bu sebepleri merak ediyorum açıkçası. bir hafta evvel bir platformda evlilik dışı cinsel ilişki ve önüne gelen herkesle seks yapmanın çirkinliğinden bahsettiğim için katlediliyordum neredeyse. biz ne zaman bu hale geldik? insanlar bana ne arada ağzından tükürükler saçarak fuckbuddyliği savunur oldu anlamıyorum. fuckbuddyliğin türk toplumuna göre ahlaksızlık olduğunu söyleyemeyecek kadar baskı altındayız artık. bu baskıya maruz kaldıkça aklıma hep can yücel geliyor. "bu ülkede göte göt denir." diye seneler önce özetlemiş olayı kendisi ama maalesef bizler hala hoşumuza gitmeyen her tabiri yerden yere vurmakla tatmin oluyoruz. 1990'lı yıllarda bu insanlar neredeydi? fuckbuddylik, gecelik seks gibi tabirler ne ara bu kadar hızlı yapıştı ağızlara? bana one night stand'ı avukat edasıyla savunan ve arkasına binlerce destekçi bulan, periscope'da soyunan, twitter'da karısını pazarlayan insanları, 80'li, 90'lı yılların gençleri yetiştirmedi mi? benim bildiğim ahlak bilgisi eğitimi ailede alınır. kimse yanlış anlamasın, ben evlenmeden ilişkiye girmeyin aman bu genel geçer bir ahlaksızlıktır demiyorum. bu avrupalılar'a göre yanlış olmayabilir. ama onlara göre 40 sene evvel de bu yanlış değildi. her toplumun kendine has değerleri vardır. biz avrupalı değiliz. bizim ülkemizde 90'lı yıllarda işleyen ahlak anlayışı ne oldu da 180 derece tersine döndü sadece bunu merak ediyorum. ben mi genç olmama rağmen eskide kaldım, yoksa nesildaşlarımın beynini mi yıkadılar bilemiyorum. ya da acaba aileler üstüne düşen görevleri yerine getirmemiş olabilir mi? acaba?
Uygar olmak ile, değerleri yitirmek arasındaki ince hassas çizgiyi görememekten kaynaklıdır.
Çağa ayak uydurmayı, gelişmeyi, tüm milli ve manevi unsurları yok sayıp bencilleşerek, arsızlığı, edepsizliği marifet sayarak olabileceğini düşünen, eğitimsiz ve vizyonsuz insanların hızla çoğalmasından ötürüdür, ahlaki çöküş.
Ciddi bir tehlikedir ve bulaşma riski yüksektir ne yazık ki.
Yıllar önce universitedeyken bu konuyla alakalı yabancı bir profesörün makalesi üzerine çalıştığımızı hatırlıyorum.
Dipnota kaynak düşebilmek isterdim fakat öyle sağlam hafızaya hiçbir zaman nail olamadım.
Sadet itibariyle yaklaşık 14 sayfada dinlerin dejenere oluşuna bağlamıştı sayın yazar.
Doğruluğu elbette tartışılır. Hakkını vermek gerekirse kalem kalem işlenmiş sosyolojik olaylar bahsettiği kapıya çıkıyordu.
televizyon dizileri, instagram benzeri sosyal medya platformları.
maalesef küreselleşiyoruz.
sebebi bu.
kültür geleneklerimize ne kadar bağlı olursak o kadar az etkileniriz.
dikkat edin din vesaire demedim. kültür gelenek dedim.
kendini belirli bir kültüre ait hissetmeyen, küreselliğe ayak uydurmuş birini din de adam edemez.
bı çok neden gösterilebilir elbette ama ben doguyla batı arasında kalma olarak adlandırabilirim. o araya sıkışmışlık ortaya böyle vahim sonuçlar çıkarabiliyor.
-kendi değerlerimiz unutturulurdu, unutturulmakla kalmadı bunlara karşı durmamız empoze edildi.
-eğitim sistemimize çok büyük bir darbe yedik.
-toplumun yapı taşı olan aile kavramının içi tamamen boşaltıldı.
-bazı kesime klişe gelen ama sonuna kadar haklı bir söylem olan sözde masum (!) batı özentiliği bizim yozlaşmamıza sebep oldu.
