yazar öyle güzel, akıcı, gerçek bir dille yazmış ki sanki o cümleler oluk oluk içinize akıyor. okudukça içi yanıyor insanın, ne bileyim yaşanmış bir taraflarınıza dokunduruyor bilerek ya da bilmeyerek...
hem uçurtma avcısı hem de bin muhteşem güneş okuduktan sonra hafızanızda çok güzel bir yer işgal edecek, hatırladıkça buruk bir gülümsemeyle anacaksınız vay be ne kitaptı diyerek...
Ağlamktan gözleri kızartan ' keşke okumasaydım da böyle üzülmeseydim' dedirten bir başyapıt.Hayatım boyunca hiç bu kadar çok ağlamamıştım sanırım gözlerim şişti.
uçurtma avcısı'nın yazarı halıd hüseyni'nin bir muhteşem kitabı. içinde afganistan adına herşeyi barındıran, çok akıcı bir eser. okunması kesinlikle tavsiye edilir.
khaled hosseini'nin türkçe'ye "bin muhteşem güneş" olarak çevrilen yeni kitabı. afganistan'nın geçmişten günümüze işgaller altındaki tarihine eşlik eden iki farklı kadının tahmin edilmeyen kader ortaklığı, hayatta kalma mücadelesi. okudukça yaşadığımız topraklara şükrettiren, "bağımsızlık" kavramının ne demek olduğunu öğreten, acıtan, ağlatan, gülümseten bir kitap.
füzelerin havada çıkardıkları o tıslayan sesler eşliğinde yaşamlarına devam eden, bir yerlere isabet eden bombaları duyup "acaba kimin evini yok etti, kimleri öldürüyor" diye düşünerek günlük koşturmacalara devam eden, en yakın arkadaşının okul yolunda önüne düşen bir bomba yüzünden paramparça olduğunu gören, çocukluk hayallerini yıkılmış enkazlar arasında bırakarak kadın olmak zorunda, çocuğunu savaş yüzünden ilaç bulunamayan bir hastanede doğurmak zorunda kalan, ya da çocuk doğuramadığı için bin bir türlü işkenceye maruz kalan, şeriatın azı dişleri arasında kocasının ikinci eşiyle aynı evde yaşayan, kuraklık, açlık yüzünden öz evladını yetimhaneye kendi elleriyle bırakmanın acısını tadan kadınların hikayesi.
kadın olmanın her yerde zor olduğu bir dünyada, afganistan'da kadın olmanın ne demek olduğunu sade, akıcı bir dille anlatan khaled hosseini'nin the kite runner'den sonra ikinci kitabı.