Kendiniz olmasaydınız kim olurdunuz?
Kendim olmayı tartışmayı haddi aşmak olarak görürüm
Hangi doğal yeteneğe sahip olmak isterdiniz?
Savaşmaya hazır tarafları durdurabilecek bir ikna yeteneği
Nerede yaşamak isterdiniz?
Her sabah kalktığımda güneş doğarken Kudüs, Medine ve istanbul'un tarihi siluetini aynı anda görebileceğim bir mekanda
En önemli kusurunuz nedir?
Birçok işi aynı anda yapabilme hırsıyla zamanı idare edememek ve aileme yeterince vakit ayıramamak
Size en fazla keyif veren kötü huyunuz hangisi?
Yoğunlaştığım teorik bir çalışmanın en kritik aşamasında kağıdı ve kalemi terk ederek alabildiğince yürümek
Kahramanınız kim?
Üzerinde herhangi bir kul, hayvan, bitki hakkı olmadan ruhunu teslim eden sıradan bir insan
En çok kullandığınız küfür nedir?
Eğer küfürse ''densiz''
Şu anki ruh haliniz nasıl?
Metafizik dinginlik ile tarihi yaşama coşkusunun oluşturduğu iniş-çıkış
Hayat felsefenizi hangi slogan özetler?
Mahiyet sahibi olmadan erdemli, özgüven ve izzet sahibi olmadan onurlu olunamaz. bir problemi görme yeteneğine sahipsek o problemi çözebilme kudretine de sahibizdir.
Mutluluk rüyanız nedir?
Çocuklarımın ve öğrencilerimin insanlara faydalı eserler verdiğini görebilmek
muhteşem bir insan, dünyada ilk 10 da sayılabilecek bir devlet adamı, fransa cumhurbaşkanının suriye ye yaptıgı görüşmelere henüz bakan olmamışken katılmasını istedigi bir insandır, türk milleti evlatları yavaş yavaş devletini ele alıyor, ne güzel günlerdeyiz çok mutluluk verici.
bir dönem marmara üniversitesi ortadoğu ve islam ülkeleri enstitüsünde, nilüfer narlı, ismail kaya, davut dursun, ahmet tabakoğlu gibi akademisyenlerle birlikte siyasi tarih ve uluslararası ilişkiler yüksek lisans dersleri vermiş profesör , dışişleri bakanı .
(bkz: size hocam diyebilir miyim)
stratejik derinlik isimli kitabında soft power, bölgesel güç gibi yeni olduğunu düşündüğü kavramlar kullanarak türk dış politikasını yeniden biçimlendirmeye çalışan siyasal kişiliklerden biridir.
ne söylediğinin net olarak anlaşılması için cia'nin eski türkiye masası şefi graham fuller'in yeni türkiye cumhuriyeti isimli kitabını okumakta fayda vardır.
klasik statükocu dış politikadan, aktif bir dış politikaya geçişin uluslararası koşulları ve gerekliliklerini değerlendirmektedir.
şirin adamdır, gülüşü filan hoş yani, bir de en azından vizyon sahibiymiş gibi duruyor ali babacan dan sonra. gazetecilerle söyleşi yaparken mütevazı olmak adına bu kadar kasmasa daha da fazla seveceğiz kendisini.
türkiyenin kıyamet gibi dış borcu olması ve bağımsız olmaması sonucu, abd nin zoruyla ermeni sınırını açmak için adım atmış bakanımızdır.petrol gaz ve yeraltı madenleri zengini kardeşimiz azerbaycan rusya bloğuna kaptırılmıştır. vatana millete hayırlı olsun.
ermenistan'la protokol imzalayarak kafkasya'daki politikamızın ayağına kurşun sıkmış bakan. çünkü bu protokolle ermenistan'ın dağlık karabağ'dan çekilmeyi, türk toprakları üzerinde hak iddiası ve soykırım suçlamalarını geri çekmeyi gerçekleştirilmesi sağlanamayacak, ayrıca azerbaycan'ı rusya'nın yanına itmiş olacağız. ayrıca ermenistan bu isteklerimizi karşılamadan protokolü bizden önce onaylarsa al başına belayı. çünkü ya abd ve ab'yi * yada azerbaycan'ı kaybetme riskiyle karşı karşıya kalırız. böylece ermenistan 1993'ten beri sıkıştığı köşeden çıkarak bizi köşeye sıkıştıracaktır.
imzalar atıldıktan sonra daaaaavutoğlunun da öğretmenim ben bitirdim tavırları ve melih gökçek gibi sırıtması, nalbandyanın da götün götün bakması, acaba ermenistana bi kazık mı attık şeklinde bir polyanna psikolojisine girilmesine yol açmaktadır.
dün itibariyle ermenistan la ilgili protokolü türkiye adına imzalayan kişidir. önündeki kağıtları nalbantyandan daha önce imzalamış ve daha sonra öğretmenim ben bitirdim der gibi ona bakıp gülerek beklemiştir. yüzünden gülümsemesi hiç eksik olmayan bir insandır.
türkiyenin amerikanın desteği ile yeninden osmanlı hinterlandını kuracağını düşünen ve bunun için çırpınan , neo osmanlıcı prof.
ancak atladığı bir şey vardır. türkiyenin yeni osmanlı olacak kadar güçlenmesini rusya ve AB zaten istemez ama ABD hiç istemez. hocanın en önemli açmazı buradadır.
suriye israil arasında ara buluculuğa soyunmak ancak türkiye olarak kaale alınmamak,
AB ye üye olmuş ,türkiyeyi her türlü ezip geçmiş güney kıbrısa gıkını bile çıkaramamak, kktc yi kendi haline bırakmak,
türkiyenin ab hedefinin sonsuza kadar bitmesi,
ermenistanla yakınlaşıp dünyadaki tek doğal müttefiğimiz olan petrol ve doğal gaz zengini azerbaycanın rusya çin bloğuna kaptırılması, sonuç olarak sarkisian ın ayağına gidilmesi ama herifin maça bile getirilememesi,
diğer türki cumhuriyetlerle ticaret dışında hiç bir diplomatik ilişki geliştirilmemesi,
afrika ve araplarla bol bol görüşülmesi
bizde 35 yıldır tanınmamış bir kktc varken , ayrılıkçılık sorunu yaşadığımız bir güneydoğu varken tutup da sırbistandan ayrılan karadağ arnavut devletinin sırf osmanlıclıktan dolayı tanınması.
icraatları arasında gelir. türkiye cumhuriyetinin gelmiş geçmiş en başarısız dış işleri bakanıdır.
Türk dış politikasında senelerden beri var olan "Muasır medeniyet = Batı" biçimli zihin yargısını ve bu yargının ürettiği tarihimizin gerek cumhuriyet öncesindeki siyasi ve coğrafi azametine, gerekse cumhuriyeti kuran büyük devrimin gelecek tahayyülüne yaraşmayan statikleşmiş bağımlı türkiyeyi çöpe atmış siyasetçi ve akademisyen. Kendisinin stratejik derinlik isimli eseri, dış politikayla entelektüel/akademik anlamda ilgilenen herkes tarafından okunmalıdır.
(bkz: yeni osmanlıcılık)
muhafazakar kesimin yıllardan beri aristokratı olarak saygı görmüştür. bizi de özellikle müsteşarlık döneminden itibaren; şimdi de bakanlığı döneminde kendisine saygıyla hayran bırakan bürokrat.
yeni osmanlıcılık akımının öncüsü olarak gösterilmesine karşı çıkmasına rağmen yaptığı işler osmanlının yayılmacı politikasının aynısıdır.
son yıllarda komşularımızla sorunlarımızın çözülmesinde ve ortadoğuda aktif olmamızın baş mimarıdır.
gözlerinden zeka fışkıran, sireti simasına yansımış insanlardan. her daim gülümseyen, yaptığı her işi muhakkak birçok farklı boyutta değerlendirerek yapan bir insan. Bir görev devir teslim töreninde benim dinlediğim en iyi konuşmayı yapmıştır. Devletin böylesine ehemmiyetli bir koltuğunu dolduran bir şahsiyetin görev tanımının "bu topraklara olan borcu ifa etme" şeklinde olması birçok şeyi izah ediyor zaten. allah razı olsun.