büyük osmanlı ruhunu canlandırma hayali taşıyan bir dışişleri bakanının ağlamasıdır. herhalde ona göre bunun yolu ağlamaktan geçmektedir.
ağlayabildiğine göre insan,

israğil i haritadan silmezse yazık.
duygularına hakim olamıyorsa; iradesizlik,
şov yapıyorsa seviyesizliktir.
birazda şehitlerimize ağlasalardı canımız yanmayacaktı.alalh ıslah etsin.
(bkz: yalandan kim ölmüş)
gazze de ağlayan, türkiye deki şehit haberleri için ise
meclisi bile toplamayan bir bakanın gözyaşlarıdır.
şahsen yemedik hacu, bi kaç arap sevdalısı var,
onlar yediyse bilmem de biz akıllı adamlar olarak
yemedik yani..

#davudoğlununtimsahgozyaslari
parti icraatlarındandır.
hepimiz insanız, o atmosferde olsak biz de ağlarız eminim.
ama sen türkiye cumhuriyeti dış işleri bakanısın. ağlamanın yeri orası değil.
anladık, filistin veya başka bir arap ülkesi sizin için birinci sırada. o gözyaşlarını hiç bir şehit cenazesinde göremedik.
oyundur.
esasen ağlamadığını gördüüğümüz sahnedir. ancak mesele gerçekten ağlaması ya da ağlamaması değildir. ağlamasının türkiye halkı üzerindeki etkisidir. nasıl bir halkız ki bu tip bir durumdan etkilenip sempatimizi artırabiliyoruz bu insanlara! bir bakan'ın o derece hüngür hüngür ağlaması kadar aciz bir an olabilir mi! nasıl türkiyede'ki cenaze törenlerinde sessiz sedasız ağlanıyor orda da o şekilde olabilirdi. yani başbakan diyor ya, 'adam gibi ölelim öleceksek' diye, e adam gibi de ağlayalım ağlayacaksak!
haydi ağladık, ağladık da ne yaptık? bu coğrafyada israil'in en büyük müttefikiyken neyin derdindesiniz! küçücük kızını zengin ve şan şöhret sahibi kocaman bir adama verip de sonra 'vah kızım' diye sahte sahte dövünen bir babadan hiçbir farkı yoktur bizim bağıranların ve ağlayanların!
(bkz: yap numaranı al paranı)
davutoğlunun kendi şehit cenazesinde bile ağladığını görmediğimiz için sahte olduğu muhakkak göz yaşı. ama bunlara inanan kerizler de her zaman olacaktır.
parti politikasıdır,sari hastalıktır.
bir insana sorar mısınız;

- neden nefes alıyorsun?

ya da

- niçin su içiyorsun?

diye. ağlamak, doğal bir işlev, bir duygusal boşalım hadisesidir ki o anın koşullarıyla, duygusal limitine ulaşır ve ağlamaya başlar insan. kaldı ki zorla nefes alabilir ya da zorla su içersin ama zorla ağlayamazsın.

sol öğretinin insandaki etki-tepki noktası; mantık ve vicdandır. ağlamak ise vicdani bir yansımadır. insanlarda, vicdan müessesesinin işlediğini görmek, her ne şekilde olursa olsun onlara dair bir ümidin varlığına dalalettir.

- bırakın! ağlasın insanlar... kim insan kalabilmiş, kim insanlıktan çıkmış, önce onu anlayalım.
çapı bu kadar olduğundandır. nasıl ki tayyip erdoğan diyordu siyasetçi açlık grevi yapmaz, siyasetçi görevle ilgili bir konuda ekran karşısında ağlamaz da. orada zaten yeteri kadar ağlayan kadın var, gelip de ağlayacak adamlara ihtiyaç yok orda.

hadi toplasana hamas'ı hatay'a, antep'e. orda kamplar kur, hamas militanlarını eğit. esad yaparken böyle bir zulüme seyirci kalamam diyorsun, israil yaparken bari ağlayayım da insan içine çıkayım mı diyorsun. olmaz davutoğlu, mızrak çuvala sığmaz.
dertsizler hallerinden utansın cümlesini akla getiren olaydır.
can yakandır.
"yazık!" manasında can yakandır. ulan sizin filimlerinizi si.. neyse bişe demiyorum.
geçerli ağlama sebepleri konusunda ilerleme kaydetmiş olduklarının göstergesidir.

abi bu tiplerin içlerinde sapasağlam adama ağlayan var yaa.
çaresizlik göstermek bir devlet adamına yakışmaz. arap dünyasının gönül desteğini kazanmak için yapmaksa affedilmez. bir vatandaşın gazze'ye üzülmek ve ağlaması başkadır. ne olursa olsun, "ama o da insan" deyip devleti temsil eden bir bakanın ağlaması hoşgörülemez.
ölen israil vatandaşları hakkında beyanat vermekten kaçınması manidardır.
geçtiğimiz gün itibariyle filistinde gerçekleşen hadise...

yaralı filistinlilere ağlamış...

kendisini günün birinde gata'da kolu, bacağı, gözü olmayan gazilere ağlarken de görmek isteriz.

http://haber.mynet.com/da...glatan-olay-663101-dunya/
bu ne perhiz bu ne lahana turşusu derler adama!!!
--spoiler--
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, israil saldırısında yakınlarını kaybeden Filistinli ailelerle buluştu.

Eşi Sare Davutoğlu ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan ile Gazze'deki Şifa Hastanesi'ni ziyaret eden Davutoğlu, israil saldırısında yakınlarını kaybeden bazı Filistinlilerle bir araya geldi.

Başsağlığı dileklerini ileten Davutoğlu'nun, Filistinlilerle kucaklaşırken, gözyaşlarına hakim olamadı. Davutoğlu'nun hıçkırarak ağlaması, etrafındaki insanları da duygulandırdı.
--spoiler--

Ne güzel, ne kadar insani, değil mi?

Öte yandan bir ülkenin dış politikasının birilerinin duygularına bağlı olması ne kadar tehlikeli, değil mi?

hissedilenin her zaman acı, çaresizlik, üzüntü değil, bazen öfke, kızgınlık, nefret olduğunu da unutmayın.

bir yanlış var...
Emine erdoğan tırsıp gidemeyince, orda aglak ağlak poz vermek ahmet'e düşmüş bu sefer. Ateşkesden sonra firstlady gider, birkaç fotoğraf da o çektirir. Seçim arefesinde iyi geldi bunlara valla. Ağlar ağlar dururlar artık. Ölen 3 ısrail vatandaşı için acaba bir damla yaş akar miydi bunların gözünden? Acaba "o pis yahudileri" de insan yerine koyup üzülmüşler midir?

Savaşın her türlüsünün amınakoyayim ayrı da, 3 günde 150den fazla roket ateşlendi o abluka altındaki Gazze'den ısrail topraklarina. Bunu yapan hamas. Bugün bizi temsil eden hükümet hamas'ı müttefik olarak görüyor. Acayip de atar yapmış ahmet orada. Israil'i orantısız güç kullanmakla itham eden türkiye, 3 saatte yakıp yıkarak şam'a girmekten bahsediyor. Perhiz yaparken lahana turşusu iyi değil derler. Bütün dünyanin terörist olarak tanımladığı hamas, bizim çok iyi dostumuz. Ancak suriye pkkye destek verdiği için orospuçocuu oluyor.

Biz daha çok ağlarız bunlar varken bu ülkede.
hoşlaştığı kızla romantik filme gidip ,kız ağlıyor diye yalandan ağlayan insan ağlamasına 1(bir) yaklaşıktır.
(bkz: ağlama değmez hayat bu gözyaşlarına)