bugün
- kadınlar olarak erkeklerle sevişmiyoruz22
- arkadaşlar damatlık bakıyorum da sizce bu nasıl8
- bik bikinize ne dikersiniz13
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı110
- jayden oosterwolde8
- panathinaikos'un atatürk düşmanlığı8
- dokunmaya kıyamadan sevmek19
- mühendis erkeklerin genel özellikleri20
- iran cumhurbaşkanının helikopter kazası34
- anın görüntüsü21
- bik bik'in cinsiyeti16
- icardi190519
- fenerbahçe taraftarı25
- ruh varsa neden görünmüyor13
- aşık olmadan sevişmek17
- en çok yaşamak istenilen şehir15
- ibrahim reisi13
- bik bik için diktiğim keten pantolon10
- karın gözünün önünde biriyle olursa büyü bozulur13
- erkolar kapatılsın15
- galatasaray'ın yaşaması muhtemel facia15
- fred'in gs orta sahasını kucağa alması14
- nurcuların fetöcü olduğu gerçeği10
- fenerbahçe13
- insanlara olan inancınızı ne zaman kaybettiniz14
- fethullah gülen şu an ne yapıyordur12
- mauro icardi11
- muharrem ince'nin diyanet kapatılsın mı anketi15
- manitayla yapılacaklar16
- avrupanın zenginliğini hırsızlığa borçlu olması12
- tc'yi atatürk değil ingiliz ve yahudiler kurmuştur16
- alex de souza13
- 19 mayıs atatürk ü anma gençlik ve spor bayramı11
- ninja turtles lar nasıl para kazanıyor14
- erkeklerin hep fotoğraf istemesi18
- travestilerin genelde kürt olması16
- karıya kıza doymuş erkek26
- bir erkekten duyulabilecek en güzel söz13
- üstteki yazarın yaşını tahmin etmek20
- çok üzgünüm sözlük9
- kötü gününde sevdiğine mi gidersin seni sevene mi15
- etine dolgun kız8
- risale i nur20
- taktik verin16
- icardi1905 adamdır12
- çocuğunuzu özel okulda okutur musunuz18
- okan buruk10
- mert hakan yandaş30
- 21 maçtır yenilmeyen takımı becermek12
- icardi1905'in silik yemesi9
Ahmet Hamdi Başar, istanbul Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültesi Coğrafya bölümü mezunu olup, Birinci Türkiye Millet Meclisi üyeleri arasında yer alır. Limancı lakabı ise, kendisinin istanbul Liman Şirketinin kurucusu olmasındandır. Ahmet Hamdi Başar, kongreye öncülük yapmakla kalmamış, ülke ekonomisinin kalkınması için meclise kanun teklifleri de sunmuştır. Çabalarının karşılıksız çıkması üzerine, Cumhuriyet Halk Partisinden istifa etmiştir. Bundan sonra da, 1950 seçimlerinde Demokrat Partinin istanbul Milletvekili olarak seçilmiş ve 1953e kadar partiye ve millete hizmetlerde bulunmuştur lakin bu partide de çabalarının karşılığını alamayan Ahmet Hamdi Başar, hayal kırıklığına uğrayarak partiye istifasını vermiştir. Yazar kimliğiyle de bilinen Ahmat Hamdi Başarın Demokrasi Buhranları adında kitabı ve Vergi Reformu ve Klakınam Davamız/Tüccar Derneği adında bir adet dergi sayısı mevcuttur.
çok sayıda eser vermiş bir entelektüel. geniş kitleler tarafından pek tanınmamış denebilirse de türkiye entelektüelleri arasında benim şu ana karşılaştığım en ama en ilginç figürlerden biridir.
"insan kendine güvenmez ve hayatının değersizliğine inanırsa, aradan uzun seneler geçince yaptıklarını unutur. Şimdi çoğu aklımda değil..."
"çocukluğundan başlayan ve aşağı yukarı hayatımın her devresinde devam eden bir çeşit aptallıkla birlikte, herlhade bunda bazı çeşit zeka belirtileri de varmış demek."
"sonraları galatasaray müdürlüğü yapmış, çok terbiyeli, çok efendi bir adamdı behçet bey. o da macit bey gibi fransa'da tahsil etmişti. o zamanlar için modern ilim metodlarını kavramış genç profesörler arasındaydılar. fakat ben fransa'da okumuş oldukları için hemen darülfünun'da profesör olan bu gibi yeni yetişmiş gençlerde ne ilmin kendisini ve ne de heyecanını bulamıyordum."
"işte Ankara'da bugünlerde konuşulan en önemli konu bu "mutedil devletçilik" meselesiydi. isyansyondan şehre dğru yürüyoruz. Şükrü Kaya Bey, katibi umumi tevfik bey ve daha birkaç kişiyiz. Biri Şükrü Kaya'ya soruyor:
'mutedil devletçilik ne demektir? Bu Avrupa'nın neresinde tatbik olunmaktadır?'
Mesele hakikaten önemliydi. Çünkü Avrupa'da tatbik edilmemiş, görülmemiş hiçbir şey iyi olamazdı. Onun için mutedik devletçilik sisteminin Avrupa'da karşılığını bulmak lazımdı."
"her fabrika bende hemen aynı tesiri yapar. makine kudreti karşısında kendimi çok küçük hissederim."
"gazi ile ankara'daki çiftlikteki ilk karşılaştığım 1926 senesi ağustos ayının 18.günü edindiğim intiba, o günden sonra hayalimde büyüdükçe büyümüştü. o her şeye kadirdi; her şeyi görür ve bilirdi. aldatılmaz tesir altında bırakılamaz, hiçbir şeye boyun eğmezdi. seyahatte hastalandığını, istanbul'dan profesörler getirildiğini işittiğim zaman şaşkına dönerdim: "niye hastalığa mağluıp oluyor, onu yenemiyor?"
"dünya buhranı bizim için bulunmaz bir şanstır. kullanabileceksek ancak bu devrede kalkınacağız."
"en büyük tehlike bu memleketlerde batı'nın yahut daha genel deyimle sanayici ve kapitalist milletlerin ilmiyleve kafasıyla düşünmeyi ve çalışmayı gerçek yol bilen aydın ve yönetici zümreden gelir."
"...ben uluorta sanayileşmenin aleyhindeydim"
"sanayici efendilerimiz biraz susar mısınız!"
"kapıkulu devletçiliği ne kapitalist ne sosyalist ne faşist kategorilerden birine sokulamazdı."
"çeşitli yazılarımda da belirttiğim gibi ben türkiye'nin 18. asrın sonlarında ve 19. asrın başlarında batılı bir devletin müstemlekesi olmamış bulunmasını milletimiz için mutsuzluk sayarım."
"yeni türk devleti babıali'nin devamından başka bir şey olmadı. çünkü bu devleti sınıfsal çıkarı açısından yöneten ekonominin dışında ilkel ve sömürücü bir sınıf elinde kalmıştık. gerçi ona yeni zümreler eklenmişti; fakat gerek bunlar gerekse yaratılan fırsatardan yararlanarak yeni yeni teşekkül etmeye başlayan burjuva sınıfı bile kapıkulu karakter taşımaya, bu kategori içinde yer almaya yönelmişti."
"bir tek parti devrini yaşayamadığımız gibi, şimdi çok partili rejimi de yaşayamıyoruz."
"inönü'nün değişmez başkan ve milli şef olması, Atatürk'e ve atatürkçülüğe karşı osmanlı'nın bir zaferidir."
"bizde cumhuriyetin kurulması güç, saltanatın geri gelmesi kolay olmuştur."
"milli şef devrinin bence en büyük zararı fikre karşı olan amansız düşmanlığıydı. bu devirde fikir saymak, eroin satmaktan daha tehlikeliydi."
"kitaplarımdan birini istanbul üniversitesi hukuk fakültesi dergisinde eleştiren bir doçent benim şu fransız bu alman aliminden ilham aldığımı ve anılan fikirlerini kopya edip kendime mal ettiğimi yazdığı zaman şaşırıp kalmıştım. çünkü bu alimlerin adlaırnı ilk defa duymuştum. şüphesiz onların eserlerinden tek bir satır bile okumamıştım."
"bu tip (batılılaşmadan bahseder) her bakımdan ideal bir insan olmadığı gibi, kurduğu toplum düzeni de ideal bir düzen değildir."
"mikroptan korkan insanlar vardır, hiçbir şeye ellerini süremezler; durmadan korku ve vehim içindedirler. ben kendimi onlara benzetiyordum: hürriyetten korkuyordum."
"insan kendine güvenmez ve hayatının değersizliğine inanırsa, aradan uzun seneler geçince yaptıklarını unutur. Şimdi çoğu aklımda değil..."
"çocukluğundan başlayan ve aşağı yukarı hayatımın her devresinde devam eden bir çeşit aptallıkla birlikte, herlhade bunda bazı çeşit zeka belirtileri de varmış demek."
"sonraları galatasaray müdürlüğü yapmış, çok terbiyeli, çok efendi bir adamdı behçet bey. o da macit bey gibi fransa'da tahsil etmişti. o zamanlar için modern ilim metodlarını kavramış genç profesörler arasındaydılar. fakat ben fransa'da okumuş oldukları için hemen darülfünun'da profesör olan bu gibi yeni yetişmiş gençlerde ne ilmin kendisini ve ne de heyecanını bulamıyordum."
"işte Ankara'da bugünlerde konuşulan en önemli konu bu "mutedil devletçilik" meselesiydi. isyansyondan şehre dğru yürüyoruz. Şükrü Kaya Bey, katibi umumi tevfik bey ve daha birkaç kişiyiz. Biri Şükrü Kaya'ya soruyor:
'mutedil devletçilik ne demektir? Bu Avrupa'nın neresinde tatbik olunmaktadır?'
Mesele hakikaten önemliydi. Çünkü Avrupa'da tatbik edilmemiş, görülmemiş hiçbir şey iyi olamazdı. Onun için mutedik devletçilik sisteminin Avrupa'da karşılığını bulmak lazımdı."
"her fabrika bende hemen aynı tesiri yapar. makine kudreti karşısında kendimi çok küçük hissederim."
"gazi ile ankara'daki çiftlikteki ilk karşılaştığım 1926 senesi ağustos ayının 18.günü edindiğim intiba, o günden sonra hayalimde büyüdükçe büyümüştü. o her şeye kadirdi; her şeyi görür ve bilirdi. aldatılmaz tesir altında bırakılamaz, hiçbir şeye boyun eğmezdi. seyahatte hastalandığını, istanbul'dan profesörler getirildiğini işittiğim zaman şaşkına dönerdim: "niye hastalığa mağluıp oluyor, onu yenemiyor?"
"dünya buhranı bizim için bulunmaz bir şanstır. kullanabileceksek ancak bu devrede kalkınacağız."
"en büyük tehlike bu memleketlerde batı'nın yahut daha genel deyimle sanayici ve kapitalist milletlerin ilmiyleve kafasıyla düşünmeyi ve çalışmayı gerçek yol bilen aydın ve yönetici zümreden gelir."
"...ben uluorta sanayileşmenin aleyhindeydim"
"sanayici efendilerimiz biraz susar mısınız!"
"kapıkulu devletçiliği ne kapitalist ne sosyalist ne faşist kategorilerden birine sokulamazdı."
"çeşitli yazılarımda da belirttiğim gibi ben türkiye'nin 18. asrın sonlarında ve 19. asrın başlarında batılı bir devletin müstemlekesi olmamış bulunmasını milletimiz için mutsuzluk sayarım."
"yeni türk devleti babıali'nin devamından başka bir şey olmadı. çünkü bu devleti sınıfsal çıkarı açısından yöneten ekonominin dışında ilkel ve sömürücü bir sınıf elinde kalmıştık. gerçi ona yeni zümreler eklenmişti; fakat gerek bunlar gerekse yaratılan fırsatardan yararlanarak yeni yeni teşekkül etmeye başlayan burjuva sınıfı bile kapıkulu karakter taşımaya, bu kategori içinde yer almaya yönelmişti."
"bir tek parti devrini yaşayamadığımız gibi, şimdi çok partili rejimi de yaşayamıyoruz."
"inönü'nün değişmez başkan ve milli şef olması, Atatürk'e ve atatürkçülüğe karşı osmanlı'nın bir zaferidir."
"bizde cumhuriyetin kurulması güç, saltanatın geri gelmesi kolay olmuştur."
"milli şef devrinin bence en büyük zararı fikre karşı olan amansız düşmanlığıydı. bu devirde fikir saymak, eroin satmaktan daha tehlikeliydi."
"kitaplarımdan birini istanbul üniversitesi hukuk fakültesi dergisinde eleştiren bir doçent benim şu fransız bu alman aliminden ilham aldığımı ve anılan fikirlerini kopya edip kendime mal ettiğimi yazdığı zaman şaşırıp kalmıştım. çünkü bu alimlerin adlaırnı ilk defa duymuştum. şüphesiz onların eserlerinden tek bir satır bile okumamıştım."
"bu tip (batılılaşmadan bahseder) her bakımdan ideal bir insan olmadığı gibi, kurduğu toplum düzeni de ideal bir düzen değildir."
"mikroptan korkan insanlar vardır, hiçbir şeye ellerini süremezler; durmadan korku ve vehim içindedirler. ben kendimi onlara benzetiyordum: hürriyetten korkuyordum."
güncel Önemli Başlıklar