ismi türk insanlarına "adel", "adele", "edıl", "adale" şeklinde çileli anlar yaşatsa da sesini beğenerek dinlemekteyiz bizler de.
o; bu gösterişli, rengarenk şov dünyasıyla sanat dünyasını ayıran nadir sanatçılardan. ona göre sanat dünyası bedeni en uç noktalara kadar açmak, bedeni sergilemek değildir. öyle ki kendisinden biraz kilo vermesini/zayıflamasını isteyen yapımcılarına "ben bedene hitap etmek isteseydim zaten manken olmaya çalışırdım. ben kapak kızı değil, sanatçıyım." şeklinde güzel bir laf sokmuştur.
zaten bedene değil de kulaklara hitap ettiği, onun iki albümünün de milyonlar satmasıyla kanıtlanmıyor mu?
"rolling in the deep", "someone like you", "set fire to the rain", "skyfall"u duymayanımız kaldı mı misal?
iki cümle ile bendeki adele'yi anlatmak gerekirse: ilk olarak benim yerleşmiş müzik tarzıma hiç uymuyor. ikinci olarak kendilerini ne zaman dinlesem müzik tazımda bir istisna oluyor. beğenmeyenin beyninde muhtemelen tümor vardır, öyle söyleyim.
hüngür hüngür ağlatıyor beni yav. hele bir performansı var ki, 8 kere dinliyip 8inde de aglıyorum. yuvalar yıkılmasın diye buraya yapıştırmıyorum. ühü.
güçlü bir sese sahip genç şarkıcıdır. yakın zamanda anne olmuştur, şarkıları dünya çapında ses getirmiştir ve birçok ödüle sahiptir. başarılarının devamını diliyoruz.