osmanlı döneminde garp ocakları olarak adlandırdığımız 3 vilayetten biri.
barbaros hayrettin paşa ve turgut reis tarafından türk devletine katılan tunus, 18. yüzyılda içişlerinde bağımsız bir osmanlı vilayeti oldu ve tunus'un yönetimini cezayir'deki "dayı"lar gibi "bey" ler üstlendi.
tunus bey'leri, osmanlı'ya bağlı, ama kendi çaplarında bir hayli serbesttiler. ama netice olarak tunus hala osmanlı toprağıydı.
1881 yılına gelindiğinde osmanlı 93 harbini kaybetmiş, berlin antlaşmasını imzalamış, ekonomik olarak iflasını verip ülkenin gelirlerini duyunu umumiye'ye teslim etmiş, sarayı tefecilere emanet etmiş, sadece saltanatını korumak için ülkeyi her yere ve herkese peşkeş çekmiş 2. abdülhamid tarafından yönetiliyordu.
bu esnada tunus'ta yaşayan khroumir aşireti, fransız işgali altındaki cezayir topraklarına girerek yine kendi akrabaları olan bir başka aşiret ile çatışma yaşadı.
mevzu, cezayir'deki aşiretin çobanlarının koyunlarını tunus tarafına geçirmesi idi.
tunus beyi muhammed sadık'ın fransızlara karşı yapacak bir şeyi yoktu, başkentten geri çekilerek direniş başlatmaya çalıştı.
durum abdülhamid'e rapor edildi. abdülhamid'in çıtı çıkmadı.
sadrazam mehmet kadri paşa olanları kanlıca'daki yalısından sükunetle izledi.
önceki dönem sadrazamlarından aslen bahriyeli olan tunuslu hayreddin paşa, donanmanın başına geçip tunus'a gitmek istediğini abdülhamid'e defalarca bildirdi, türk donanması da bu fikri destekledi. abdülhamid bunun üzerine donanmayı haliç'e zincirleyerek bahriye subaylarını süresiz izne çıkardı.
(bkz: abdülhamid in haliç te çürüttüğü gemiler/#36025587)
düşünsene, ülkenin bir parçası düşman tarafından işgal ediliyor, donanman hapsediliyor, deniz subayların konya'ya, çorum'a gönderiliyor...şaka gibi değil mi?
değil...
bu arada yukarıda fransız işgali altındaki cezayir'den bahsettim.
cezayir'de 1830 yılında işgal edilmiş ve osmanlı yine seyretmişti sevgili arkadaşlar.
cezayir'in işgaline kimse tepki göstermemişti, bu işgale yegane tepki rumeli'den gelmiş, selanik, makedonya, arnavutluk ve edirne'den 250-300 civarında milis kaçak olarak cezayir'e gitmiş ve işgale karşı direniş göstermişlerdi.
neyse, dönelim biz tunus'a...
abdülhamid'in ordunun elini kolunu bağlaması, tunus'u adeta fransa'ya hediye etmesiydi.
abdülhamid hediyeleşme işinde çok mahirdir biliyorsunuz.
tunus'tan 3 sene önce de kıbrıs'ı ingiltere kraliçesine hediye etmişti hazretleri devletlümüz.
(bkz: 1 temmuz 1878 kıbrıs'ın ingiltere'ye verilmesi)
tabi ülkenin vatanseverleri bu duruma tepki göstermişlerdi.
rumeli'den tunus'a yine bazı subaylarımız, vatanseverlerimiz direniş için gitmişler, tunus beyi muhammed sadık'ın direnişine katılmışlardı.
öte yandan tunus'un komşusu trablusgarp'ta da kuloğulları ve sunusi aşireti de tunus'a destek birlikler göndermişti, sunusilerin tunus'a desteğe gitmeleri abdülhamit'i çok kızdırmış, sunusilerin istanbul'daki temsilcisi bizzat saraya çağırılarak fırçalanmıştı...
ama şeyh sunusi abdülhamid'i dinler mi? sunusi demek kuvayi milliye demektir arkadaşlar. bir kuvvacıyı vatan sevgisinden başka hiçbir güç durduramaz.
sunusiler ilerleyen yıllarda kurtuluş savaşımıza da destek vermişlerdir.
(bkz: kurtuluş savaşında libya dan gelen yardım)
konu uzuyor dağılıyor ama bunlar önemli.
ortada bir devlet, bir imparatorluk var.
bu devletin başında padişah var, aynı zamanda halife kendisi, ama görüyorsunuz vatan toprağını savunmak için tek bir çabası bile yok.
bakınız bir örnek daha vermek istiyorum.
tunus'un işgal edilmesiyle eş zamanlı olarak, karadağ'a bırakılan osmanlı'ya ait kosova topraklarında gusinyeli ali paşa liderliğinde oluşturulan prizren birliği kosova'nın işgaline direniyordu.
tunus'a yardıma gönerilmeyen osmanlı ordusu ne yapıyordu biliyor musunuz? abdülhamid'in emri ile vatan mücadelesi veren prizren birliği'nin üzerine gönderiliyor, vatanları, namusları, bayrakları için mücadele eden, direniş gösteren bu kahramanlar bizzat osmanlı ordusu tarafından tepeleniyordu.
(bkz: ikinci abdülhamid balkanlar ve gusinyeli ali paşa/#41793401)
ben bunları her yazışımda çıldırıyorum sevgili arkadaşlar, eminim sizler de okudukça ve duydukça aynı tepkileri veriyorsunuz.
işte böyle...
bunları sizlere trt dizisi palavrataht abdülhamid'de gösterdiler mi?
göstermediler tabi...
tunus böyle elimizden çıktı, bağıra bağıra...
şimdi aktroller tunus'ta darbe oldu diye algı yapıyorlar.
ulan senin ülken şu an dört koldan suriyeli, afgan, ıraklı, pakistanlı ve bangladeşliler tarafından kuşatılmış, işgal ediliyor, sen abdülhamid'in hediye ettiği tunus'u bırak da avcumuzda kalan son kalemiz için endişe etsene dürzü...
"darbe" denildiğinde kanları çekiliyor ampullerin. ama iş işgale geldiğinde işgalcileri çok seviyorlar. bunların dedeleri de işgalcileri çok severdi.
aynı ekip su an tunus ta darba var da sanıyor. halbuki tunus cb, tunus anayasasının 80. maddesinde yer alan yetkisini kullanıyor su anda. tunusta koalisyon var, bir ortağı da bu kendisine darbe yapıldığı iddia edilen "nahda partisi". bu arkadaşlar ihvancı ve şeriatçı. ama cb habib burghiba kurucu lider ve meydanı bunlara bırakmıyor. tunusta halkın büyük yüzdesi laik ve cb bu haklarını halk desteği ile kullanıyor.
Sadece sonuçlara değil biraz da nedenlere bakmak gerek yok sonuçta abdülhamit çok muhtemeşem bir zaman diliminde tahta çıkmadı. Bir direniş gerçekleştirmek için de güce kuvvete ihtiyacınız var. Böyle büyük devletlere Taş ve sopalarla mı karşı koyacaksınız.
tengiri bı önceki başlıkta Enver paşa gile sallayan birine cevap verdim şimdi de sana sorayim. Tunus meselesini bilmiyorum açıkçası doğru olabilir. Ama Ruslar neredeyse istanbul'u ele geçirecekken senin ordu resmen bozguna uğramış . Adam istanbul'u kurtarmak için malesef Kıbrıs'ı gözden çıkarmış yani napsaymis. Daha iyi bı çözümün var mi ? Koskoca devlet adamlarının düşünmediği senin ne çözümün var ?
--spoiler--
"darbe" denildiğinde kanları çekiliyor ampullerin. ama iş işgale geldiğinde işgalcileri çok seviyorlar. bunların dedeleri de işgalcileri çok severdi.
--spoiler--
fatih'in istanbul'un fethini öve öve bitiremiyordun tengir efendi. işgal mi oldu şimdi.
dedelerimiz, dedeleriniz, dedeler. kimdir bunlar. orta asya'dan gelen atalar da mı işgalciydi?
Türkiye'ye sahip çıkmayıp, Osmanlıcılık rüyasıyla kavrulanları her daim şaşırtacak ve bön bön baktıracak hadisedir.
Kıbrıs'ı, Mısır'ı, Cezayir'i, Kars-Ardahan-Batum'u, Teselya'yı kaybettiğini ve birçoğunu savaşmadan verdiğini, hatta ve hatta 1897'de Yunanlıları yenmesine rağmen Girit'i kaybetmesini de anlatın.