kimisinin kutup bölgesinde yaptığı gözlemler sonucu, gündüz ve gecenin dünyanın kendi etrafında dönüşü sebebiyle oluşmayabileceği, kendi başlarına etkin olan allah'ın halk ettiği oluşumlar olabileceği yönündeki görüşlerini eleştirdiği hocadır.
bilin ki böyle düşünmesinin tek sebebi, kutup bölgesinde yaptığı gözlemleri doğru değerlendirebilecek bilimsel donanım eksikliği değildir. kuran'da gece ve gündüz, ne güneşe, ne de dünyanın kendi çevresinde dönüşüne bağlanır. ayrı oluşumlar olarak gösterilir. hocayı zora sokan mesele budur.
yüzyıllar evvel islam alimleri "evrenin genişlediğini "
inkar edenler, evren(gökler) ve dünya(yer) birbirleriyle bitişikken onları ayırdığımızı ve her canlıyı sudan yarattığımızı görmüyorlar mı? Yine de onlar inanmayacaklar mı?
(21-Enbiya Suresi, 30)
Ve evreni(göğü) kuvvetimizle kurduk. Muhakkak ki onu genişletmekteyiz.
(51-Zariyat Suresi, 47)
bu ayetlerle insanlara bildirdiklerinde,
bizim sözlükteki "çok bilgili kör cahiller" gibi zamane alimleri gülmüşlerdi,
1929 yılında bu teoriyi "edwin hubble" ispat ettiğinde,
bu kör cahillerin torunları islami kanallarda "tahareti kaç parmakla almak uygundur konusunu" tartışıyorlardı..
abdulaziz bayındır hoca
tüm iyi niyeti ve ayetler üzerindeki çalışmaları ile;
"gece ile gündüz, varlıklar üzerinde etkisi olabilecek olan iki farklı oluşum olabilir,
incelenmesinde fayda vardır,
belki de bir buluşa kur'an ışığında, müslümanlar imza atabilirler." demiştir.
bunu anlamak ve yorumlamak şimdiki bilimsel verilerle mümkün değildir elbet,
ama ileride olur da ispat edilirse bizim bu "çok bilgili kör cahillere" bir iki çift lafım olacak..
Zamanımızin ibni teymiye'sidir. islam dini ile alakası yoktur, tamamen dış mihraklarin projesi olan, islam dinini yozlastirmak ile gorevlendirilmis bir kukladir. allah'tan kimse itibar etmiyor bu adama.
kendisine saldıranların genellikle;
şeyhlerinin kucaklarından inmeyen, geri kafalı yobazlar olduklarını gördükçe,
ne kadar doğru fikirleri olduğunu anladığım profesör..
yandaşlarının hakkında dediklerimizi (#26923879) doğruladığı (#26924016) hocadır.
görüleceği üzere sırf hocaları, o da kuran'ın zoruyla, gündüz ve gecenin güneşle ve dünyanın dönüşüyle alakalı varlıklar olmadığını söylediği için, böyle bir ihtimalin gerçek olabileceğini düşünüyorlar ciddi ciddi..
fakat "tahareti kaç parmakla almak uygundur konusunu" tartışan hocaları ve müritlerini eleştiriyorlar!...
yahu hiç değilse adamlar bildikleri konuda fikir beyan ediyor, o açıdan bakmak lazım gelmez mi?
hem bilimin artık kanun seviyesine gelmiş izahatlarla açıkladığı bir konuda, sırf hocaları tersinin de geçerli olabileceğini iddia ettiği için budalaca bir beklentiye giren insanların, "tahareti kaç parmakla almanın lazım geldiği" gibi ilimleri(!) izah eden hocaların peşine takılanları eleştirmeye ne hakkı olabilir ki? arada sadece şeyh farkı var... ha bir de abdülaziz hoca kendisine "şeyh" denmesine kızıyor... işte o kadar...
gerçeği görmek için tek yapılması gereken eski tercümelerle, yeni tercümeleri karşılaştırmak!... bakın bakalım elmalılı nasıl tercüme etmiş, abdülbaki gölpınarlı nasıl tercüme etmiş? bir de taberi tefsirine bakın...
hiç şüpheniz olmasın ki bilim insanları çıkıp "yanılmışız, evren aslında daralıyormuş" deseler, tercümeler yine şekil değiştiriverir!...
gelen geçen laf çakıyor buna. Allah gaybı bilmezmiş... kaderi de inkar ediyor. Teravih yok diyor. Kaza namazı yok diyor. Allah yok de bari hoca derdini cümle alem öğrensin!
boş bir insandır, daha kendi dışında bir düşüncenin var olabileceğini bile idrak etmekten yoksundur. ayrıca tipine bakınca sempatik bir görüntüsü de yoktur.
adama göre herkes inanıyor, ee o zaman ateistler cehenneme ebedi gitmeyecek. çünkü senin dinine göre inananlar cehenneme ebedi gitmez, suçunun cezasını öder ve cennete gider.
ama bu olmaz, ama işine geldimi kimse inançsızda olamaz.
mal işte ne olacak, bu tür insanları örnek alan bide mal kitle var ki, o kafayı da anlamak mümkün değil.
süleymaniye vakfı yayınlarına ait olan kuran meali muhakkak temin edilmesi ve okunması gereken en güzel, en doğru çevirilerdendir...
ülke olarak hocaya bir teşekkür borcumuz vardır...
ömrünü islam'a adamış, geleneğin bütün çarpıtmalarına ve aldatmalarına karşı dik durup savaşmış yaşayan bir efsanedir kendileri..
allah bin kere razı olsun... bir gün ellerinden öpmek nasip olur inşallah..
kendilerini ehli sünnet diye tanımlayan çevrelere bakınca
onlara düşmanlık etmesi hakkın yolunda olduğunun işareti sayılabilir ancak...
din ve allah düşmanlarının, yanmayan kefencilerin, sidik içicilerin, dini din olmaktan çıkaranların, emevi dincilerinin, hurafecilerin ve cahillerin düşmanı olduğunu söylemekse maksadınız buna katılırım...
onların inandığı gibi bir din ve allah olmayacağını açıkça ortaya koyan, kuranın ışığından giden gerçek bir alimdir...
hocaya laf söyleyenlerin ne olduklarına bakmanız size hangi tarafın yamuk hangi tarafın doğru olduğunu zaten gösterecektir.