Sincan Ağır Ceza Mahkemesi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 'kayıp trilyon' davası ile ilgili olarak yargılanması gerektiğine karar verdi.
Mahkeme, Gül'ün evrakta sahtecilikten yargılanması gerektiğini belirtti.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na 7 yıl sonra gönderilen evraktaki kararda, Cumhurbaşkanı yasal imkansızlık nedeniyle yargılanamaz denilmişti. Sincan Ağır Ceza Mahkemesi'nden çıkan kararda ise Ortada bir suç varsa bunu mahkemeler tartışmalı, bu nedenle bu yargılama yapılmalı" denildi.
Günlük SOL gazete
edit: Hukuk devleti düzmecesi ilk defa bir işe yarayacak sanırım.
Eğer bahsekonu haber doğru ise ilgili mahkemenin çuvalladığının resmidir.
Düzeltme: Haber doğru imiş. Kafamı kurcalayan ise şudur. Bu sözlükte yazabilen adamın , Cumhurbaşkanının " vatana ihanet " suçu hariç hiçbir şekilde yargılanamayacağını da bilmesi gerekir. Bunun için anayasa hukukçusu olmaya gerek yok. Mevcut milletvekillerininin üçte birinin imzasıyla işleme alınır ve üçte ikisinin onayıyla mahkemeye sevk edilir. Olay budur. Neyini anlamadınız anlamadım. Mahkeme heyeti resmen çuvallamış işte.
guguk devletinden hukuk devletine dönüşün ilk sinyali olacaktır, gerçekleşmesine izin verilirse. yüksek ihtimalle de gerçekleşmeyeceğinden, guguk devletinde yaşam devam edecektir.
meclis anayasa komisyonu başkanı anayasa hukuku profesörü, prof. dr. burhan kuzu'nun alelacele televizyonlara bağlanıp, cumhurbaşkanlığı makamına "dokunulmazlık" getirecek yasal düzenleme yapacaklarını ilan etmesinden sonra "malesef" olmayacak olandır.
ayrıca, anayasamıza göre cumhurbaşkanı dokunulmaz değil, cumhurbaşkanlığı makamında iken imza attığı icraatları konusunda tam sorumsuzdur, sorumlu da imza attığı belge ile alakalı kabine üyesi bakandır. kendisi o makamdayken imza attığı icraatlarında vatana ihanet unsuru varsa yargılanır. bu o makamdayken söz konusudur. ilgili eylem o makamda değilken oluşmuşsa, ilgili eylemle alakalı olarak, anayasamız yargılamaya müsade etmektedir zira cumhurbaşkanlığı makamında milletvekillerindeki gibi "dokunulmazlık" zırhı yoktur.
ey burhan kuzu, bırakın yargılansın, mahkum olmazsa, aklanırsa sizin için daha büyük kazanç, suçsuz olduğuna inanıyorsanız, bırakın da aklansın işte? neyin telaşı, neyin korkusu ey burhan kuzu?
yargıyla bu durumlar yüzünden oynanmaktadır. iktidarın anayasa mahkemesinin bile dokusunu değiştirmeye çalışması gelecekteki yüce divana gönderilme durumlarını ortadan kaldırmak içindir, ama ya vicdanlardan kaçmak. nereye kadar.
aynı suçlardan başbakanda suçlandı. hakkında bir sürü dava var, dokunulmazlık kaldırılamadığı için yargılanamıyorlar. zaman aşımından dava düştüğü zamanda ''aklandık'' diyeceklerdir. tarih bunların hiçbirini affetmeyecek.
peşin edit: suçlu olduklarını zerre ima etmiyorum, buna inanmış olsamda. tarihin affetmeyeceği vaadlerinden biri olduğu halde akp'nin dokunulmazlıkları kaldırmadığı içindir.
olayı şöyle düzeltelim. abdullah gül falan hikayedir, cumhurbaşkanı yargılanabilmelidir demiştir yargı. ha yargı neye göre karar verir kanuna göre, kanun ne diyor olmaz diyor. mahkemenin kararı kanunsuz mu oluyor oluyor. ama bizde kanun tahir aydoğdu nun nun çaldığı müzik aleti zannedildiğinden normal böyle şeyler. yapılması gereken ne görevlerine dair yaptıkları şeyleri dokunulmazlığa alıp,herkesin yargılanmasını sağlamak. sivil ya da askeri bürokrasiyi de dahil ederek herkesin yargılanmasını sağlamak. bunu kim yapabilir? anayasa değişikliği ile meclis fakat bu da anayasa mahkemsinden dönebilir. malum, başörtüsüne özgürlük getiren anayasa değişikliğini, yetkisi olmamasına rağmen iptal etti mahkeme. neyse elinde tahir aydoğdu cdsi olan var mı?
hukuki olarak cumhurbaşkanının vatana ihanet dışında bir suçtan yargılanması mümkün olmayan, ama 367 faciası gibi hukukun iki gözü iki çeşme ağladığı kararlara imza atılan bir ülkede yaşadığımızdan şaşırılmayacak bir hadisedr.
köşkün yargının kararına karşı yapılan açıklamasında cumhurbaşkanı vatana ihnetten başka hiç bir konuda yargılanamaz ifadesi oldukça büyük talihsizliktir. unutulmamalıdır ki milletin verdiği vergileri kayıp trilyon olarak hatırlanacağı şekilde cebe indiren cumhurbaşkanı suç ortağı necmettin erbakanıda affetmiştir.
el ele vermişler ülkeyi soyup soğana çevirmektedirler. aman sakın yargılanmasınlar nasıl olsa dokunulmazlık zırhının arkasına saklanmaktadırlar. bu ülkede pkk ile işbirliği yapan dtpli milletvekillerinin de dokunulmazlıkları vardır. demek ki vatana ihanet edenlerde yargılanmıyorlar ki bir kaç trilyonu cebine indiren, söz geldimi müslüman olduklarını bangır bangır ilan eden kul hakkı yiyen neden yargılansın ki.
Abdullah Gül'ün mahkeme edilmesi sonucunda, suçlu veya suçsuz olduğunu gösterecek hukuki işlemler bütünü... *
Diyorlardı ki, "Herkes yargı karşısına çıkmalıdır."
diyorlar ki, "cumhurbaşkanı, vatana ihanet ederse yargılanabilir."
gülen cemaatinin özellikle ilgilendiği bakanlıklar, içişleri bakanlığı, milli eğitim bakanlığı ve adalet bakanlığıdır. içişleri bakanlığını istedikleri kadrolaşmayı sağlamak için, milli eğitim bakanlığıyla, eğitim sistemini kendi istedikleri doğrultuda yönetmek için, ve adalet bakanlığıyla da kendileri hakkında açılan davaların daha açılmadan engellenmesini veya açılan davaların da kendi istekleri yönde sonuçlanmasını sağlamak için istemektedirler. bu yüzden abdulah gül'ün yargılanması gibi bir durum söz konusu olamaz.
sacmaligin kin ve nefret ile yeniden dogmasi.boyle bir sacmalik olamaz ya diyelim ki ergenekoncu hukukcular sayesinde abdullah gul ceza aldi.cumhurbaskanligi dusme diye bir durum yok.kendi kendini affeder gecer gider.*
seçildiği zaman benim cumhurbaşkanım olmadığını söylemiştim. bugün ne kadar isabetli bir karar verdiğmi görüyorum. türk devleti'nin başı olarak devletin birliğini temsil eden şahsın evrak sahteciliği gibi bir suçtan şüpheli olduğu mahkeme kararlarına yazılıyorsa erdemli kişi derhal o makama zarar verdiğini düşünerek istifa eder. atatürk'ün koltuğunda evrak sahteciliğinden şüpheli bir zat oturuyor, atamın kemikleri sızlıyor benim içim daralıyor.