levent üzümcü tamamda selen seyven zeka özürlü rolünü hiç yapamamış gerçekten.bide bilmiyorum farkındalar mı rain man'e benzemiş bu film.ama olmamış.oyuncu farkı kendini çok belli etmiş.
Levent Üzümcü gerçekten harika bir iş çıkartmış. Ayrıca Mustafa Üstündağ komediyle karışık dram nasıl olur dersini vermiş adeta. kah kahkahalarla gülüyorsunuz, kah ağlamaktan kendinizi alıkoyamıyorsunuz. film çok güzel, çok hoş da, bizim filmlerimizde neredeyse olmazsa olmaz olan şu mafya işleri bence sıkmaya başladı. her filmde mafya babaları, mafya ilişkileri var. filmin eksilerinden biri bu, diğeri de "fareler ve insanlar" filmindeki temanın aynısının işlenmiş olması.
filmin son 10 -15 dklık kısmında ki insanı çileden çıkaran saçmalıklar silsilesi olmasa.
filmdeki açık kalan kısımlara bir rötuş atılsa bir şeye benzeme ihtimali varmış.
tamam esinlenme senaryoyu kabul ediyorum. çoğu oyunculuk ikna edici düzeyde ama senaristin kesinlikle son kısmı artık bitireyim de çekelim diye yazdığı ve yönetmeninde çekerken duygu vereceğim diye ıkınırken kastığı filmdir.
iyi oyunculuk gösteren levent üzümcü ve mustafa üstündağ'ın başrol oynadığı film.
filmde bazı olaylar arası kopukluklar var gibi gelse de, gayet güzel ve izlenilir bir film diye düşünüyorum. sonu üzücü ve hafif göz dolmasına sebep olabilir.
not: bu filmi kardeşimle izledik, bizimkisi de pek akıllı sayılmaz işte. peşimden zırt pırt "abimm, abimm" diye dolanır oldu şaklaban.*
vakit geçsin, biraz gülerim diye aldığım fakat abim, kardeşim olmadığı için beni bile ağlatan film. halbuki gülmek için almıştım ben o filmi. levet üzümcü için zaten dicek bir şey yoktur. mükemmel ötesi bir performans onu hiç tanımayan birisi olsam gerçekten böyle birisini oynattılar sanırdım. mustafa üstündağ ise yanında tam oturmuştur. başka kişi düşünse insan aklına bile gelmiyebilir. son zamanlarda yapılmış ve ne yazık ki vizyonda hakkını seyirci olarak verememiş filmdir.
dvd cinin "çok komik film ailece izleyip bol bol gülersiniz." sözlerinden etkilenip aldığım gülmek şöyle bir tarafta dursun sonunda hönküre hönküre ağladığım filmdir.
kimsenin oyunculuğuna lafım yok ama bütün kötü olaylar bu abi kardeşimi buldu yani?
ha bi de film sayesinde anladım ya bizim dvd ci odunun önde gideni ya da film duygusal anıma denk geldi be sözlük.
Levent üzümcü'nün harika bir rol çıkardığı abimm kelimesine verdiği muhteşem yorumdan dolayı tebrik edilecek, güzel bir film. Ayrıca Çetin Oral Sever mi? sorusunun da hakkını vermek lazım.
hayvanlara, bebeklere ve özürlülere çok üzülürüm. çünkü çoğu içinde bulunduğu durumu rahatlıkla anlatamaz. kimbilir neler yaşıyor diye düşünürüm hep. bu filmde de üzülmemin en büyük nedeni oydu. köyünden dışarı çıkmamış adamı kardeşi alıyor, adam mermi nedir bilmeden vurularak ölüyor. kim bilir neler yaşıyor vurulduğunda, neler düşünüyor. bu bir film diye düşünüp kendimi rahatlatıyorum. dimi abümmm.
lunaparktaki dönen balerinin olduğu alete "crayz dance" adı verilmişti. güzelim filmden en çok aklımda kalan budur.
(bkz: crazy)
film hak ettiği ilgiyi o kadar görmemiştir ki, sonda çalan süper erhan güleryüz şarkısına internette zor ulaşabildim. levent üzümcü harikaydı ayrıca. o göbek neydi bir kere.
mustafa üstündağın harikalar yarattığı, fareler ve insanlar ve rain man karışımı bir film. filmin sonuna kadar gülmekten yarılırsınız. her şey iyidir güzeldir ama senaryoyu sonlara doğru bayağı çalakalem yazmışlar. levent üzümcünün süper olduğunu söylememe gerek yok tabiki.
levent üzümcü'nün şahane oynadığı filmdir.
levent üzümcünün oyuncu nasıl olur derslerini diğer oyunculara aşılamaya çalışmıstır.
nasıl olurda levent üzümcü gibi bir abimizin m. üstündağ ile baş rolde oynamaya ikna edilmiştir. *
bir de filmin ilk otaban sahnesi vardır. mal değişimi 2 arabayla sırayla bir şekilde olur. daha sonra helikopterden araba çekilmektedir. ama birden ne gorulur. lık araba yolun kenarına çekmiş, çekimin bitmesini beklemekte ve diğer araçta onun yanına park etmektedir.
pes yanı bu kadar para döküyosunuz. üsten çekiyosunuz alttan alıyosunuz. birazda temmihleyinde daha ilerde beklesin şunlar.
gel gelelim kalk gidelim. 70den fazla türk filmi sırayla vizyona girerken tek boş zamanımda bu filmin olması haksızlık değil mi aa dostlar.
uzun zamandır türk filmlerine karşı ön yargılıydım hep kekremsi bir tat kalıyordu sinema çıkışları bende ama önce (bkz: neşeli hayat) sonra da bu film beni çok etkiledi. ikisinin de barındırdırdıkları naif hikayeleri ve o hikayelere ye çok yakışan güzel oyunculukları vardı. gerçi levent üzümcü'nün tişört seçimleri ve haraketleri bir parça da olsa bana my name is earl'ün randysi gibi geldi ama kostümcünün ütopyası deyip geçelim. gene de levent rolünü gayet iyi kortarmış. çekilen mekanların görsel güzellikleri ise sanırım aklımdan uzun süre çıkmayacak. finali içinse bence her ne kadar üzücü olsa da tam yerinde olmuş izleyen herkesin gözlerini dolu dolu ayrıldı salondan. filme çok yakışan müziklerine de bayıldım, kısa bir süre geçsin biraz sindireyim gidip tekrar izleyeceğim.
