternatifi yok. ulusalcı iki partiye karşı liberal kalmış bir akp var. sol desen hiç yok.
insanlar üç temel görüşe sahip. faşistlik ve kardeşi kapitalizm, liberalizm ve sosyalizm. türkiye'de sol hiç olmayınca solcu düşünce ve liberal düşüncedekiler akp'ye oy vermek zorunda. faşistlik ile kendi kardeşinden başkasını düşman gören, kendi kardeşini maddi olarak destekleyen yapı yani klasik sağ dediğimiz ulusalcılar türkiye'nin % 30-35'ini oluşturuyor. bu yüz yıl öncede böyleydi, şimdi de böyle. belki liberal düşünceyi temsil eden bir iki parti daha olsaydı veya gerçek bir sol parti olsaydı akp oyları düşerdi ama türkiye'nin % 60-65'inin oy vereceği alternatif yok denecek kadar az. yeni kurulan partiler bile ulusalcılığı savunuyor ve ulusalcıları bölüyor. türk halkının üçte ikisinin tek seçeneği akp iken akp'nin % 37-47 aralığında kalması oldukça düşük bir oy ve bence başarısızlık.
gerçekleştiği taktirde üçün birini alacağımız, siki bayağı bi kavrayarak tutacağımız durum olacaktır.
ve hala bu kadar skandala rağmen de oy alıp tek başlarına iktidar olurlarsa, ben bu ülke vatandaşları için ne desem bilemeyeceğim.
beter olun hafif kalır o kesin.