yeşilçam'ın en iyi filmlerindendir. bugün star tv'de gösterildi hala ilk izlediğim zamanki gibi güldüm. adile naşit'in aştığı bir filmdir. herkese önerilir.
harika bir film, defalarca izlensede bıkılmayan, her izleyişimizde aynı tadı aldığımız bir yeşilçam klasiğimiz. oyunculuklar, konusu, sıcaklığı içimize işliyor bu filmin. 70'li yıllar nede güzelmiş diye düşünmeden edemiyor insan..
artık spoiler ibaresine gerek görmüyorum arkadaşım, 6 yaşımızdan beri izliyoruz.
tarık akan ailesinin münasip gördüğü fakat kendisinin istemediği kızla evlendirilmek üzeredir. kız istemeye gidilmiş, söz kesilmiş iş bağlanmıştır. akşamında 3 kardeş yatma hazırlıkları yaparken halit akçatepe ve diğer kardeş kız isteme merasiminin makarasını yapmaktadır. tarık akan'da bunlara tepki gösterip:
bir de şöyle müthiş bir sahneye sahiptir. tarık akan adile naşit'in koynunda uyanır. yüzünde ruj izi vardır. o sırada adile naşit'in abisi gelir. tarık akan hızla uzaklaşır. eve gelir. o sırada babası da evdedir ama tarık akan orada olduğunu bilmemektedir. içeri girer;
- ne bakıyorsunuz lan öyle hayalet görmüş gibi. hortlamadım ama az kalsın diri diri mezara giriyordum. kızın abisi yatakta bastı bizi.
- tuuuuuu sana...
- babaaaa!
-(yanağındaki ruja parmağını sürer ve tarık akan'a gösterir) bu ne lan!
Sadece, adile naşit' in evde kalmış çılgın kız tiplemesi için dahi izlenesi eğlenceli bir orhan aksoy filmi. zaten bu ülke topraklarında izlemeyen filme dair her ayrıntıyı hatırlamayan yoktur herhal. bu bağlamda kemal sunal filmleriyle yarışmaktadır.
ah nerede'yi analiz eden bir sinema eleştirmenin yargıları unutulur gibi değildi. film eğlenceli eyvallah, yeşilçam ruhu güzel, adile naşit tek başına döktürmüş buna bir de tarık akanın yakışıklılığını da katalım her şey yerli yerinde. fakat iki şey değil. birincisi, kadın- erkek ilişkisi açısından bakacak olursak ne kadar taciz ve ısrar edilirse kadının elde edilebileceği fikri işlenmiş. yani kadının özgür iradesiyle erkeği reddetmesine dahi erkek müsaade etmiyor. yani taciz devam ederse ve hızlandırılırsa kadın rahatlıkla elde edilebiliyor. bu kadın erkek ilişkisi açıından fiyasko bir gönderme. bir diğer olgu üç kardeş sözde olmaması gereken mevzularla ilgilenirken bunların yaptıklarının benzer şeyler olarak görülmesi. çapkınlık ve kumarbazlık tamam eğreti ve kötü şeyler. fakat diğer gencin idealist bir şekilde politikayla ilgilenmesi hakkını araması kumarbazlık ve çapkınlıkla aynı kazana atılmamalı. lakin film de aynı kazana atılmış.
bu iki yanlış mesaj dahi filmin keyfinin önüne geçmez o ayrı.
edit: sözlükte film tespiti dahi çekemeyen yazarların olduğunu gösteren 1975 yapımı filmdir. bu ne eksisi len. hiç kafa çalışmıyor harbiden.
filmde kim kime dum duma bir durum var aslında. tarık akan gelene geçene kaynıyor falan.
ulan diyorum sonra; hani biz marjinaldik?
hani şu ''devir çok bozoldooo'' teyzeleri, amcaları var ya,
bana bu filmleri açıklasınlar. evet.
