adem ile havva nın çocukları ve ensest ilişki

entry47 galeri0 video1
    42.
  1. Evet arkadaşlar olaya alışılmadık olan bir açıdan yaklaşacağız.
    Olaya bir örnek vererek başlayacağım.
    Hindistan da bilindiği gibi ineğe tapan insanların varlığı söz konusu. inek kesmenin cezası 8 yıldır.
    Olaylara yaşadığımız çoğrafya dan baktığımızda ne kadar saçma, hatta ne kadar komik olduğunu düşünebiliriz.
    Ancak hindistan da yaşayan insanlar, bize baktıklarında inekleri keserek çok kötü ve büyük bir günah işlediğimizi düşünüyor olabilirler.
    Buradan anlayacağımız sonuç bakış açısı herkese, her bölgeye, her yöreye ve her kişiye göre değişmektedir.
    Adem a.s ile havva annemizin çocuklarının ensest ilişki içerisinde olmadıklarını idda etmemiz mümkün değildir.
    Şu anki zamana göre bunu tabiki kötü bir şeymiş gibi algılıyorda olabiliriz.
    Ancak kuralları o zaman diliminde de şimdiki zaman diliminde de koyan allah tır.

    Ensest ilişkinin kötü olduğu kanısına nereden varıyoruz?
    Tabiki allahın bize göndermiş olduğu kutsal kitabımız kuran ı kerimden Nisa süresi 23. Ayette size şunlarla evlenmek haram kılındı diyerek başlıyor.
    Adem a.s ın bulunduğu zamanda böyle bir ayetin ve böyle bir yasağın varlığı söz konusu değildir.
    Kuralları koyan, bize doğru yolu gösteren allah o zaman için, insan ırkıın çoğalması adına gerekli kuralları koymuştur.
    3 ...
  2. 41.
  3. bu hikaye tümden fantastik bir zırvalık olduğu için açıklaması gerekmeyendir. kimi mitolojide anasına hallenen, kuğuyla yatan, her türlü canlıdan bal alan değişik tanrılar vardır.
    1 ...
  4. 40.
  5. Havva nin her seferinde ikiz dördüz doğrulmasina şaşilmiyor da buna mı şaşiliyor hz lut da kızlarından üremişti o da ensest değil mi.

    Ayrıca bunlar ilk insanlar böyle mucizeler olmuş olabilir allah sipariş üstüne hazır doğmuş çocuklar, hazır doğmuş insanlar mı gönderseydi. Belli ki Allah onlarında normal insanlar gibi doğurup yaşayıp ölmesini uygun görmüş.
    1 ...
  6. 39.
  7. Bunlar tamamıyla hurafedir. Burda gayet mantıklı bir şekilde açıklanmıştır.
    https://youtu.be/EK-FnAsu0xk

    Özet olarak Havva ve Adem dünyada ki topraktan yaratılmıştır. Kaburga olayı falan yalandır. Adem ve Havva dan başka insanlarda yaratılmıştır küçük bir kabile olarak düşünün.
    2 ...
  8. 38.
  9. çocukları çapraz bi şekilde eşleştirince ensest olmuyormuş-muş. öyle cevaplıyolardı en son.

    muhammed akıllı adammış konunun sıkıntılı olduğunu anlayıp hiç kuran a eklememiş. kuran da havva bile geçmiyor diyolla.
    2 ...
  10. 38.
  11. Beyin taşıyorum diye de seviniyor bu garibanlar.

    Dünyada 4 kişi varsa ve üremeyi devam ettirmek için çocukların birbiri ile eslesmek zorunda olduğu ve bu konuda henüz herhangi bir yasak, haram olmadığı durumda ensest kime ve neye göre ensest?
    3 ...
  12. 37.
  13. dinlerin sapkın ilişki türüdür.
    yahu ben anlamıyorum, bak şimdi ben tanrıyım ama enseste karşıyım fakat bir insan yaratıyorum ve bunlara ensestle çoğalmayı şart koşuyorum. o zaman çıkıp bana sen ne biçim tanrısın madem enseste karşısın o halde her şeye de gücün yetiyorsa ensest dışı bir üreme yolu bulamadın mı demez mi?
    yani tanrının günah olarak gördüğü bir şeyi insanlığın yayılmasına şart koşması veya başka seçenek var edememesi nasıl bir kafanın ürünüdür?
    bunlar çok yanlış şeyler.
    3 ...
  14. 36.
  15. farklı zamanlarda doğan kardeşler çapraz olarak şaaptığında ensest olmuyormuş. gerçi havva da adem in kaburga kemiğinden geldiğine göre işler iyice tuhaflaşıyor. çohilginç.
    1 ...
  16. 35.
  17. ilk insan adem ve havva derler. bu yuzden ondan sonra gelen cocuklar da ensest iliskiyle cogalmistir. baska bir aciklamasi yoktur. birden fazla insan yaratilmis diyen de oncelikle cehaletinden halka "ilk insan adem ve havvadir" diye dini egitim vermeyi birakacak bir kere.
    1 ...
  18. 34.
  19. Âdem ile Havvâ yaratıldıktan sonra bunlardan birçok erkek ve kadının meydana getirildiği ve yeryüzüne dağıtıldığı ifade buyurulmaktadır. Bazı müfessirler dünyada yalnızca bir erkekle bir kadının bulunduğu bir zamanda bunların çocuklarının nasıl çocuk meydana getirebilecekleri üzerinde durmuş ve “birinci batında ikiz doğan bir erkek ve bir kızın, ikinci batında yine ikiz doğan bir kız ve bir erkekle evlendiklerini, o tarihte başka yolu bulunmadığı için Allah’ın farklı batınlarda doğan kardeşler arasında evlenmeyi câiz kıldığını" ifade etmişlerdir (Tabâtabâî, IV/146). Bize göre böyle bir tasavvur zaruri değildir; çünkü Allah Teâlâ’nın insanı nasıl yarattığını açıklayan âyetlerde topraktan, çamurdan, nefisten ve Allah’ın ruhundan üflemesiyle yaratıldığı kayıtları ve şekilleri vardır.

    Son şekil Hz. isa (as)'ın yaratılmasıyla ilgilidir. Meryem, bir erkekle beraber olmadan Allah’ın ruhun dan üflemesi (Enbiyâ 21/91; Tahrîm 66/12) ve bunun açıklaması mahiyetinde olan “ruhun insan şekline bürünüp Meryem’e görünmesi”yle (Meryem, 19/17) hamile kalmış ve Allah’ın ona ulaştırdığı bir “kelimesi” (Nisâ, 4/171) olarak Hz. Îsâ’yı doğurmuştur.

    Kezâ Hz. Zekeriyyâ (as) bir zürriyet vermesi için Rabbine dua etmiş, rabbinin de duasını kabul ederek Yahyâ’yı ona vereceğini müjdelemesi üzerine “kendisinin yaşlandığını, eşinin de çocuktan kesildiğini” ifade ederek bunun nasıl olacağını" sormuştu. Rabbin ona cevabı şöyle olmuştur:

    “işte böyle; Allah dilediğini yapar.” (Âl-i imrân, 3/40);

    “... O, bana kolaydır; daha önce, sen hiçbir şey değilken seni de yaratmıştım.” (Meryem, 19/9).
    Hz. Âdem (as)’in yaratılmasında ana da yoktur baba da; Hz. isa (as)'ın yaratılmasında yalnızca ana vardır; Hz. Yahyâ (as)’ın yaratılmasında ana ve baba vardır, fakat çocuk yapma kabiliyetleri mevcut değildir.

    Kur’ân-ı Kerîm’de ve sağlam rivayetlerde “kardeşlerin birbiriyle evlendikleri” bilgisi verilmediğine göre ilk yaratılan erkekle kadından birçok erkek ve kadının türetilmesinin nasıl olduğunun bilinmediğini, yukarıda zikredilen şekillerden birisine göre veya bir başka şekilde yaratma ve çoğaltmanın olabileceğini ifade etmek de mümkündür. (bk. Kur’an Yolu, Nisa Suresi 1. Ayetin tefsiri)
    1 ...
  20. 33.
  21. Nerden geliyor bunca genetik hastalık hep o akraba evliliğinin sonucu:)
    1 ...
  22. 32.
  23. düşünen ve sorgulayan beynin soracağı soru,sorgulayacağı ilişkidir.
    1 ...
  24. 31.
  25. Adem ile Havva mitolojik karakterlerdir. Zaten cennetten kovulmaları yasak elma vb gibi konular da pek mantıklı gelmemektedir. ilk insan diye birşey yoktur.
    3 ...
  26. 30.
  27. ibrahim peygamber ki tevrata göre ikinci oğlu ishakın anası olan ilk karısı sarahta yarı kardeşidir.tek tanrılı dini kurana kadar insanlık tarihinde ensest hiç aykırı görülmezdi, ilkel kabilelerde, eski mısırda, pers diyarında, eski yunan site devletlerinde yaygındı.hawaiye ilk hristiyan misyonerler geldiği zaman yerlilerin erkek ve kızkardeşlerinin evlendiğini görünce sert müdahelelerde bulundular. hz. muhammed gelene kadar ortadoğuda çocuk kurban etmek sapkın ilişkilerde bulunmak gibi bu gün dehşete düşeceğimiz adetler sürmüştür. bir iddiaya göre hz.musanın babasıda kendi öz halasıyla evliymiş ve evlilikten musa doğmuş.adolf hitlerin babasıda annesinin öz amcasıdır.
    1 ...
  28. 29.
  29. o zaman suan dunyada iliskiye giren herkes ensest yasıyor diye dusunulen gercek.
    0 ...
  30. 28.
  31. Hepimiz ensest iliskilerin urunuz diye ortaya cikmaktadir.

    yersen.
    1 ...
  32. 27.
  33. Evrimde de ayrı kıtalarda evrimleşmediniz, tam olarak kendi ailenizden bireylerle çiftleştiniz dostum. Takma, öyle de böyle de ensettir geçmişimix.
    1 ...
  34. 26.
  35. Önemli olan Allah'ın emirleridir. O zamanlar öyle emretmistir, sonradan bu emrini Mülga etmiştir.
    0 ...
  36. 25.
  37. kitaplara göre insanlığın ilk dönemlerinde türün çoğalması için ensest ilişkiler günah sayılmıyordu. popülasyon arttıktan sonra günah sayılmaya başlandı. ensest ilişkiye tamamen karşıyım fakat bir yandan hak verilebilir- dünyada 4 kişisin nasıl çoğalacan? birde çocuklar büyüyene kadar yaşlanıp ölüyorsun falan sıkıntılı durum yani.
    1 ...
  38. 24.
  39. Ademoğulları bir kavim olarak yaratılmıştır. Allah kendi koyduğu yasayı çiğnemez.
    3 ...
  40. 23.
  41. mantık olarak ensest gibi dursa da işin aslında öyle olmayan durum.

    şimdi allah 2 farklı kadın ve erkek yollamış olsaydı dünyaya, bunların çocukları birbiriyle evlenebilirdi, enseste girmezdi. e bunlar da çocuk yaptı, onlar kimle evlenecek? hoop haydi başka bir kadın erkek çocuk yapsın, onlar da onla evlensin. sonra kombinasyon, permütasyon, olasılık falan derken oldu mu sana binlerce farklı kadın ve erkek. tek sebebi de "ensest olmasın hacı, ensest olmasın" geyiği.

    lan yaratılışın mantığı bu zaten aynştayn. tek bir anne babadan gelmek. yoksa senin mantığın olsaydı binlerce farklı adem ve havva olması gerekirdi ki bütün insanlık bugüne kadar "ensest" yaşamadan gelebilsin diye. e ne anlamı kaldı o zaman ilk insanların?
    1 ...
  42. 22.
  43. insanlar Hz. Âdem’le Hz. Havva’dan doğarak çoğalmışlardır. Havva anamız hep ikiz doğum yapıyordu. Bunlardan birisi erkek, diğeri de kızdı. Hz. Âdem, aynı anda doğan ikizleri, bir önce veya bir sonra doğan ikizlerle evlendiriyordu. Habil’le beraber doğan kız çırkın, Kabil’le birlikte doğan kız ise güzeldi. Bu durumda Hz. Âdem, Habil’in, Kabil’le beraber doğan kızla, Kabil’in de Habil’le beraber doğan kızla evlenmesini istedi. Fakat Kabil buna razı olmadı, kendisiyle doğan güzel kızı Habil’e vermek istemeyerek kendisi almak istedi.

    Hz. Âdem buna müsaade etmedi ve meseleyi Allah’a havale etti. Cenab-ı Haktan gelen emir üzerine her ikisinin de Allah’a birer kurban takdim etmelerini, hangisinin kurbanı kabul edilirse Kabil’in bacısının ona ait olacağını söyledi. Bunun üzerine Kabil bir demet buğday, Habil de bir koyunu kurban olarak takdim etti. Gökten inen bir ateş Habil’in kurbanını aldı, Kabil’inki olduğu yerde kaldı. Bu durumda Habil haklı çıkmış ve kızı almaya hak kazanmıştı Fakat Kabil iyice çileden çıkmıştı. Bu hâdise Kur’ân’da şöyle anlatılır:

    “Onlara Âdem’in iki oğluna dair haberi hak ile oku. Onlar birer kurban takdim ettiklerinde, birisinin kurbanı kabul olunmuş, diğeri kabul olunmamıştı. Kurbanı kabul olunmayan diğerine, ‘Ben seni öldüreceğim’ dedi. O da, ‘Allah ancak takva sahiplerinin kurbanını kabul eder’ diye cevap verdi.

    “Habil şöyle devam etti: ‘Eğer sen öldürmek için elini bana uzatırsan, ben seni öldürmek için elimi kaldıracak değilim. Çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım. Dilerim ki, sen benim günahımı yüklenesin de, Cehennem ateşinin ehlinden olasın. Bu da zalimlerin cezasıdır.

    “Sonra nefsi, kardeşini öldürmeyi ona kolay ve hoş gösterdi; o da kardeşini öldürüp hüsrana uğrayanlardan oldu. Sonra Allah, kardeşinin cesedini nasıl örteceğini göstermek için, ona, yeri eşeleyen bir kargayı gönderdi. Kabil, ‘Yazıklar olsun bana!’ dedi. ‘Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini örtemedim!’ Artık o yaptığına pişmanlık duyanlardan olmuştu.” (Mâide Sûresi, 27-31)

    Hz. Âdem’in çocuklarının birbirleriyle evlenmelerinin dindeki yerine gelince; Hz. Âdem’den Peygamber Efendimize gelinceye kadar bütün peygamberler hak dini tebliğ etmişlerdir. Dinin temeli olan îman esasları hep aynı kalmıştır. Fakat şeriat dediğimiz, ibadet ve dünyaya ait işlerde Hz. Âdem’den Peygamberimize kadar her devrin icaplarına, insanların ihtiyaçlarına göre bazı hükümler değişerek gelmiştir. Cenab-ı Hak her devrin insanının yaşayışını ve menfaatini gözeterek her ümmete ayrı bir şeriat göndermiştir. Mâide Sûresinin 48. âyetinde bu hususta, “Sizin her biriniz için Biz bir şeriat ve açık bir yol tayin ettik” buyurulur.

    Bediüzzaman da bu meseleyi şöyle izah eder: “Asırlara göre şeriatlar değişir. Belki bir asırda kavimlere göre ayrı ayrı şeriatlar, peygamberler gelebilir ve gelmiştir. Hâtemü’l-Enbiya’dan (a.s.m.) sonra şeriat-ı kübrası (büyük şeriatı) her asırda, her kavme kâfi geldiğinden muhtelif şeriatlara ihtiyaç kalmamıştır.” (Nursi, Sözler, s. 454)

    Meselâ, Yahudiler ancak havralarda, sinagoglarda, Hıristiyanlar sadece kiliselerde ibadet edebilirlerken, biz Müslümanlar her yerde namaz kılabiliyoruz. Yine sığır ve koyun gibi hayvanların iç yağları Hz. Musa’nın şeriatında haramken, bizim dinimizde helâldir.

    Hz. Âdem ise ilk insan ve ilk peygamberdir. Allah ona da bir din ve bir şeriat göndermiş ve öğretmişti. O da Allah’ın kendisine gösterdiği şekilde hareket ediyordu. Cenab-ı Hak, Hz. Âdem’in çocuklarının birbirleriyle evlenmesini de bir zaruretten dolayı helâl kılmıştı. Çünkü insan neslinin artması gerekiyordu. Başka insan da olmadığına göre, bir zaruret olarak kardeşlerin birbirleriyle evlenmesi gerekiyordu. Bu âdet bir süre devam etti, fakat insanlar çoğalınca böyle bir evliliğe ihtiyaç ve zaruret kalmadı ve bu tatbikat da kalkmış oldu.

    Allah, nasıl ki Hz Adem'in eğe kemiğinden Hz Havva'yı O'na eş olarak yarattıysa, değişik seferde doğan bu kardeşleri de birbirine yabancı suretinde yaratabilir. Daha sonra ise insan nesli çoğaldı ve Allah bundan sonra farklı ikizlerden de olsa kardeş evlenmesini yasakladı

    Bunun helal olması ise temelde Allah'ın emriyle alakalıdır Çünkü bir işin kötü olması Allah'ın yasaklamasından dolayı, iyi olması da emretmesinden yada serbest bırakmasından dolayıdır Yani Allah emreder güzel olur, Allah yasak eder kötü olu
    3 ...
  44. 21.
  45. Birçok müslümanın bildiğinin aksine Kuran'da hz. Adem'in ilk insan olduğuna dair bir ifade yoktur. Bu yanlış anlayışın nedeni Adem kıssasındaki halife atayacağım sözünün halife yaratacağım şeklinde anlaşılmasıdır. Hz. Adem ilk peygamberdir, ilk insan değildir. Zaten insan topluluğu vardı (homo sapiens) ve hz. Adem bu topluluğa atanan ilk peygamber olmuştur.

    Ek bilgi: kuran'da havva ismi de geçmez. Bu ismin geçtiği rivayetler ya tevrat ve incil'den alınmış, ya da bunlardan etkilenmiştir.
    2 ...
  46. 20.
  47. islam uleması yine o bildik uyduruk sözlerle bu durumu çarpıtmaya çalışıyor.
    yok dönemin şartlarıymış bık bık.
    azıcık kafası olan buradaki bugu görür.
    1 ...
  48. 19.
  49. islam ulemasının yaygın görüşleri şu yöndedir: aynı batında doğan çocukların evlenmesine izin verilmemiştir. farklı batınlarda doğan çocuklar çaprazlama sistemiyle evlendirilmişlerdir. bu bir zarurettir ve yaratıcının izniyle gerçekleşmiştir. kısa süre sonra zaruret ortadan kalkmış ve bu durum yasaklanmıştır. bu duruma "ensest ilişki"diye söylemde bulunmak cahillik ve bayağılıktır...
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük