ilginç bir şekilde kimsenin yazmadığı tarihin en büyük yalanlarından bir tanesi: ırak'taki nükleer bombalar/kitle imha silahları. Bu kadar mı hafızamız zayıf yoksa herkes amerikancı mı oldu bu ülkede! Üstelik komplo filan da değil, olmadığını dünya alem gördü.
hepimiz bu yalanların farkındayız lakin biriside çıkıp benim bu yalanlara ve aldatmacalara karşı şöyle bir önerim, tasarım var, gelin birlik olup alt edelim, bu sahtekar gözü açlara kanmayalım diyemez. uşağı olmuş patronun götünü yalamaktan, meydanlara çıkıp fütursuzca konuşmaktan, önlemlere, çözümlere yönelmek gibi dertleri olmaz bu yalancı uşaklarının. biz de oturduğumuz yerden herkesin bildiğini yine herkese klavye şovalyeleri olarak burdan bik bikleriz. aha ben de yaptım. yalanlara kanmayın, kırım kongo ya yakalanmayın! bu hastalıklar ve dolayısıyla yalanlar yüzünden köye gidip de iki oksijen alamaz olduk be. bundan kelli köylünün derdini de dinleyemez olduk pek tabi. bakalım daha neler göreceğiz.
kendilerine sunulan ne varsa olduğu gibi kabul eden, eleştirme-sorgulama gibi vasıfları pek gelişmemiş olanların komplo teorisi olarak nitelendireceği yalanlardır.
şöyle ki, küresel sermaye sahipleri tarım ve hayvancılığını baltalamak istedikleri ülkelerin komuoyunda çeşitli hayvan hastalıkları olduğunu ifşa eder ve ölüm riskinin olduğunu söyleyerek kitlelerde korkular oluşturur. bu aşamada halk hastalıklı olduğu varsayılan hayvanların tüketimini durdurur ve öldürülmelerini ister hale getirilir. derken ülkenizdeki işbirlikçiler, ne kadar -hastalıklı olduğu varsayılan- hayvan türü varsa imha etmeye başlar. sonra küresel yalancı çıkar ve der ki "ilaç bende mevcut". ancak bu sözde ilaçların fiyatları çok yüksektir. halk ciddi anlamda tırstığı için "niye bu kadar pahalı" diye sorgulamaz bile... gerçekte, o ilaçların kuş gribiyle de ilgisi yoktur ve satın alındıktan sonra işbirlikçilerce çaktırmadan imha edilirler...
bu olaylar, gerçekte bir ulusa karşı yürütülen sistemli bir karanlık savaşın parçasıdır.
