ketmaydu adlı türküsü oldukça hoştur fakat bütün türküler gibi can yakar.
ayrıca kaşgar'da montunu dahi çıkarmadan döktürmüşlüğü vardır. bu videonun en sonunda sağdaki kalpaklı dayı "güzel bir şarkıydı" diyor tam olarak. binlerce kilometre uzakta kardeşlerinin olması insanı mutlu ediyor.
Bazen youtube'dan "karşılaşınca"yı açıp gaza geliyorum. Kendimi memleketimin dağlarına vurasım geliyor. Gerçekten çok etkileyici bir sese sahip. Kendisini tam olarak hiç görmediğim köroğlu ve karacaoğlan'ın yirmibirinci asırdaki devamı olarak görüyorum. yani bu adam sayesinde kafamda az çok eski ozan ve aşıklarımıza dair bir şeyler belirmeye başladı.
Bende dütarından namelerinin kulağıma ilişmediği bir günümün kötü geçeceği totemini oluşturan güzel insan.
müzik zevkimi alt üst eden, tamamen başka bir yere çeken uygurlu dütar ustası. sabaha kadar dinlerim efendim.
çin hükümeti tarafından 2 yıl önce tutuklanan ozanımız şehit edilmiş. bu sadece medyaya yansıyan kısmı eziyet gören onlarca kardeşimizin sesi kısılıyor ya da göz ardı ediliyor, mekanı uçmağ olsun.
Ülkemizde "Karşılaşınca" türküsünün yorumuyla tanınan Uygur Türkü sanatçı.
2 yıldır Çinliler tarafından tutsak edilen Abdurrehim Heyit bazı haber kaynaklarına göre yakın zamanda şehit edildi. Evet şehit edildi, çünkü sırf dini ve milliyeti yüzünden işkence edilmiş ve katledilmiş birisi şehittir sayın yazarlar.
Türk milletinin başı sağ olsun. Diğer soydaşlar gibi intikamı alınacaktır, biz alacağız, vakti elbet gelecek. Hiçbir zulüm zaliminin yanına kalmayacaktır.
seher vakti gördüm gözümün sultanını;
dedim: sultan mısın? o dedi: yok, yok.
gözleri ateş yeri, kolları kınalı;
dedim: çolpan mısın? o dedi: yok, yok.
dedim: ismin nedir? dedi: ayhan'dır.
dedim: yurdun nere? dedi: turfan'dır.
dedim: başındaki? dedi: hicrandır.
dedim: hayran mısın? o dedi: yok, yok.
dedim: aya benzer, dedi: yüzüm mü?
dedim: yıldız gibi, dedi: gözüm mü?
dedim: alev saçar, dedi: sözüm mü?
dedim: volkan mısın? o dedi: yok, yok.
dedim: çatık nedir? dedi: kaşımdır.
dedim: siyah dalga nedir? dedi: saçımdır.
dedim: on beş nedir? dedi: yaşımdır.
dedim: canan mısın? o dedi: yok, yok.
dedim: deniz nedir? dedi: kalbimdir.
dedim: rana nedir? dedi: dudağımdır.
dedim: şeker nedir? dedi: dilimdir.
dedim: bir tatsam? o dedi: yok, yok.
dedim: zincir vardır, dedi: boynumda.
dedim: ölüm vardır, dedi: yolumda.
dedim: bilezik? dedi: kolumda.
dedim: korkar mısın? o dedi: yok, yok.
dedim: neden korkmazsın? dedi: tanrı'm vardır.
dedim: daha başka? dedi: halkım vardır.
dedim: daha yok mu? dedi: ruhum vardır.
dedim: şükran duyar mısın? o dedi: yok, yok.
dedim: istek nedir? dedi: gülümdür.
dedim: savaş var? dedi: yolumdur.
dedim: ötkür nedir? dedi: kulumdur.
dedim: satar mısın? o dedi: yok, yok
Zûlüm kamçısının saldığı izler yitip gitmez
Aldatana bizim eller (halkımız) aldanmaz
Gece kuşunu şimdi güller beklemez
Uyan ey halkım, daha yaralarımız iyileşmez
diyor bir şarkısında. bugün ölüm haberini aldım, hemen hemen her gün muhtelif bir şarkısı, youtubede sıradan rastgele çalardı. sosyal medyaya giriş yapınca öğrendim şehadet haberini. şöyle bir yüzüne bakıyorum, tanıyorum uygur'un o mazlum yüzünü, saf göynünü. işkence anları tasavvur ediliyor beynimde, kalbim yanıyor.