ben kendisinin yerinde olsam, şu meşhur alçak koltukta oturtma hadisesinde, ayaklarımı üstünde israil bayrağı bulunan masaya uzatırdım, taşaklarımı da yayararak o tipsiz heriflerin karşısısında oturururdum. hadi sen bu kadar çılgın değilsin, bari oturma o koltuğa yahu, ayakta dur. hadi oturmanı da anladım, nazik adamsın, bari şu tipsizlerin yüzüne gülme konuşurken. neyden çekiniyorsun anlamadım, vuracaklar mı seni be adam? yer mi sanıyorsun o pezevenklerin götleri?
ibranice bilmediği için kendisine daha doğrusu türkiye cdumhuriyeti'ne yapılan saygısızlığa cevap verememiş büyükelçidir. gittiği ülkenin dilini bilmemesi de ayrı bir ayıp. ama hadi onu geçtik diyelim, ya kardeşim orada türk bayrağı yok, seni bekletiyorlar, sonra alçak koltuğa oturtuyorlar. herhalde bunu anlamak için ibranice bilmeye gerek yok. sonra çıkarsın bilseydim terkederdim de, bence de bi yerleri acilen terk etmen gerekiyor sayın büyükelçi.
başbakanımızın israil cumhurbaşkanı şimon peres vasıtasıyla davos'tan yahudilere gönderdiği postayı, tel aviv'den israil dışişleri bakan yardımcısı danny ayalon'dan alan ipana'nın maskotu olmaya aday türkiye'nin tel aviv büyükelçisi (ne yazıkki !!!)
tel aviv büyükelçimizdir, tel aviv'de türkiye cumhuriyeti'nin cumhurbaşkanını temsil etmekle mükellef olan adamdır ama israil dış işleri bakanının yaptığı büyük ayıptaki kifayetsizliği hiç yakışık almamıştır.
oyunu mu çözememiştir? yoksa çözüp ses mi çıkaramamıştır?
çocuk taburesi yüksekliğindeki koltuğun eziciliğini ayıkamamışsa çok ayıp ama çözüp konuşamamışsa, iki okkalı laf edip kapıyı çarpamamışsa daha da ayıp!!!
olmadı be büyükelçim. sana yakışmadı. bizim o koltuğa layık gördüğümüz adama yakışmadı...
2010'un kendisi açısından çok şanssız başladığı aşikar. Büyükelçimiz ayağına kadar gelen fırsatı basiretsizlik göstererek kaçırmıştır. Orada bulunduğu makamın onuruna uygun olarak görüşmeyi terk etse ya da koltuğun tepesine çıkıp otursa hiç birini yapmadı diyelim ama bari israil Dışişleri Bakan Yardımcısı'na "Bir büyükelçiyi konuk edecek koltuğunuz yoksa ülkem bu konuda size gerekli yardımı yapmaktan mutluluk duyacaktır" şeklinde bir ayar verseydi adı bir anda tüm manşetlere kahraman gibi yansırdı. Eh be büyükelçi, hiç mi okumadın Ömer Seyfettin'den Pembe incili Kaftan'ı. Adın efsane olacakken yalan oldun...
