sen kolunu açarsan bu kadar gelir ebeni siker bu adamlarda. hani bir söz var ya "hırsız girmiş iyi de ev sahibinin hiç mi suçu yok" diye o hesap bu olaylarda. sen kollarını açar bu şerefsizlere kardeşim dersen bunu da yaparlar yakında gelir evinden de çıkarırlar bura bizim diye.
insana derler ki kardeşim neden yaptın bunu.
dilimi konuşamıyorum dedin yasak kalktı o dedin oldu bu dedin oldu. ılımlı yaklaşılmıyor dedin pozitif ayrımcılığa dayanan iyi niyet gösterdiler.şimdi çıkmış türk meclisinde türk halkına kürtçe konuşuyorsun. halkın yuzde 51 inden fazlası seni anlamıyor. maksadını sorarlar adama. he eğer tartışma burası benim meclisimdir mevzusuna gelecekse. bence hiç gelmesin. gelmesin. gene patlamasın türk milliyetçiliği. hazır su duruldu diyoruz. en azından suyun yüzeyi duruluyor bu da iş mi.
kesinlikle provakasyon olmayan bir eylemdir.zira abd başkanı ingilizce konuşabiliyorsa 10.000.000'dan fazla türkiye cumhuriyeti vatandaşının konuştuğu kürtçe'nin meclis kürsüsünden konuşulmasında bir sakınca yoktur.
cumhuriyet savcılarının hakkında takipsizlik kararı vererek olması gerekeni yaptıkları konuşmadır. bu konuşmadan yaklaşık 1 ay sonra barack obama meclis'teki konuşmasını ingilizce yapmıştır ve türk, kürt, kadın, erkek her milletvekili zevkle dinlemiştir bu konuşmayı. soruşturulma açılması bile tuhaftı anlayacağınız.
öncelikle birisinin türkçeden farklı bir dilde mecliste konuşunca ülkemizin bölünmeyeceğini gösteren harekettir.
daha da önemlisi ülkemizin demokrasi yolunda yürüdüğünü gösteren umut veren bir işarettir netekim eskiden bunu yapsa afedersiniz y.rrağı yerdi.
pek faşist arkadaşlara tek bir şey sormak istiyorum bu konuda, diyelim ki bir batı trakya türkü milletvekili yunan meclisinde türkçe konuşurken yunan resmi televizyonu yayını kesti. kendileri acaba ahmet türk e ettikleri küfürlerin birebir aynısını yunan televizyonuna etmeyecekler miydi? tek sorum budur.
bir de başka bir güzelliği var ki bu işin, dadından yinmez. ahmet türk ün yaptığı bu hareket akp nin buram buram seçim hamlesi kokan kolpa kürtçe açılıma hava sızdırmaz kapak olmuştur.
genel yargı ve şikayet kabilinden bindirmelerin genel panoraması; sabır taşıran,haddini bilmeyen bir eylem ve bu kavramlarla anlamdaş cümlelerin attırılmasından ibaret korku/tahammülsüzlük şeklinde vücut bulmuştur.
türkiye demokrat bir ülke midir?hayır.
peki ahmet türk ün zart diye kürtçe konuştuğu anda meclis tv nin yayını kesmemesi demokratiklik açısından yeterli bir tutum mu olurdu?hayır?
zaten tanımsız dil olarak tanımlanmış bir dilin konuşulmasına verilen iznin (izin kelimesinin kulanılamsı bile demokratiklik düzeyini gösterir) ima ettiği anlam klasik gözboyama muamelesine işarettir.lakin devlet de hatalıdır,ahmet türk de..biri oy uğruna verilen politik müsaadenin anayasal kısıtlamalarla sağdan soldan makaslanmasına gözyuman bir mekanizma olması dolayısıyla hak ve özgürlük noktasında doyuramayan manevralar yaparkan, öteki ,milletvekili olduğu günden bu güne dek neden yapmayı aklına getirmediği sorularını gündeme getiren bir davranışla demokrasi dersi vermeye çalışıyor.devlet,şurda konuş burda konuşma şeklinde yaptırım uygulayıp benim gösterdiğim alanda atış serbest ama milli damarlarımın harekete geçtiği alanlarda benim gibi takıl demeye getirdiği kanuni üslubundan ödün vermiyor,ahmet türk ise neden iki sene önce değil de belediye seçimlerine bir ay kala bu işi yapıyor (gıyabi)sorusuna dünya anadil gününü bahane ediyor.her iki taraf da bu bahanelerle kendini koruma yolunu tercih ediyor.ama bahane göte benzer ve göt de herkes de vardır.
provokatif faşizan eylem.
oy için durgunlaşmış suları dalgaladırmaya çalışmak çok basit bir sempatiksizliktir.
ayıptır. insanları kullanmak: siyasetin en çirkef halidir.
bunun üzerine olayı ört bas etmeye çalışan, midesi oy sancısıyla dolmuş siyasetciklere de teşekkürler.
seçim yaklaşıyor, 'kale'lerde akp'ye yönelim var. eeee, ne yapalım, ortamı kızıştıralım. nasıl yapalım:
"ahmet turk un meclis tv deki kurtce konusması".
ahmet kaya çıktı, provokatif bir şekilde 'kürtçe şarkı söylicem' dedi, millet çıldırdı. e şimdi ibrahim tatlıses kürtçe şarkı söylüyor, kimin sesi çıkıyor. bizim vatandaşımız oturup izliyor. Bir gün kürtçe film çekilir, türkçe dublajlı veya alt yazılı oturur keyifle izlerim. yeter ki amaç canavarlık, kalleşlik, ihanet olmasın.
barış, kardeşlik diyorlar. dişlerinin arasından et parçaları akıyor, kokainden gelen parayla besleniyorlar, sonra o iğrenç ağızlardan 'barış, kardeşlik' kelimeleri çıkıyor. kardeşlikse sadece ermeniyle kardeşlik değil, kardeşlikse herkesle, yaşayan her insanla kardeşlik savunulmalı.
niyeti belli olan bir davranıştır. ermeni asıllı ermeni hizmetkarları, ermenistandan, hollandadan, isveçten aldığı buyruğu yerine getiriyor. hepsi bundan ibaret.
oysa ne çabuk unutmuşuz ülkemizde hakların doğal yöntemlerle verilmediğini? hakkın verilmekten ziyade söke söke alınması gerekliliğini? maalesef bu topraklarda yalnız ekmek değil hak ve özgürlüklerde aslanın midesinde. gerekirse zorla alacaksın. başka çıkar yolu yok.
"kürt" diye bir kelimenin varlığını kabul etmek için otuz bin insanımızı toprağa verdik. kürtçe şarkı'yı normalleştirmek içinse ahmet kaya'yı. daha ne kadarı gerekli klavye yazarları? yani adam gibi hak istemeyenlerimiz var doğru ama suçun çoğu adam gibi hak vermeyenlerin değil mi?
anadilimin refah ve özgürlüğüm için açılmış meclis çatısı altında vekilim tarafından konuşulması kıyameti koparırken kendimi nasıl bu vatanınn mesut bir evladı olarak görebilirim? dağa çıkmak dışında var mı alternatif yol?
ayrıca "mecliste sadece türkçe konuşulur " palavrasını da çöpe atmak lazım. bir kürt o meclis çatısı altında ingilizce, fransızca, arapça ve ibranice'nin de konuşulduğunu ve bu dillerin alkışlandığını bilmeyecek kadar aptal değildir.
rte nin eseri olan konuşma. insanların kürtçe konuşması ayrı resmi dili türkçe olan bir ülkenin başbakanının kürtçe konuşması ayrı bir olay. ahmet türk ün yaptığı şeyi artık eleştiremeyecek durumdayız çünkü başbakan bu işi resmileştirdi.
yapılan konuşmanın içeriğinden öte yapılmış olduğu dilin sanki mecliste demokrasinin ırzına geçilmişçesine tepki aldığı düşünüldüğünde türkiye'de "kürt" ne demektir ve "kürt sorunu nedir?" sorularına güzel bir cevap.
Devlet babadir, yurt candir, Türkler ve Kürtler kardestir. Fransiz'i olsun ingiliz'i olsun baya baya ebemizi bellemistir. Amerikan yillarca ülkeyi sömürüp durmusdur. sen tarihinden utanmaz ülkende bu okullarin kolejlerinin acilmasina izin verirsin, yok hadi bunlarida gectim teeeeeeeeee bilmem ne zamandan kalma sümerlilerin dilini imanini universitede bölüm diye okutursun, ama ülkende yasiyan 20 milyonu sinirlarin cevresinde yasiyan bir 40 milyon Kürd'ü bir yerin ile sallamazsin, diline kültürün'e her haltina karisirsin.
Sümer dili ve kültürü carti curtu sana koymaz ama kardesim dedigin halkinda dilini kültürünü bi yerine takmaz bide utanmadan el dersin kol dersin...
Kac tane baba gördünüz evlatlari arasinda ayrim yapan.
Efkarlandim simdi neyzen'den esinleneyim biraz...
"tüm adiler mekteb-i sultaniyyede
ah bir admin olsam, topunu bir saniyede... "
Konus lan Ahmet TÜRK konus sende. Ben konusamadim devlet kurumlarinda kürtce sen konus.
dtp ortaya bir tahrik unsuru koymuş olup herkes de buna çanak tutmuştur. bir bardak suda fırtına kopartılmıştır. bu meclise türban giremiyor, laikliğe aykırı. kürtçe giremiyor yasak. bu meclis kimin meclisi acaba. sokakta yürüyen insanların kaçta kaçını temsil edebiliyor ? bir parça bez ve iki kelime sözle bu devlet yıkılmaz aksine özgürlüklerin önünü açarak daha da yücelir, vatandaşıyla barışır ve hainlere karşı dimdik ayakta durur.
milletin meclisinde milletin anlayacağı dil konuşulur eğer bu dil türkçeyse türkçe, kürtçeyse kürtçe, rumceysa rumca konuşulur ve bu da ülkedeki iletişimin sağlanması amacıyla yasalarla korunur.
şimdi ben türkçe biliyorum, ingilizce biliyorum. meclis tv izliyorum, izliyorum evet böyle bi manyağım ben, eğleniyorum, napıyolar orda gözlemek istiyorum. milletvekilim çıkıyor kürtçe konuşmaya başlıyor ve doğal olarak anlamıyorum. simultane çeviri yok, alt yazı yok hiçbi şey yok. anlamıyorum ne dediğini.
çok belli ki bunun iyi niyetli bi tarafı yok. bill clinton gelse orda bütün tercümanlar hazır bulunurdu, çünkü herkes onun ingilizce konuşacağını bilirdi, kim neyle karşılaşacagını bilirdi. eğer bu ülkede konuşulan pek çok dil varsa (ki ben uzayda yaşamıyorsam eğer var) ve bu ülke devlet eliyle kürtçe yayına başlamışsa (ki başladı trt 6) bu kürtçeye olan iyi niyetin göstergesidir. çünkü aynı iyi niyet arapça için yok farkındaysan... yok olmak üzere olan lazcaya yok... vs. yani bu basbaya kıyaktır. (tabi ki hükümetin amacı bu değil ay hadi demokrasi adına şu adımı atalım insanlar kardeş olsunlar diye bir düşüncesi yok oy kaygısı var ama fark etmez işe yarar bir şey yaptılar)
buna rağmen spontane bi şekilde saçmalıyorsan bu demokrasi değildir, iyi niyete kötü niyetle karşılık vermektir. önceden amacı dahilinde bu bildirilseydi meclise herkes ne konuşulduğunu anlayabilseydi, pkk ya övgüler düzmeseydi dtp elbette bugün bu yayın kesilmeyecekti, elbette ekmeğine yağ sürülmemiş olacaktı.
demokrasiyi ve özgürlük kelimesinin bir kere daha cılkını çıkartıp ezik moduna geçmeye çalıştınız. yemedik. başka sefere işallah.
-aha da düşeş.
+ne düşeşi lan, bildiğin altı beş dayı!
-lan gözlerimle gördüm lan, düşeşti lan.
+ya dayı iyi tamam yaa...
-tamam lan ağlama. bari penc ü se oynasam?
+ne oynarsan oyna dayı. ama ona beş üç derler?
-ama o zaman sevmezler güzeli genç üse?
+dayı git ne yaparsan yap, iyi.
-oh oh; zeki müren kapısı, gitti oyunun yarısı, altı altı pardon düşeş, bakarsın öyle şeş beş, oh biji biji dubara, gider böyle oyun bağıra bağıra..
Sorun adamın kürtçe konuşması değil bunun tercüme edilmemesidir. Eğer konuşacaksan getir bir tercüman, tercüme etsin. Eğer o zamanda keserlerse zırlarsın. CNN'de de türkçe konuşan birisi olsa, ama tercüman olmasa büyük ihtimalle keserler yayınını. Ne bu kürtçe manyaklığı onu da anlamadım gitti. Alttrafı yobaz, geri kafalı, köylü bir ortadoğu toplumunun konuştuğu bir dil. Duyanda ingilizce yayını kestiler zannedecek?
