klasizm den yazarın moliereden çevrileri vardır.
bazı eserleri: kocalar mektebi, kadınlar mektebi,zoraki tabip,secere-i türki,lehçe-i osmani gibi eserleri vardır.
moliere hayranı 1823-1891 yılları arası yaşamış tiyatro sever devlet adamı. Haldun Taner'in sersem kocanın kurnaz karısı isimli oyununda adı sıkça geçen kişidir.
modern türk tiyatrosunun kurucusu denilebilir. gerek adapte ettiği tiyatrolar gerekse yazdığı geleneksel türk tiyatrosu-modern tiyatro karışımı eserlerle türk halkına tiyatro kültürünü aşılamış kişi. valilik yaptığı bursa'da tiyatro oyunlarına zorla insanları topladığı, oyunda alkışlanması gereken yerlerde ayağa kalkıp izleyicileri alkışlamaya teşvik ettiği, tiyatroda nasıl hareket edilmesi gerektiğini anlattığı toplantılar yaptığı rivayet olunur kişiliktir.
bursa heykelde tam atatürk anıtının karşısında bulununan, ilk ve tek resitalime bu tiyatroda çıktığım *, geçen sene biraz olsun bakıma giren ancak ardından küçük çaplı bir yangına maruz kalan bursan'ın biricik devlet tiyatrosudur.
biz uyarlama alanında çok başarılı olmuşuzdur. ama neden bir moliere'imiz olmadı da, büyük bir moliere uyarlamacımız çıktı, diye düşünmekten alamam kendimi. ahmet vefik paşa'nın, moliere'i, uyarlama yolu ile de olsa bize tanıtması, klasik komedyanın yararlı bir etkilenme kaynağı olmasını sağlayamamıştır. moliere'in yaşadığı dönemde, ahmet vefik paşa sonrası türkiyesinin durumu arasındaki ayrımı, benzemezliği gözden uzak tutmamak gerektiğini bilmiyor değilim; ancak moliere'i etkileyen sorunlar, konular tıpkısı ile bizim toplumumuzda olmasa da, bizim gibi tiyatro sanatına batılı anlamı ile yeni başlayan bir toplum, onun gibi büyük bir yaratıcıdan yine de çok kazanç sağlayabilirdi oyun yazma alanında, diye düşünmekten kendimi alamıyorum. moliere'in alaya aldığı aristo mantığı bizde de bütün gücü ve özellikleri ile yaşamıyor muydu? bugün de yaşamıyor mu? soyluluğu heves eden yeni zenginler bizde de çıkmadı mı? tanzimat sonrası avrupalılaşma akımı, yeni adetlerimizde, moliere'in betimlediği köksüz kişiliklerin benzerlerini doğurmamış mıydı? geçen yüzyıl rus yazarları, bu yoldan giderek kendi insanlarını tanımışlar ve edebiyatlarını zenginleştirmişlerdir. oysa, bizde moliere uyarlamaları, yazarlarımızı böyle bir yola iteceğine, ibnürrefik ahmet nuri'nin daha aşağı düzeydeki fransız vodvillerinden yaptığı uyarlamalara kapı açmıştır.
konunun sınırlarını aşmadan, burada ister istemez anımsanacak olan musahipzade celal'in yeri üzerinde de kısaca duralım: gününde büyük bir ilgi toplamış olan bu yazarımızın oyunları artık oynanmıyorsa, bunda bizim değer bilmezliğimiz yerine, o oyunların yaşam gücünden yoksunluğunu aramak daha uygun olur kanısındayım. ahmet vefik paşa uyarlamalarından işe başladığı bellidir musahipzade celal'in, ne var ki, inandırıcılığı yoktur, moliere'in öykünmesi değil de, karikatürüdür onun oyunları, silinmez kişiler bırakmaz belleğimizde.
burada önemli olan, bizde uyarlama anlayışının bir geçiş süreci değil de, sürekli bir benzetme işi olarak neredeyse bütün alanlarda temel sayılması ve bunda direnilmesi tutumudur. bir sanat yapıtını uyarlama yolu ile dilimize geçirme düşkünlüğü, bir zamanlar, çevirinin gereksizliğine yol açacak tartışmalara dek vardırılmış. görüyor musunuz, biz yaratmayacağız, çeviriye de kalkışmayacağız, sadece bir batılı sanat yapıtının kendimize uydurulmuş benzeri ile yetineceğiz.
bursa da valilik yapmıştır. bursa nin o dönemdeki sokak ve caddelerinde büyük bir değişim yapmıştır. tabi bazıları iyi yönde olmamıştır. birçok evliya türbesi ve tekkeyi yıktırmış ve manevi havasına zarar getirmiştir bursanın.
klasizmin etkisinde kalan bir sanatçıdır. aynı zamanda devlet adamı sıfatı da vardır.moliere'in hemen hemen bütün oyunlarını türkçeye çevirmiştir. bu anlamda türk tiyatrosunun gelişmesinde çok önemli bir rol üstlenmiştir.
tanzimat döneminden moliere den Zor nikah ve zoraki tabip adlarıyla yaptığı uyarlamalar ile türk tiyatrosunun ilklerine imza atan yazar.Bursa da şu anda adını taşıyan bir tiyatrosu da var.