son dakika haberi olarak karşımıza çıkmıştır. abdullah gül'ün türbanla yükseköğrenim özgürlüğünü kapsayan anayasa değişikliğini askeri harekatla punduna getirip onaylaması olayıdır. beklenendir, şaşırılmamıştır..
tamda askeri harekat sırasında kurnazca oldu bittiye getirilen onaylamadır. haftalarca süren tartışmalar, kaoslar abdullah gül ün bir kulağından girip, bir kulağından çıkmıştır. veto edip düzeni bozmamaya yeltenmemiştir. veto etmeyici geleneğini sürdürmüştür. laikliği hiçe saymaya ve karısını okutmaya kararlıdır.(belkide sırf karısını okutmak için, bu yaşanan gerilimi kaosu görmezden gelip keyfi bir onaylama yapmıştır belli mi olur)
özgürlükçü bir cumhurbaşkanına yakışır bir davranıştır. ayrıca eşi laikçilerin zulmüne uğramış, kızı okula perukla gitmek zorunda kalmış bir insan olduğu unutulmasın. laikçi faşistlerin çağdaşlık diye yutturmaya çalıştıkları zulme maruz kalmış bir ailenin ferdinin baskıcılığa prim vermesi karaktersizlik olurdu.
ekonomik göstergelerin kötüye gitmesini türbanla ört, türbanı harekatın gölgesine at olayıdır.
herkesin(!) cumhurbaşkanı olan kişiden beklenen harekettir, muhtemelen mgk'dan sonra 40 dakika tayyipçiğimle olan görüşmede, tayyipçiğim demiştir ki, "apocuğum harekatın gölgesinde imzalayıver bakalım şu düzenlemeyi, tam punduna getirdik işi"
anayasa mahkemesinin "tbmm'nin yetkisini aşan laikliğe müdahale olarak görülebilecek kanun değişiklikleri yok sayılır" veya "hiçbir kanun değişikliği dogmalara dayandırılamaz" şeklinde kararlar vermesi hâlinde -ki yapılan bazı açıklamalarda dokundurma bu yönde olmuştur- sittin sene uygulamaya konulamayacak bir onaylamadır.
henüz sevinmeniz için erken, pazartesi okullarda kendi çapınızda özgürlük gösterisi yapmanız için erken.
terörün en yoğun olduğu dönemlerde, ''sınırötesi operasyon gereklidir'' diyenlere, ''içeride 3500 dışarıda 500 tane terörist var'' diyen rte kişisinin, 21 şubat 2008 tarihli mgk'dan sonra bush a bilgi vermek suretiyle bu karda kışta binlerce mehmetçiğin bir bilinmeze gönderilmesinin akabinde, türban konusunda türkiye'yi aihm'ye şikayet etmiş bir eşe sahip akp'nin cumhurbaşkanı'nın bir oldu bitti ile laik cumhuriyetin temellerini yıkacak bir bombanın pimini çekmesi durumudur.
türban konusunda belki de rte'den bile daha radikal olan akp'nin cumhurbaşkanı'nın, açıkça taraf olduğu bir konuda söz konusu yasayı 11 gün bekletmek suretiyle sanki ciddi manada uzlaşı arıyormuşcasına bir hava içerisine girmesi bir takım safları umutlandırmış ve bir veto beklentisi içerisine sokmuştu.
geldiğimiz noktada görmekteyiz ki akp hükümeti ve onun cumhurbaşkanı türbanı halletmek ya da başka deyişle laik cumhuriyeti yok etmek için binlerce mehmetn hayatını tehlikeye sokmakta beis görmemektedir. ayrıca yarından itibaren yürütülecek propaganda vesilesiyle de gündemin bir numaralı maddesi sınırötesi operasyon varken türbandan bahseden kimseler vatan haini, pkk sempatizanı ya da en azından statükocu olarak nitelendirilecektir. görünen odur ki türbanın meşruiyetini sağlama mesuliyeti mehmetçiğin kanı üzerine oturtulmuştur.
bu satırların sahibinin sınırötesi operasyona karşı olmayacak bir siyasi çizgide bulunduğu ve terör sorununun gerekirse en sert yöntemlerle bastırılması gerektiğini düşündüğüde belirtilmelidir. ancak amerika'nın desteği(dahası sınırlı izni) ve iç gündemi değiştirmeye yönelik yapılacak bir harekatında çok yüksek bir başarı elde etmesi muhtemel değildir.
yılın 6 ayı türbanın 6 ayı ise terörün tartışıldığı ülkemizde şimdilik türbanın zaferi gerçekleşmiştir. çeşitli defalarda belirttiğimiz gibi esasen ülkenin karşısındaki bir numaralı güvenlik sorunu iktidarı elinde bulunduran güçlerdir. pkk gibi bir terör örgütünün devleti içten fethetmesi ve kendi çıkarları dahilinde kullanması mümkün değildir. ancak rejim düşmanı olan fakat bunu demokrasi kılıfı altında yürütenler onyıllardır devlet mekanizmasını ellerinde tutmaktadırlar.
20. yüzyılın başında dünya tarihinin en onurlu savaşını vererek emperyalizme karşı bir zafer kazanan bu topraklar, onun devamı olan cumhuriyet, siyasi çıkarları için mehmetçiği feda etmeye hazır cumhurbaşkanlarını haketmiyordu...
laikçilerin kuzey ırak harekatı ile aynı zaman gelmesi nedeniyle dikkatlerden kaçırıldığını iddia ettikleri durumdur.
laikçiler aldanmaktadırlar. millet zaten laikçileri umursamadığından öyle bir gündemi yoktur. laikçiler ise askerimiz operasyonda iken bile din ve vicdan özgürlüğü düşmanlığını gündemlerinin bir numarasında tutmaktadır. bu da halktan kopuk olduklarına dair bir başka işarettir. bu mesaj bin kere de verilse halka aptal, cahil vs. diyecek kadar aymazdırlar.
laikçilere fena halde dokunan bir hadisedir. cumhuraşkanının birilerinden korkarak değişikliği onaylamayacağını bekleyen saf laikçilerimiz bile olmuştur. şok dalgası halinde bazı laikçileri sarsması normaldir.
özellikle sağ cenahın, uyduruk spekületif kitaplara, düşüncelere ( örneğin metal fırtına, kurtlar vadisi gibi şeylere) değer verdiği günümüzde kuzey ırak operasyonu ile bağ kurulduğunda "hayırrrrrrr"lamalarına sebep olan olay.
herzamanki akp taktiği. önce kamuoyunu meraklandırıp sonra arkasından akrepleri çıkarırılar dolayısıyla kukla vazifesi gören her cumhurbaşkanının yapması gereken hareketi yapmıştır. birilerine özgürlük adı altında peşkeş çekildi, birileri hala kukla olmaya devam edebilir.
+apo'cum bak kaç hafta oldu. çok oynama dedik sana
-abi bi dur ya. ilk defa polemikli is dusmus elime. bi dur sunun keyfini sureyim. gelene geçene basiyoruz imzayi.
+tamam olum baska da yolluycam sana onunla oyalanirsin birazda.
-yapma abi ya hep boyle yapiyosun daha kanun hukmunde kararnameden otesi gelmedi.
+olum cemaat bastiriyo kizlarin basi açik diye.
-tamam tamam al. zaten geldigi gun imzalamistim da keyfini suruyodum.
