hiç romanını okumadığımdan cevabını bilemeyeceğim sorudur. röportajlarını, yazılarını ve dahi duruşunu severim, ama kafamızda baştan bir polisiye roman yazarı yaftası oluşmuş ya, ee tabii türkiye'de kaliteli polisiye roman da olmaz klişesi ile de birleşince bu durum, elimiz gitmiyor romanlarını okumaya nedense.
hiç bir romanını okumadım bu yüzden önyargılı yaklamşmakta istemiyorum. ama çevremde onu okuyan insanların geneli kız ve derler ya biraz şey kızlar.. dolayısıyla belki sırf önyargımı yenmek için okurum ama sadece okuyucu kitlesi bile beni kalitesiz bir yazar olduğunu düşünmeye zorluyor. ayrıca (bkz: aşk köpekliktir) olum bu nasıl bir kitap ismi lan? bir yazar kitabına nasıl bu ismi verir!
"Sis ve gece" ve "bab-ı esrar"ı okumuş birisi olarak her ikisi de güzel kitaplardı. Sis ve gece isimden spoiler vermesine rağmen sonu tüyleri diken diken ediyor.
Ayırt edilmesi imkansız kitaplar arasından tercih yapmaktır. Romanlardaki üslup, konuyu işleyişi, konunun gidişatı aynı olan kitaplar arasından tercih yapmaya çalışmaktır.
aslında romanları birbirine benzer. amaç bir cinayetten yola çıkıp eski ve yeni istanbul' u, kaybolan değerlerimizi, aşkı anlatmaktır . ben en çok beyoğlu' nun en güzel abisi romanını sevdim. bence ahmet ümit' i tanımak için yeterli . çünkü okuduğum ikinci romanı istanbul hatırası bir tekrardan ibaret.
"çoğu zaman mesele, tanrı'nın ne olduğu değil, bizim onda ne gördüğümüzdür. sevgi dolu olanlar merhameti görür, zalim olanlar şiddeti. zeki olanlar aklı görür, aptal olanlar kör inancı, alimler bilimi görür, cahiller mucizeyi."