"bir akşamüstüdür katil, muhteşem
alıp götürmüşler dost dediğini
almış rüzgarlar içini
ümide benzer, sevdaya benzer
soğuk bir namludur kör ve pusuda
ense kökünde zulüm
ve sermiş canım sofrasını dört başı mamur
burnun dibine hürriyet
seviyorum mümkün değil
aranızda kurşun, yasak bölge var
sen genç, sevdan ölünecek kadar güzel
kanunu yapanlar ihtiyar"
"sokaklardan,
kıyılardan,
gök mavisinden,
ekmeğinden,
canevinden ayrı düşmeye
yani bütün hasretlerin kahrına
ve zehrine çaresiz kalmaların,
ilk nefesi Hızır gibi yetişir
cibali'de sarılan cigaranın."
Terketmedi sevdan beni,
Aç kaldım, susuz kaldım,
Hayın, karanlıktı gece,
Can garip, can suskun,
Can paramparça...
Ve ellerim, kelepçede,
Tütünsüz uykusuz kaldım,
Terketmedi sevdan beni...
diyor sevdanın tasvir profesörü ahmed arif.
bir başka türün üstadı fikret kızılok ise 1973 yılında ''haberin var mı'' adlı şarkısını yaparken ahmed arif'in kurşun dizelerinin kendisinde bıraktığı etki sonucu ile şarkısını bu dizelerden harmanlamış 1974'te ise bitirerek bizlere sunmuştur.
''haberin var mı'' şarkısının güzelliği bir yana özelliği de vardır işte bu yüzden benim için. iki ustayı bir notada bir dizede birleştiren eserdir.
Tütünü bilir misin?
"Kız saçı" demiş zeybekler,
Su içmez her damardan,
Yerini kolay beğenmez,
Üşür
Naz eder,
Darılır
iki parmak arasında kıyılmış,
Bir parçası var kalbimin
incecik, ak kağıtlara sarılır,
Dar vakit yanar da verir kendini.
Dostun susan dudağına...