ah muhsin ünlü

entry401 galeri15 video1
    26.
  1. hâlâ porsuk kenarında türer dumanım
    al sevgilim anne ol bununla
    kapılar gıcırdıyor öfkesi geriliyor kınımın
    das kapital kadar incesin
    görüyorum ellerini

    vadide kurtlar annem ölüyör
    mavi gökyüzü dürüyör

    hala porsuk'ta
    kaçıncı bu
    dumansızdır tütünüm
    yazdığım senaryolar anlatsın seni.
    4 ...
  2. 27.
  3. hani bazen "bilmem kim gibi şiir yazma rehberi" şeklinde başlıklar olur ya, işte o başlığın en güzel gideceği şairdir ah muhsin ünlü.

    şöyle ki: ilk başta çok güzel geliyor şiirleri ve dahi zeka dolu hissi veriyor. seviyorsun. sonra, biraz uğraşınca, 20 dakika içinde ah muhsin ünlü gibi şiir yazabildiğini görüyorsun. işte, kelime oyunları ve imgelerle dolup taşan, aklına gelen ilk cümleleri dizince oluyor bu. işte bu aşamadan sonra ah muhsin ünlü'nün şiirlerine tekrar bakıyorsun ve o vakit anlıyorsun ki bu adam bir bok yazmıyor (ik üç tane çok güzel şiirini dışarıda tutuyorum).

    peki sonra ne yapıyor ah muhsin abim, çıkıp diyor ki "benim şiirim şizofrenik!". Yok ya bizde yedik. Çık diz aklına gelen cümleleri, şiir denen şeyi pespaye bir edebi alana çevir, birşey anlatamadığının sen de farkına var, sonra da işi kurtarmak için (ve dikkat edilirse daha da entelektüel bir görüntü katmak için) "benim şiirim şizofrenik" de.

    "bir daha şiir yazmayacağım" demiş, isabet olmuş, bir daha şiir yazmasın.
    9 ...
  4. 28.
  5. ha birde "obskurantizm" olayı var. sadece "şizofrenik" değil yani. mazur görün lütfen bu adamın birşey yazmıyor oluşunu, zira obskurantizm böyle birşey, adam kendi kabilindekiler anlasın diye yazıyor. ülkemizin okurundan çok yazarını barındıran şiir tayfasına, şiire yeni başlayanlara benden taş gibi öneri: sallayın gitsin (hani öyle bir sallayın ki okuyanlar ilk başta bir bok yazdığınızı sansın), sonra da yapıştırın "benim şiirim şizofrenik abi" (ki ben bunun örneklerini gördüm. ama ne yalan söyleyeyim yazanlar en az ah muhsin ünlü kadar başarılıydı. ki bu tarzla "başarılı" olmama imkanı yok !) ve "obskurantizm 'de çılgın atıyorum" , dertlerinizden arının. ve dahi bunu anlamayanlara da "şiirden anlamıyor" deyin.

    siz en iyisi mi, sözlük şairlerinden edip cansever,cemal süreya falanla yolunuza devam edin.

    edit: işbu entariye ilham veren entry silindiğinden dolayı, canım cicim entrim biraz sik gibi kalmış ortalık yerde.
    6 ...
  6. 29.
  7. damıtıcı bir şairdir, yaptığı imbik tek özgün eseridir. buraya ikinci yeni martavalı ve ece ayhan ve günümüzün trendi islami yeni şiir boşaltılır. ancak imbik o derece başarısızdır ki en fazla üç kadeh içtikten sonra "bu ne ya!" demeye başlarsınız.
    elbette her "yalvaç şair" gibi etrafında müritleri vardır ve bu müritlerin hatırı sayılır kısmı hayatında başka birisinin şiirini okumamıştır, okumaya da niyeti yoktur, hatta şiirden nefret ederler, etrafta ah muhsin ünlü yoksa.
    hayatının bir döneminde olsun şiire ilgi duymuş, türkçe şiiri az buçuk da olsa okumuş, utana sıkıla iki satır yazmaya kalkmış her türkçe bilen insanoğlu, ah muhsin ünlü şiirinin "ciddi ve fena halde komik" olduğunu anlar, ama sesini çıkarır mı bilemem, cemal süreya ve/veya edip cansever'i hala ama hala şair zanneden bir ortamda yaşıyoruz.
    5 ...
  8. 30.
  9. okuyorum okuyorum olmuyor. yani çok da bilgim yok belki ama şiir denilen "şeyin" birbirinden bağımsız, herkesin biraz kasarsa icat edebileceği ve belki "şiirsel" cümlelerden oluşmadığını, oluşmaması gerektiğini düşünüyorum. aksi takdirde şiir cidden çok sallama bir dal haline gelebiliyor... bu birbirinden bağımsız cümleler hadi diyelim tat da verdi bize, beğendik, sevdik. ee? bunlardan yirmi tanesini alt alta dizmek kabak tadı vermiyor mu? boğmuyor mu?

    birde şu var, ne veriyor ah muhsin şiiri bize? neyi alabildik ondan? hangi duyguyu, hangi olayı ya da hangi durumu açıklıyor? bir kere bile okuyunca "aa evet yalnızlık böyle bir şeydi" ya da "ne güzel de anlatmış aşkı.." diyebileniniz oldu mu? nedir yani olayı?

    biliyorum gereğinden fazla entry girdim bu adam için. açıklamam gerekir ki kendisi ile hiç bir tanışıklığım ve ya kişisel bir husumetim yoktur. boğazımı patlatmam şiirin yüzü suyu hürmetinedir.
    4 ...
  10. 31.
  11. ah muhsin ünlü derindir. müthiştir. sudoku şampiyonudur. damardan alınan kandır. burundan çekilen, akciğerde temizlenen kanla birlikte aort yoluyla vücuda giden şeydir. narkozdur. doktorun ameliyat alet edevatıdır. mousedir. klavyedir. webcamdir. balkonda asılı çamaşırdır. temel halindeki inşaattır. yani bir nevi joyce'dir. şahdır. şahbazdır. anlamayanın anlamadığıdır. çok iyidir. en bir güzel yazandır ama işte malların anlamadığıdır. hem ah muhsin ünlü üç tarafı denizlerle çevrili yarım adadır. kışları soğuk ve yağışlı, yazları sıcak ve kuraktır. hem makidir hem bozkır. ceza sahasıdır. altı pas çizgisidir. sırtı kaleye dönük santrafordur.

    ha bir de boşuna kafiye aramayın, çünkü yok..
    6 ...
  12. 32.
  13. 33.
  14. fena halde şair, fena halde dayaklık insan. Ayıptır böylede şiir yazılmaz ki.
    6 ...
  15. 34.
  16. Zaten kırılmış bir kızsın şimdi dövülmüş bir av
    Yanmış ırmaklar öneriyorsun toy bedenine
    Kavmin yanlış tufanlardan geçip duruyor
    Gözlerime baka baka ağlayıp aşk diyorsun
    7 ...
  17. 35.
  18. "Bu satırları bir insanoğlu yazamaz" dedirten şiirlerin sahibi..Aslen yönetmenmiş..Çok da umrumuzda..Biz onu şiirleriyle tanıdık.

    Onur değil Ah Muhsin.Biz böyle gördük böyle biliriz.

    edit: onur ünlü de kraldır.
    4 ...
  19. 36.
  20. yeni filmi yakında piyasada olacak. polis ve çocuk'tan sonra yine haluk bilginer mi olacak bir sorunsal.
    1 ...
  21. 37.
  22. --spoiler--
    aklıma yeni fikirler boca olunca
    bazen çok terliyorum, bazen ise kan!
    yahya kemal madrid'teyken...-yeni öğrendim-

    malesef seni çok özlüyorum ben.
    --spoiler--
    3 ...
  23. 38.
  24. gidiyorum bu 'nun ilk sayfasındaki yazıya bakarsak, "tekrar şiire başlamak için uygun koşulların oluşmasını tevekkülle uman şair" imiş. bize de aynı şekilde o uygun koşulların oluşmasını tevekkülle ummak düşüyor ki sağlam yazar bu adam.
    6 ...
  25. 39.
  26. hiperaktivist şiir akımının ülkedeki temsilcilerinden. okurken "lan?" dersin "yuh", "bu nasıl bu ne biçim bu niye ki böyle bu sözcük bu kelime" dersin "iki dakika rahat dur be adam" dersin. durmaz. sonra elindeki ipince kitaba bakarsın, "keşke daha çok yazsa imiş" dersin. güzel yazar vesselam.
    2 ...
  27. 40.
  28. "bende şiir yazabilme kabiliyeti varmış, öyle söylüyorlar.
    ne dediğimi bilmemek istiyorum.
    boş başıma dolaşmak istiyorum.
    sosyalleşmek istememek gibi bir hak tanınmak istendiriliyorduğum.
    sahipsizim."

    burçak beni sevmiyor
    2 ...
  29. 41.
  30. islamcı ergenlerin çerez tabağı.

    sadece sözlüklerde ışıyan şair.

    kendime bile senin kadar acımadım muhsin.

    anlayanlar sıraya geçsin.
    9 ...
  31. 42.
  32. ah muhsin ünlü'nün, dergah dergisinde yayımlanan, sonradan gidiyorum bu kitabına almadığı bir şiirini okuyan iki şiir okuyucusuna rastlamıştım yıllar önce.

    her ikisi de şiirden hiçbir şey anlamadıklarını söylüyordu. peki şiir bir şey anlatıyor muydu ki okuyanlar ille de bir şey anlamak zorunda hissediyor kendilerini?

    şiir ille de anlatmak için değildir. hatta anlatmak için değildir, söze, ifadeye dönüşürken kendiliğini, varoluşunu aracısız olarak ileten bazı imgeler, durumlar, kavramlar, duygular vardır. söze yapışan, sözden kavlatılamayan bazen bir söz ya da söz öbeği olarak anlaşılamayan bu imge, durum ya da duygu sanatçının, okuyucunun içinde çözülecek bir düğüm gibidir. zaman içinde, bir takım yaşantıların sonunda kendiliğinden anlam kazanıp şiir okuyucusunun varlık alanında sivrilmeye başlar.

    sözgelimi ezra pound'un kantolar'ının büyük bölüğü de böyledir. ama hiç kimse ezra pound'un yazdığı şiirlerin değersiz olduğunu düşünmez. cummings'in şiirleri de böyle değerlendirilebilir. eliot'un çorak ülkesi çok mu anlaşılır, doğrudan okuyucuya bir şey gösteren bir şiir midir? hayır ama onun şairliği konusunda da kuşku yoktur. şiirlerindeki humor yüzünden zamanında hafif olarak nitelenen cemal süreya'nın bazı şiirleri de böyledir. ama şimdi iyi şair deniyor kendisine. yeni bir şiire, üsluba karşı acımasız olanların, bir üslubu "bunda ne var, herkes böyle yazabilir" diye karalayanların garip şiirinin popüler olduğu zaman diliminde yayımlanan antolojilere bakmasında yarar var, evet orhan veli'nin yazdığı gibi yazmış adamlar, ama bu yazdıklarının bugün şiir olarak değerlendirilmesi için yeterli görünmüyor. orhan veli'nin/ garip akımı'nın zirvede bulunduğu bir dönemde mesele orhan veli gibi yazmak değildir, orhan veli'ye rağmen yazmaktır. şimdi de mesele ah muhsin ünlü gibi yazmak değildir, ona rağmen onun ortaya koyduğu yeni biçime, yordama, buluşa rağmen yazmaktır.

    "ne var bunda herkes böyle yazabilir" diyenlerin şiir, edebiyat, sanat tarihiyle ilgisiz olmaları rastlantı olamaz.
    6 ...
  33. 43.
  34. şimdi biz neyiz biliyor musun ah muhsin ünlü, o muhteşem kitabın kapağındaki üç suret kadar ünsüz.
    3 ...
  35. 44.
  36. hesabı bu kadar kolay görülemeyecek şair. tanımadağımız gürkan'ın subjektif değerlendirmeleriyle yırtılan kitabı oldukça değerlidir gözümde.

    bir şiirin son üç dizesiyle değerlendirip ne diyor bu, bir şey demiyor, öyleyse yırtalım demek, anlatıcının üslubuna uygun değil en başta açıkçası. şaşırmadım dersem yalan olacak.

    ah muhsin ünlü, hakkında yazmayı ertelediğim bir şair. yineliyorum; şairdir.

    yeniden şiir yazmaya başlayana kadar en azından, yazar mı, bilmiyorum.

    fakat tesadüfen kelimeleri diziyor, bir iki dizesi var güzel, gerisi boş gibi söylemler , şiirin durduğu yeri hiç hak etmiyor. allah var. (ben de seviyorum ama kimi zaman açılamıyorum o ayrı).

    benim anladığım, ah muhsin ünlü'nün nasıl şiir yazdığının, tekniğinin, söylediğinin eleştirilmediği.
    sanırım bu kadar ünlüenmesine sinirleniyor.

    hatay lokantasında bir soda iyi gelebilir belki hazımsızlığa.

    beş senenin ürününe saçmalamak nedir onu göstermiştir eleştirisi, eleştiride saçmalamak nedir o'nu göstermiştir tarafıma. üzülüyorum.

    üzülüyorumdur.

    kendisinin necip fazıl'dan daha iyi bir şair olduğunu iddia ettiğini de hiç duymadım.
    "söyle bakalım; beni mi çok seviyorsun, yoksa atatürk'ü mü?" ironisine yakın buluyorum ayrıca.

    ah muhsin ünlü hakkında konuştuğum fakat şiiri hakkında bir şey söylemediğim not edilsin, o hakkım saklı.

    hesaplar benden!.
    5 ...
  37. 45.
  38. uğrunda savaşlar açılan şair.
    ve fakat savaş açanların şiir adına fikrini söyleyenlere "gerizekalı" demesine umarım/sanırım üzülüyordur.
    bir cihadın müjdecisiymiş ayrıca, sayesinde kafiyeli, ölçülü ve adam gibi nasıl şiir yazılır görecekmişiz.
    şiir hakkında bu kadar iddialı konuşabilenin zaten gözlerinden en az biri kapalı. gönül olan sanırım.
    allah ıslah etsin.

    iyi de; madem necip fazıl en babasını yazdı, kime ne gerek var?
    yazmasın kimse öyleyse.

    bir de marka müslümanlık diye bir şey tutturulmuş hakkında,
    şimdi çok müslümanlara soruyorum buradan;

    "eğer haksızlık yapıyorsanız, bilmediğiniz halde "ot kafası , esrar kafası" diyor iftira atıyorsanız,
    anlayamadığınız için anlamı inkar peşindeyseniz,
    günah olmuyor mu biraz? haksızlık değil mi bu?

    geçelim.

    kişi karşısındakine üst perdeden bakmaya başlayınca tartışma biter, orada böbürlenme başlar, o günaha girmeyeceğim.

    ve fakat üniversite tenaage'i olmadığımı belirteyim bir parantez. hani okuyanlar için yanlış yönlendirme olmasın.

    adap önemli. ve haya.

    iskarpin beyinli olmak; kullanılabilir evet. en azından izi kalır. duvardaki çamurdan ziyade.

    "ve gayet rasyoneldir attan atlamak" *
    3 ...
  39. 46.
  40. gürkanın halt ettiği şair. [allahtan gürkanı tanırım yoksa eşeklik etmiş diyeceğim ] ha kitabı yırtan eşeklik etmiş o da ayrı. [kitap yırtılır mı lan ]

    bize şiirin objektif bir gözle incelenmesi, gerektiğini gösteren, güzel sanatlar öğrencilerinden müteşekkil hesap dürücülerini gösterdiği için kendisine teşekkür ederim. [allah'tan güzel sanatlar öğrencileri. cahil olsalar şiir at gözlüğü ile incelenmelidir diyecekler ]
    3 ...
  41. 47.
  42. "bunun için gözlerinin meryem hali sevgilim"

    keşke şair kalsaydı!
    1 ...
  43. 48.
  44. afili filintalar'ın açılışına yepisyeni bir şiiriyle eşlik etmiştir, daha da yenilerini bekliyoruz kendisinden.

    -resulullahla benim aramdaki farklar-

    resulullah süper bir insandı, ben o kadar değilim.
    resulullah yolda ebu bekir'i görse 'es selamu aleyküm ya sıddık' derdi,
    ben yolda ebu bekir'i görsem tanımam.
    resulullah asla yalan söylemezdi; ben annem ölürken hiç ağlamadım.
    ben annem ölürken çok ağladım çünkü annem
    gırtlağından hırıltılar çıkarırken nasıl terliyordu, görmeliydiniz.

    resulullah azrail'i yolda görse tanırdı;
    ben azrail'i annemin yanında görseydim ona bir çift lafım olurdu,
    derdim ki şimdi yani af edersin ama o sıktığın annemin gırtlağı.

    resulullah olsa ona bunları söylesem o bana gülümserdi;
    o bana gülümserdi ben ona derdim ki, anam babam yoluna feda olsun ey allah'ın resulü;
    fakat şu koca melek, annemin gırtlağını sıkıyor, bir şeyler yapamaz mıyız?

    resulullah orada olsaydı annemin elini tutardı derdi ki 'kızım ha gayret!';
    ben orada olsaydım annemin elini tutardım ve derdim ki 'anneciğim ölmesen...'

    ben oradaydım annemin elini tuttum ve dedim ki 'anneciğim seni ben...';
    annem döndü bana bir baktı o bakışı görmeliydiniz.

    resulullah o bakışı görseydi merhametten ağlardı;
    ben o bakışı gördüm haşyetten bayılacaktım ama annem elimden tuttu.

    ne tuhaf, anneler ölürken bile çocuklarının

    anneler ölürken bile çocuklarının ellerini bırakmıyor ne tuhaf...

    resulullah çok şanslı bir insan
    annesi öldüğünde o küçücüktü;
    benim annem öldüğünde ben küçücük değildim,
    zaten şanslı birisi de değilimdir, filmlerim iş yapmaz.

    annem daha yeni öldü fazla uzaklaşmış olamaz!

    olamaz dedim annem son nefesini alıp da vermeyince
    verse de ben alsam onu, içim ferahlasa, siz de görseniz
    resulullah tutsa annemin elinden birlikte geçseler çölü
    nasıl olsa resulullah da ölü annem de ölü..

    http://www.afilifilintala.../index.php/yazar/ahmuhsin
    11 ...
  45. 49.
  46. -resulullahla beni;m aramdaki farklar-

    resulullah süper bir insandı, ben o kadar değilim.
    resulullah yolda ebu bekir’i görse ‘es selamu aleyküm ya sıddık’ derdi,
    ben yolda ebu bekir’i görsem tanımam.
    resulullah asla yalan söylemezdi; ben annem ölürken hiç ağlamadım.
    ben annem ölürken çok ağladım çünkü annem
    gırtlağından hırıltılar çıkarırken nasıl terliyordu, görmeliydiniz.

    resulullah azrail’i yolda görse tanırdı;
    ben azrail’i annemin yanında görseydim ona bir çift lafım olurdu,
    derdim ki şimdi yani af edersin ama o sıktığın annemin gırtlağı.

    resulullah olsa ona bunları söylesem o bana gülümserdi;
    o bana gülümserdi ben ona derdim ki, anam babam yoluna feda olsun ey allah’ın resulü;
    fakat şu koca melek, annemin gırtlağını sıkıyor, bir şeyler yapamaz mıyız?

    resulullah orada olsaydı annemin elini tutardı derdi ki ‘kızım ha gayret!’;
    ben orada olsaydım annemin elini tutardım ve derdim ki ‘anneciğim ölmesen…’

    ben oradaydım annemin elini tuttum ve dedim ki ‘anneciğim seni ben…’;
    annem döndü bana bir baktı o bakışı görmeliydiniz.

    resulullah o bakışı görseydi merhametten ağlardı;
    ben o bakışı gördüm haşyetten bayılacaktım ama annem elimden tuttu.

    ne tuhaf, anneler ölürken bile çocuklarının

    anneler ölürken bile çocuklarının ellerini bırakmıyor ne tuhaf…

    resulullah çok şanslı bir insan
    annesi öldüğünde o küçücüktü;
    benim annem öldüğünde ben küçücük değildim,
    zaten şanslı birisi de değilimdir, filmlerim iş yapmaz.

    annem daha yeni öldü fazla uzaklaşmış olamaz!

    olamaz dedim annem son nefesini alıp da vermeyince
    verse de ben alsam onu, içim ferahlasa, siz de görseniz
    resulullah tutsa annemin elinden birlikte geçseler çölü
    nasıl olsa resulullah da ölü annem de ölü

    arkadaş insanmısın sen ya
    7 ...
  47. 50.
  48. "bilesin; göğsümde hangi yöne açmış tek gülsün,
    yani ya bu eller öpülür ya sen öldürürsün"

    diyen, eriten, acıtan bir garip şair, yazar, yönetmen, senarist...
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük