Anne meyve soyarsa dograr, tabaklara koyar, catalını ve masayı hazırlayarak alman için seslenir, o gün evi çok dağıtmadıysan ayağına kadar getirir.
Baba meyve soyarsa, teker teker soyar, bir kısmını soyman için sana bırakır, genelde oda ortasında herkese fırlatabileceği bir yerde soyduğundan, bıçağın ucuna takar takmaz sana birden seslenir. Daha ne olduğunu anlamadan meyve havada sana doğru gelmektedir. Mancınık sistemiyle çalışır. Ya meyveyi tutar ve mutlu sona ulaşırsın yada annenin bağırtılarıyla hem sarı bezi almaya hem de dolaptan meyve stoklamaya gönderilecek kişi seçilirsin.
Nedense herkesın susayacağı tutar, mutfakta yapman gereken şeylerin listesi birden ikinci word sayfasına geçmiştir. Ama asla ve asla reklamları bekleyemezsin. Az sonra reklam gireceğini bildikleri halde, meyveyi tutamamanın cezası olarak en heyecanlı yerinde kendini mutfakta bulursun.
Geri döndüğünde aptal reklamlar baslamıstır ve asla kimse sana detay anlatmakla uğraşmaz. (bkz: kader mahkumu olmak)
O yüzden hayat meyveleri annenin soydugu bir hayatken daha çekilir bir hayattır