aile hekimi pratisyen doktor un 7000 tl kazanması

entry46 galeri0
    26.
  1. artık bir işe yaramayan milletvekilinin bile 7700 tl emekli maaşı aldığı bir ülkede göze batması gereken ilk şey değildir şüphesiz.
    0 ...
  2. 27.
  3. onu bunu bilmem de, bir memlekette bir konuda uzmanlaşmış insanların maaşı söz konusu edilebiliyorsa o ülkeyi siktir edip gideceksin arkadaş. en ilkel hastalıklara yakalansınlar, sürünsünler amına koyim. hıyarlar.
    2 ...
  4. 28.
  5. ulan şu parada bile gözü olan var. amk sizin ya. götümüz çıkıyor lan okurken.

    tanım manım yok burda. evet.
    3 ...
  6. 28.
  7. 6 sene boyunca canımızı dişimize takıyoruz. gerek psikolojik gerek fizyolojik türlü sorunlarla başa çıkıyoruz, hiç kimsenin ezberlemediği kadar not ezberliyoruz. elalem son gece çalışıp sınava girerken biz sınava 3 hafta kaldığında başlamak için çok mu geç kaldık diyoruz. 7 yaşından 30 yaşına gadar süren bir eğitim alıyoruz. ne çocukluğumuzu ne gençliğimizi yaşıyoruz, çalışmak da yetmiyor tüm bunlar için kafanın da basması lazım. bunca emek karşılığında o 7 bin lira çok çok çok az bile...

    "tıp pişmanlıktır"
    1 ...
  8. 29.
  9. yahu kardeşim herşey sizin elinizde değilmiydi?
    tıp fakültesini kazansaydınız. kim elinizden aldı?
    ayrıca mühendis arkadaş tıp fakültesi ezberden ibaretse bir bilgisayar programı yapta
    semptomları girelim tanı ve tedavi hemen çıksın karşımıza.
    3 ...
  10. 30.
  11. aile hekimi niye çok kazanılıyor denmemeli, biz niye az kazanıyoruz diye sorgulanmalıdır.
    0 ...
  12. 31.
  13. mühendis olmuşlar da, bu parayı kazanamıyolarmış da. tıp okusaydınız amına koyim tıp. son 4-5 yıl içinde bu kadar kazanmaya başlamadı doktorlar.

    ha bölüm seçerken doktorluğun çok para kazandırabilecek bir meslek olduğunu bilmiyorduysanız da o sizin cahilliğiniz. siktirin gidin o cahillikle de doktor olmayın zaten bi zahmet.
    2 ...
  14. 32.
  15. hemen bi tanesini kapmak şart olmuştur.
    *
    1 ...
  16. 33.
  17. devletin meslekler arasındaki gelir dengesizliğinin son noktasıdır.
    0 ...
  18. 34.
  19. ebenin amıdır.bir çoğu yaşını başını almış bilgelikleri en demlenmiş zamanını yaşayan yazarların halkın salaklık oranı ile ilgili ileri sürdüğü tezlerin çıkış noktalarından birini gösteren beyanattır.
    neden ülkede doktor başına 970 hasta düşüyor?
    neden asgari ücret açlık sınırının 3 te 1 i ?
    neden biz insan gibi yaşayamıyoruz?
    gibi sorular sorması gereken insanın doktorun neden kendinden çok kazandığını dert etmesi hadisesi ki bu bile tek başına, kendisi yükselmeyi değil de zaten pekte yüksekte olmayan adamı aşağı çekmeyi tercih eden zihniyetin sözü edilen sorulara verdiği cevaptır.
    0 ...
  20. 35.
  21. sırf bizi temsil etmek için ankara'ya tbmm'ye gidip de o koltuklara oturunca kendi nazik götlerinden ve ceplerinden başka hiçbir boku düşünmeyen 550 tane adam, sürekli maaşlarına zam isterlerken ve milyarları cebe indirirken alın teri hırsızlığı olmuyor da, iyi bir lise kazanmak için sonrasında da iyi bir tıp fakültesi kazanabilmek sonrasında da tıp fakültesini 6 senede bitirebilmek için saçlarını genç yaşta ağartan neslin 7 milyar kazanması zorunuza gidiyorsa kusura bakmayın beyler, bence siz de herkes gibisiniz.
    0 ...
  22. 36.
  23. asgari ücretin 10 katından da fazla ücret alıp hala da grev yapan insandır.
    0 ...
  24. 37.
  25. ne yalan söyleyim, bir mühendis adayı olarak doktorlardan nefret ediyorum. *
    2 ...
  26. 38.
  27. şimdi efenim en başından alacak olursak ilkokuldan beri okulun en başarılısıydım. 5 yaşından beri de tıp okumak hayalimdi. sonra gel zaman git zaman tıp fakültesini kazandım. işte her şey ondan sonra başladı. lisede ders dinleyerek 1.liğe oynayan ben, tıp fakültesine geldikten sonra bütlerden çıkamaz oldum. hem de ciddi manada ders çalışarak. neden derseniz, 2000 tane bakterinin latincelerini bilmek yetmiyor, bulaş-yolunu, yaptığı hastalığın semptomlarını, korunma yollarını, etki eden ilaçları ve bunun gibi bir çok bilgiyi bilmek zorundasınız. bakterilerle kalsa iyi tabii ama bunun virüsü var paraziti var... ve bunları bilince tıp fakültesinin en kolay derslerinden biri olan ve toplamda 100-120 saatlik derse tekabül eden mikrobiyolojiyi bilmiş oluyorsunuz. neyse bu arada siyasi ya da sosyal tam olarak çözemediğim bir doktor nefreti başladı halkta. yaşlı amca'ya sonda takarken ki; sonda takmak pek matah bir iş değildir, siz de doktor olunca paramızı çalacaksınız di mi? sözünü işitmek insanın dünyaya bakışını değiştirmek için yeterlidir sanırım. bu arada bu gelen amca acilde nöbet tutan ve henüz pratisyen bile olamamış bir son sınıf öğrencisi tarafından (bkz: intern), kalp masajı yapılarak hayata döndürüldükten sonra bunu söylemesi ayrıca ilginç. ben inanmıyorum ki; hiç bir doktor para için üç kağıtçılık ya da dolandırıcılık yapsın. burda her meslekte olan "şeref" ve "haysiyet" yoksunu insanların varlığını inkar etmiyorum, sadece diğer mesleklerden fazla bir yüzdeye sahip olmadıklarını belirtmek istiyorum. sonrasında ise doktor dediğiniz adamlarla ilgili ilginç bir ayrıntı da şu; bu adamlar 6 yıl okuyorlar sırf vize-final zamanı değil, 6 yıl devamlı okuyorlar. hastaneye geçince; sadece 1 bilgi öğrenirim ilerde 1 hasta kurtarırım diye 4-5 saat bir prof.'un arkasında tüm yorgunluğuna rağmen dikkati dağılmadan dinleyen insana diyorsunuz "doktor". pratisten dediğiniz ve sizi ilk muayene eden adam herhangi bir bakteryel üst solunum yolu enfeksiyonunu viral olarak değerlendirse ne olur biliyor musunuz? ya da seni hızla gelmekte olan bir otobüsün önünden kurtarsa birisi ne kadar minnet duyarsın? doktorların yaptığı da farklı değil, o yüzden lütfen birazcık saygı duyalım. yine dediğim yanlış anlaşılmasın eleştirmekle saygısızlık yapmak farklı şeyler.

    edit: eksile eksile!
    6 ...
  28. 39.
  29. kimse çok okuduğu veya çok vaktini harcadığı için para almaz.

    doktorlar çok kazanıyor evet fakat bu tek nedeni doktor, hastane ve cihaz, malzeme sayısının hasta sayısına oranıdır. fazla talep edebilecek durumdalar ve bu da fazlasının verilmesi için yeterli. keşke aksi olsa da daha ucuza ve kolayca sağlık ihtiyaçlarımızı giderebilsek.
    0 ...
  30. 40.
  31. iş ilanlarında, işe alınmama sebeplerinden biri hem aranan meslek sahibi olsun isterler hemde tecrübe iyi de sen işe almazsan başkası almazsa nerede tecrübe kazanacak ki bu kişiler. Ve doktorlara verilsin o kadarı da yanlız onlardan ricamız saygılı davaransınlar ve davaranmayan mesletaşlarını uyarsınlar.
    0 ...
  32. 41.
  33. 1983'te üniversite için ankara'ya geldim.
    babamın memuru olduğu devlet kurumunun yurdunda,
    62 öğrenci ile birlikte kalmaya başladım.
    33 tane hukuk ve siyasal öğrencisi vardı yurtta,
    32'si imam hatip mezunu. bunların ailelerinde
    babamın mensubu olduğu devlet kurumunda çalışan
    yoktu. o yurda nasıl geldiler bilmem.
    birbirleriyle müthiş dayanışma içinde ve
    inanılmaz çalışkan arkadaşlardı. arkadaşlar
    diyorum, çünkü birçoğuyla sahiden çok iyi
    arkadaş oldum. bu arada yurtta 12 tıp öğrencisi
    vardı, hiçbiri imam hatip mezunu değildi. yurdun
    ikinci senesinde, ankara'da çok sert bir kış oldu,
    okulum beytepe'de olduğundan iki ay sömestr
    tatili yaptık o sene. kış dolayısıyla memleketlere
    de gidemedik. ve kaldığım kurum yurdu da kar
    yağdığında belediye otobüslerinin çıkamadığı bir
    tepede olduğundan yurdumuzda hapsolduk adeta.
    aç kalmadık, kurumun lojmanları da yurtla aynı
    yerleşkede olduğundan bizleri doyurabildiler.
    gel gör ki, iki ay yurtta sıkıldık. briç oynadık
    bilen arkadaşlarla. yurt müdürü(-ki o da imam
    hatip mezunu idi) bizi briç oynarken yakaladı.
    "bir daha bu hareketin tekerrürü halinde idareye
    şikayet cihetine gidilecektir" cümlesiyle biten
    bir uyarı yazısı aldık müdürden. ikinci kez
    yakalandığımızda atıldık. atılan arkadaşların
    bir kısmı perişan oldu, ben bir bodrum kat evde
    oturan arkadaşımın yanına taşındım. üşüdük ama
    battaniyelere sarılarak donmamayı başarabildik.
    imam hatipli arkadaşlarımız fire vermeden, üstelik
    kurum mensubu olmadıkları halde o yurtta kalmaya
    devam ettiler. diş hekimliğinde okuyan iki
    arkadaşımız vardı, onlar da ödevlerini yaparken
    gürültü yapıyorlar diye yurttan atıldılar. adamlar
    ödevleri gereği gürültülü aletlerle alçıdan ağız
    ve dişler yapmak, yaptıkları o heykelimsi şeylerde
    yine gürültülü aletlerle ince iş çalışmak
    zorundalardı. ama yurt müdürümüz yine de onları
    yurttan atma cihetine(!) gitti. tıpta okuyan
    arkadaşlarımız da, anatomi kitaplarındaki
    müstehcen resimler ve darvin teorisini anlatan
    kitapları yüzünden yurttan atıldılar. bir kısım
    beşiktaş'lı arkadaşımız da, televizyon odasında
    dinamo kiev-beşiktaş maçını izlerken, dinamo
    kiev'in sürekli gol atması üzerine takımlarına
    sinirlenip "dinamo.. dinamo.." diye bağırdıkları
    ve böyle bağırarak "kominizm propagandası"
    yaptıkları(!) için yurttan atıldılar. imam
    hatipli olup beşiktaş'lı olan arkadaşlarımız,
    başlarını ders kitaplarından kaldırmadıkları
    için maçı bile izlememişlerdi. ha bu arada,
    yurttan atıldığım için itiraz dilekçesi yazan
    babam taşradaki bölge müdürülüğü görevinden
    alınıp, aynı bölgedeki sürgün görevi olan kantin
    müdürü görevine getirildi ve oturduğu lojmanı
    elinden alındığı için kirada oturmak zorunda
    kaldı. yurttan atılıp itiraz eden diğer
    arkadaşlarımızın babaları da benzer akıbete
    uğradı. anap'ın ilk itidarlık yılıydı. babamın
    memur olduğu kurumun bağlı olduğu bakan, sonradan
    akp'nin kurucularından ve ağır toplarından olacak
    olan cemaatçi zatlardan biriydi. nihayetinde,
    yurtta sadece imam hatip mezunu arkadaşlarımız
    kaldı; 32 hukuk ve siyasal öğrencisi ve 10'a
    yakın eğitim fakültesi öğrencisi. imam hatip
    mezunu başka öğrenciler yurda alınarak 60
    civarındaki kontenjan dolduruldu. aynı devlet
    kurumunun antalya, kuşadası, marmaris, çeşme
    ve benzer bazı yerlerdeki kamp alanları yazları
    artık kurum mensuplarının tatil yaptığı yer
    olmaktan çıkarılıp, yurttaki bu arkadaşların
    gençlik kampı alanları oldu.
    bütün bunları bu başlık altında neden anlattığıma
    gelince: demem o ki, o zamanlar cemaatin
    projesinde sadece hukuk, siyaset ve eğitim
    adamları yetiştirmek vardı, tıp doktorluğu yoktu.
    proje o seneler başlatılmıştı ve şimdi o projenin
    sonuçları olan hakim, savcı ve öğretmenler gerekli
    köşe başlarını tuttular. hakim ve savcıları
    anlatmaya gerek yok. hatta yurttaki arkadaşlardan
    ikisi son seçimden sonra hsyk üyesi oldular.
    eğitim fakültesindeki arkadaşların bazıları malum
    dersanede hocadırlar ve bir kısmı da başta
    afganistan ve pakistan olmak üzere cemaat
    okullarının yöneticileridir. eğitim fakültesi
    okuyan arkadaşlardan biri "türkçe olimpiyatları"
    oluşumunun önemli bir adamıdır. ama o dönemin
    projesinden gelen tıp doktoru pek azdır. toplumu
    "tıp doktoru düşmanı" yapma ve bunu başarma
    operasyonu bu yüzden uzunca bir zamandır yürürlüğe
    sokulmuştur. bu organizasyonla tıp doktorlarının
    yaptıkları her şeyin halka batması sağlanmıştır.
    aile hekimi pratisyen doktor, 7000 liradan çok
    daha fazlasını hak etmektedir. fakat madalyonun
    bir başka yüzü daha vardır ki gözden kaçmamalıdır.
    benim bahsettiğim 1983 döneminde "tıp doktorları"
    ile ilgili bir cemaat projesi yoktu evet, fakat
    bundan 10 yıl kadar önce o proje de başlatıldı.
    ve o proje birkaç yıl önce ilk mezunlarını vermeye
    başladı. ve onların çoğunluğu aile hekimi olarak
    atanıyor. yani aile hekimi olan pratisyen doktorun
    sonuna kadar hak ettiği o para, tıp doktoru
    sevgisinden değil, proje doktorlarının artık
    piyasaya sürülmesindendir. tıp profesörlerinin
    aldığı para henüz hak ettikleri kadar değildir,
    çünkü onlar proje doktoru değildir. onlar da yavaş
    yavaş emekli edilip projeye uygun profesörlerle
    köşe başları tutulmaya başlanmıştır, ama henüz
    tamamlanamamıştır.
    sonuç olarak; aile hekimi olan pratisyen
    doktorların 7000 lira kazanması haktır ve hatta
    azdır. ama bir de ama'sı olmasaydı keşke!
    3 ...
  34. 42.
  35. her aile hekimi gibi tüm herkesin balıklama atladığı bir durumdur bu. gidişattan kimsenin haberi yok. 7000 tl verilmesinin sebebini kimse sorgulamıyor. aile hekimliği sistemi en başta halk olmak üzere doktorları zor durumda bırakan bir sistemdir. devletin yıllarca yapamadığı işleri al sana şu kadar para sen yap denilmesidr. sağlık ocaklarının temizliğinden, ısınmasına, hemşiresine kadar her şeyin doktor tarafından yapılıp ücretlerinin o verilen paradan kullanılmasıdır. her aile hekimi de o kadar parayı görünce hiç sorgulamadan, eleştirmeden atladı tabi. hasta sayısı değil de kayıtlı nüfus sayısına göre ücretleri ödendiğinden "sen başkasının hastasısın hadi başka kapıya" , "gel şuraya imza at da benim hastam ol" ları yavaş yavaş duymaya başlandığında anlaşılacak tüm bunlar. sırf kendine para kalsın diye sterilizasyondan para kısanlar olduğunda anlaşılacak. koruyucu hekimliğin rafa kalktığı, yani eskiden gördüğümüz hastalıkların yeniden fırlayacağı zaman geldiğinde anlaşılacak. siz hala 7000 tl ye takılın. saygılar.
    2 ...
  36. 43.
  37. doktorum, 7000'den fazla net kazanıyorum, aslında daha fazlasını hakediyorum.
    istersem yurtdışında daha iyi ücretlerle, daha iyi şartlarda yaşayabilirim. bize laf atanlara avrupada tuvalet bile temizletmezler, iyi yine burada bir işleri var.

    (bkz: beyin göçü)
    3 ...
  38. 44.
  39. 7000 tlnin içinde 1 hemşire 1 sekreter bulunduğu binanın kirası elektriği suyu katınca 3.500 lira olan maaştır. 6 sene boyuncu götü üstünde ders çalışıp asosyal olmasının bedeli aslında bu kadar az olmamalıdır.
    0 ...
  40. 45.
  41. milletvekillerinden daha fazla hakettikleri barizdir. bu adamlar hayat kurtarıyor, gecesi gündüzüne karışıyor çoğu zaman. milletvekilleri ise 4 yıl milletvekilliği yapıp emekli maaşına bağlanıyor, hatta kimisi bu maaşıyla et yiyemediğini iddia ediyor. karar sizin.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük