Aslında ahlâk için dine ihtiyaç yoktur ancak insanları dinin birçok kötülükten alıkoyduğu da bir gerçektir. Özellikle de ahlâk ve eğitim düzeyi düşük insanlarda.
din baskılama mekanizmasıdır.
baskıların olduğu her ortamda ahlaksızlık, suç, illegal işler olur.
seküler ahlak her daim dini ahlaktan yeğdir. din ruhbanların elinde oyuncak olmaya musait bir olgudur ve her türlü ahlaksızlığa yol açabilir.
40 huri için cennet arzulayan, bunun için cihad edip cana kıyan birinin ahlakindan bahis bile olmaz.
şaraptan ırmaklar ve bol kadın arzusuyla dünya hayatında kendini dizginlemeye çalışan kişi, özünde sapığın tekidir. karşılık beklemeden iyi olan kişi ahlaklidir.
Dini bilgiler kurallar insana uyguladığı takdirde kazanç sağlar..
Ve insan sapıtır. Zaten sapıtmasa idi yol gösterici ve kutsal kitap olmazdı.
Kurumsal bir şirket düşün ne çok kuralı var. Sen kurallar olmasa da ben çalışırım dersin ama o iş yaş. Çünkü kural olduğu halde uymayan insanlar varken kuralsızlıkta ne de Alıklar yapar tahmin edersiniz.
Tamamlayıcı olarak gerektiğinden inmiştir yüce kuran..
Türkiyede din ikiye ayrılmakta.
A-küçük yaşta gördüğü duyduğu. Yani taklidi.
B-irade kullanımı %100'lere yaklaştığında kendisinin araştırıp okuyup, anlamlandırıp uyguladığı tahkiki kısım.
Evet şimdi esas sorun; küçük yaşta bilinç altına yerleşen din ile, ilerki yaşta tahkiki manada öğrenilen hakikatler mübarezeye kalkışıyor. işte bu durumda kişi eğer bu yolu doğru ayarlayamazsa; ya komple yaşamama yolunu seçiyor.
Veya; her ortama göre tasannuvari tavır takınıyor.
işte bu noktada din devre dışı kalıyor ve ahlaksızlık yol buluyor.
işte bu nedenle din ihtiyacı insanlığın ilk döneminden itibaren gerekli olan bir durumdur. Çünkü ahlak eğer kişiye göre olursa, ayıp durumu neye göre kime göre diye sorarım.
Mesele uzun. Hakikatte herkes tarafından aslında biliniyor.