6 eylül de erivan da oynanacak ermenistan-türkiye macı öncesi ermenistan cumhurbaşkanı nı Serj Sarkisyan ın anlamlı daveti üzerine abdullah gül ün yapacağı ziyarettir.
resmi bir cevap verilmesede ziyaretin olacağı kanaatindeyim.bu anlamklı davet üzerine katılımın gercekleşmesi; ikili ziyaretlerle beraber dostluk ve barışa dair olumlu sonuçlar doğuracaktır.
ermenistan'ın 1992 yılında hocalı katliamı ile birlikte hala işgal altında tuttuğu azerbaycan topraklarından çıkması il sonuçlanacak sürecin başlangıcı olacak ise olumlu bir gelişme olabilir.
ancak malesef 16 sene önce katliamlarla ölen kişiler geri gelmeyecektir.
azerbaycan gibi türkiye'nin de anlaşmazlık içinde olduğu bir ülkeye yapılması umulan iyi niyetli bir ziyarettir.
türkiye garip bir şekilde azerbaycan'la ermenistan ilişkilerindeki sorunları kendine mâl etmişse de durum böyledir.
bu tez doğrultusunda deniz baykal da bakü'ye gidesiymiş. ne hoş olur orada da boyunun ölçüsünü alsa, ama yeni düzen kurmak zor olurdu. burada bi' taraftan müzmin muhaliflik geliri, bir tarafta iş bankası ortaklığı, düzen tıkır tıkır, bırakmak güven, özveri ve tecrübe istiyor olsa gerek.
sanırım montroye dayanan egemenliğimizi kullanamamamız ile ilgili olan bir güdümlü ziyarettir. ermenistan'la aramızdaki sorun hali abd iç siyasetini de etkilemekte ve çoğu çevreye koz vermektedir. bunun bir şekilde eritilmesi için de bu iki ülkenin birbirleriyle konuşması ve bir sonuca varması gerekiyor, değil mi?
Herhangi bir olumlu gelişmeye neden olmayacak ziyarettir. Zira Türkiye Ermenistanın Karadeniz ekonomik işbirliği toplantısına davet edilmesini kabul etmiş ( teklifi veren de türkiyedir ) ve bir adım atmıştır. Böyle bir jest karşısında Ermeniler hala ağızlarından salyalar akıtarak bize çemkirmekteler. Ziyaret Türkiyenin itibarına olumsuz etki yapcaktır ve biz de yaptığımız jestle kalacağız. Böyle bir ziyarete karşıyım. Önce alt seviyede bürokratlar aracılığıyla iyiniyet görüşmeleri yapılmalı. iki ülke bazı şeyleri aştıktan sonra Cumhurbaşkanlığı seviyesinde ziyaret yapılmalıdır. Mevcut şartlar altında ne Sarkiyan'ı Türkiye'de ne de Abdullah Gül'ü Ermenistan'da görmek istiyoruz.
ermenistan-türkiye ilişkilerine hiçbir etkisi olmayacak ziyarettir. zira abdullah gül orada sadece kendi ülkesinin milli takımının maçını izlemek için bulunacaktır. herhangi bir pazarlık yapmak için değil. çok fazla anlam yükleyip altında buzağı aramak pek bir gereksizdir.
dubai'ye, amerikaya, almanyaya vesaire bir sürü memlekete gittiğinde nasıl bir faydası oldu acaba? merak etmekteyim. olayı fayda merhalesinden izleyen pek muhterem yazarlar cevaplasın bakalım.
ak parti'yi hukumeti ve nihayetinde cumhurbaşkanımızı sonuna kadar savunmama rağmen bu kadarını da beklemediğim ve yuh artık dediğim bir ziyarettir.azeri soydaşlarımızın bu konudaki hassasiyeti gözardı edilmiştir çok yazık olmuştur çok...
siyasetle futbolun ayrı iki kavram olduğunu kavrayamayanların karşı çıktığı ziyaret. ülkelerinde oynanan maça davet ediyor adamlar, ne var bunda? tribünde tarihten ya da siyasetten konuşacak değiller. maç izleyecekler sadece! yok sınırlarımızı tanımıyorlarmış, yok azerbaycanmış. yahu bre akıllı, bu ülkeyle bizim diplomatik ilişkilerimiz bile yok. iki komşu salak ülke yıllardır birbirine trip atıyor, olacak şey mi? aralarında diyalog yokken, yakınlaşma yokken, bir araya gelip konuşma kabiliyeti gelişmemişken bu sorunlar nasıl çözülür? öncelikle böyle adımlar atılması gerekir, ortamın ısınması gerekir. daha sonra da bir araya gelinip sorunlar konuşulur. kimse kusura bakmasın ama bunca yıl ermenistan hükümeti, halkı ve diasporayı eleştirmiş bir ermeni olarak utanıyorum ülkemden, çünkü hep nefret dolu olduklarını iddia ettiğim o insanlar şu anda daha fazla barış ve çözüm istiyor. gördüğüm budur.
diploması nedir bilmeyenlerin hala savunduğu ziyarettir. sınırını tanımayan bir ülkeyle onun ülkesinde en üst düzeyden temsil edilmen senin kendini küçük düşürmen demektir. ermenistan akıllı tabii, öyle bir kafa kol'a aldı ki gidersek küçük düşeceğiz, gitmezsek de çözümden yana olmamış olacağız. biz küçük düşmeyi seçtik. maç değil bu sadece, orada ararat yerevan'ın maçına çağırmadı serj sarkisyan. ermenistan milli futbol takımı'nın maçına, türkiye cumhurbaşkanı'nı çağırdı. olayı kanıksamak lazım artık.
konuşulmasın demiyorum elbette. ama bunun yolu bu değildir. gerekirse başka bir ülkenin arabuluculuğunda konuşma isteğini her yerde deklare edersin ama böyle onurları ayaklar altına aldırmazsın. diploması bunu gerektirir. türk olmanın gerektirdiklerini işin içine daha katmadık bile dikkat ederseniz.
tanım öncesi edit: azerbaycandan sevgilerle.
gidip gidilmemesi üzerine düşünmek yerine niçin gidildiğini üzerine düşünülse bence bazı şeylerin anlaşılır olacağı kesin bir olay.
Öncelikle yaşadığımız devirde futbol futboldur diye düşünmek en basitinden bilgisizliktir. bugün nobel nobel değilse hatta en basitinden güzellik yarışması sırf sadece güzellik yarışması değilse futbol da sadece spor değildir.
sanırım entrymin mevzusu olmadığı için niçin futbol sırf futbol değildir meselesi üzerine sizlerin beyinsel gelişimini bildiğim için açıklamama gerek yoktur. en azından şimdilik.
gel gelelim niçin sorusuna: efendim, öncelikle önemli sorular.
rusya destekli serj sarkisyanın önüne ne konduda ermenistan rusyadan vazgeçmeye başladı?
kalkıpta fantastik ötesi komplo teorisi olarak milli takım eşleşme kuralarının nasıl çekildiği konusunda bir fikriniz var mı diyerek birşeyler açıklayacak değilim fakat ne kadar güzel bir tesadüf ve bu tesadüf ne kadar güzel bir zamanlamaysa öteden beri iran ve rusyaya derin yakınlık ilişkisi içinde olan ermenistanın kafasını çelmeye abd merkezli güçbirliğinden birileri gönderiliyor.
takdir edersiniz ki, abd asla ve asla rusyanın burnunun dibine dick cheney gönderecek değil ve gönderemez.
bir ülkenin başbakanı daha başbakan olmamıştan bir ay önce abd yi ziyaret ediyorsa ve hukumetin bir nevi uzantısı olan bir şahıs cumhurbaşkanı oluyorsa o zaman söylermisiniz abd adına ziyareti gerçekleştirecek daha mükemmel ötesi bir aday ismi mümkün mü?
ve bu olay sırf mevzu bahis hükümet zamanı olmamış, bu unutkam halimle bile akp devri daha başlamışken bir önceki hükümeti kuran bülent ecevitin bile ziyaretini hatırlıyorum.
ermenistan dünün çocuğu değil hele ermeni diasporası hiç değil.
fakat bütün yeni ilişkilere sebep olacak o pasta paylaşımından ermenistana ne düştü?
dahası bu pastadan türkiye'ye ne düştü?
yoksa azerbaycana karabağı geri almak mı düştü?
ama yadıma o an hocalı düştü?
Şimdi benim gibi kültür niyetliliğinden sıyrılmış ve hatta kimliğiyle değil de fikriyle öne çıkan biri normal şartlarda ermeni kavramına ters bakmaz fakat bu iş ermeni halkının bir işi değil bu iş ermenistan respublikasının, ermeni diasporasının, abd sömürgeciliğinin, sömürgecilik yandaşlığının işi olması sebebiyle karşı çıkmaktayım.
sömürgecilik yandaşlığı dedim de artık yeteri kadar sömrülmüş hatta iliklerine kadar amerikan sermayesi ile bitkisel hayata geçmiş bir ülke artık sömürgeci yandaşıdır, kendisi de sömürgecidir ve bu sömürgecilik deneyimini ilk kendi halkı üzerinde edinir.
amerikan kelimesini burda sırf amerika olarak değilde daha geniş anlamda kullanmaktayım.
fakat bu rusyanın haklı bir pozisyonda olduğunu kanıtlamaz.
Öncelikle bu işin batık yanı varsa oda rusyadır.
fakat batık olmakla beraber rusya bir uyuyan devdir ve uyanmak üzere.uyandı uyanacak.uyanmış gibi.
bu devin yapılan gizli pazarlıklara hiç göz yummayacağı gerçeğinide size üzülerek söylemek istiyorum.
rusya öteden beri kurnaz politikada pek başarılı değildir.
pata küte hep girer. geçen gürcülere girdi daha evvel azerbaycana, macaristana bilmem nereye girdi.
işte bu uyuyan ve önüne gelen her yere silah gücüyle giren hödük yüzünden bu talihsiz topraklar daha çok acı görecek gibi.
pata küte girdiği konusunda en ufak bir kıyaslama için sizlere bir örnek. amerika iraka girdiğinde o kadar derin hazırlık yapmamasına rağmen insanları öyle bir inandırdılar ki, kafam çalışıyor diyen ben bile kahrolsun saddam gibi ucuz slogan tarzı düşüncelere kapıldım.
fakat rusya öyle mi? değil.
Şimdi başbakan demiş ki düşmanla karşı karşıya oturup sorunları çözeceksin.
ne kadar güzel.
fakat atalarımızda demiş ki dostu düşmana satma.
yanlız azerbaycanda da durum aynı. bugün iktidar iktidar olmamıştan yıllar evvel tek bir insanın elini sıktı oda tayyip erdoğanın elini sıktığı kişidir.
noldu şimdi?
hükümetler böyle. kurumlar şöyle böyle. hepsi aynı bezin parçası.
kime girdi bunca acı?
tabi ki halka.insanlığa.çoluğa çocuğa. kara çocuklara.beyaz çocuklara.genceçik insanlara.
son olarak: türkiye bu saatten sonra beş gol atmış ne yazar bu sömürgeci yandaşlığı size kaç gol attı onun hesabını yapın.
yapılmaması gereken bir ziyarettir. zira ermenistan öteden beri bize düşman olmuştur ve olmaya devam edecektir. bu durum bizim cumhurbaşkanımızın oraya gitmesiyle düzelmeyecektir. ermeniler yine "türkler soykırım yaptı" diye bağrınmaya devam edeceklerdir. biz de adamların ayağına gitmiş olacağızdır. acıdır. keşke olmasadır. ayrıca milli maçta cumhurbaşkanının ne işi vardır, gitmesindir.