bugün

31.05.2010 tarihi itibari ile yaşanan olayların şiddetle kınanması gereken bir gün olmasıdır. evet bu gün, deniz birliğimizde 6 tane mehmeti hain bir rokete şehit verdiğimiz ve 6 ocak'a daha ateşin düştüğü gündür. öte tarafta "yapamazlar" umudu ile gazzeye umut taşıyan gemiler uluslararası sularda israilli askerler tarafından saldırıya uğramış yardım götüren ve silahsız 10 kişi hayatını kaybetmiş ve bir çok kişi de ağır veya hafif yaralı olduğu duyulmuştur. ülkeler de hızlı bir dış politika manevraları yapılmakta ab ülkeleri olayı kınamakta israille zaten nane molla olan ilişkiler hızla gerilmektedir. bunlar elbette olması gerekendir. birde olmaması gereken ve boşboğazlardan hayasızca çıkan söylemler vardır. sözlük hayatın bir aynası olmuşçasına bunları bir ayna misali yansıtır. mesela başlıklardan biri "israiliküfrederken coca cola içen ibne." bir diğeri "facebook hesaplarımızı donduralım." bir diğeri "israile savaş açıp anasını sikelim" başkası "israil ordusunun güçlü olması."

evet efendiler. dış politika ince bir ip üzerinde takla atabilme sanatı ise bunun en ünlü aktörü ingilizlerdir. ingilizlerin bugüne kadar sömürmediği veya kazık atmadığı bir ülke hemen hemen yok gibidir. kaldı ki ingilizler de gayet refah içerisinde yaşamaktadır.

şimdi mevzu bahir olan ülke israil olunca herkes direk israil mallarını kullananlara öfke yağdırmakta, onlara karşı kampanyalar düzenlemektedir. peki kullanmayalım. cocacola içmeyelim, mc donalds'a gitmeyelim, loreal kullanmayalım, microsoft'u kaldıralım, bilinen ve ülkemizde olan bütün bu mamülleri boykot edelim. ve bırakalım bu ürünlerden geçimini sağlayan vatandaşımız açlıktan ölsün. bu sadece bir boyutu. mesela ülkemize giren yabancı sermayenin büyük bir çoğunluğu yahudilerin olduğu düşünülürse... başka taraftan keyif için üretilen ürünler dışında gerek tarım ve gerekse sağlık alanında ölümcül ihtiyaçların üretildiği şirketlerin yahudi olmasına kadar her nokta da göbekten bağlı olduğumuz bu ülkenin nesini kullanmaktan vazgeçebiliriz?

güçlü ülke olmanın kıstası son model arabalara binip lüks evlerde yaşamak olmadığını anlamak için bu gerçek daha kaç kere suratımıza vurulmalı? kendi sanayisini kuramamış kendi tarımını kalkındıramamış kendi silahını üretemeyen kendi mühendisine iş imkanı sağlayamayan ve hala daha din kisvesi altında kandırılan bir ülke iken bir de göbekten bağlı olduğun ülkelere acizce saldırıları düşünmen. işte esas acizlik senaryosu budur.

gelelim başka bir senaryo'ya; diyelim ki vurulan gemi türk bandıralı mavi marmara değil de; amerikan bandıralı pasific prencess gemisi olsaydı? tüm kalbimle söylüyorum ki şu an israil alev alevdi.

aciz olup çözüm aramakla güçlü olup nokta koymak arasında ki en büyük fark bu güne kadar verilen tavizlerdir.
(bkz: fişteki kasiyerin ismini facebook ta aratmak)