alıştığımız freddy krueger karakterini canlandıranın robert englund olmamasının filmi direkt 1-0 yenik başlatmış olan ve yaratıcılığın öncekilerden çok daha zayıf olduğu filmdir.
bir neslin çocukluğunda derin izleri olan bir seridir. konusu, kurgusu, olayların nereden başlayıp nereye gittiği net hatırlanmasa bile herkesin hafızasında o tiksinç öldürme yöntemlerinden birisi mutlaka kalmıştır. ve hattâ inanıyorum ki tebeşirin kara tahtada çıkardığı cızırtılı sesi duyunca dellenen birçok insanın bilinçaltında freddy'nin elemanın birine yaptığı benzer bir işkence sahnesi mevcuttur -ki bu desibel içerikli işkence elemanın beyni patlayana kadar çeşitli şekillerde devam etmiştir.
bu son filmin çekildiği sene doğmuştu küçük kardeşim. ancak gerzek yapımcılar seriyi tekrar hortlatmak istedikleri sırada kendisi 19 yaşına gelmişti...
gerçi bir de arada bir yerlerde freddy vs. jason diye bir vukuat olmuştu, ki bunu sinemada izleyen andavallardan biri olarak elbette bu son filme itibar edecek değilim, ancak arada bir arkadaşlarını eve toplayıp üçleme, beşleme, ne bulursa üst üste izleme ve izletme organizasyonları yapma meraklısı biri olarak seriyi indirdim. iki gecede izledik, eğlendik, içinde ne kadar çok espri barındırdığına şaşırdık, güldük, ve hattâ püskürerek güldük, kendisini sürekli yenileyen kazakla kafayı bozduk falan, güzeldi.
son filmde eminim mahvetmişlerdir her şeyi. zaten robert englund oynamamış. çocukluk anılarına saygı açısından izlenmemesi gerekir diye düşünüyorum.
konu sıkıntısı çeken amerikan sinemasının eskiden klasik olmuş filmleri teniden çekerek, izleyiciye yeni bir şeymiş gibi pazarlama stratejisinin son ürünü.
lan, hayır bari yapıyorsunuz, düzgün yapın, eskisinin üstüne birşeyler katın, eskisine getirilmiş eleştirileri dikkate alarak, daha güzelini yapın. ama yok, bırak daha güzelini yapmayı, aynısını bile çekememişler, berbat etmişler canım freddy'yi.
bir kere "a nightmare on elm street" serisinin bu kadar tutulmasının temelinde freddy karakterinin ilginçliği yatar. çirkindir, vahşidir, katildir ama aynı zamanda sempatiktir. yaptığı şakalar, kurbanlarıyla dalga geçmesi ve söylediği sözlerle kimi zaman filme komedi havası katar. ancak yeni nesil freddy'de bu yok. tamamiyle donuk bir yüz ifadesi, sıfır mimik, sıfır eğlence. direkt olarak acımasız bir katil imajı verilmiş.
iyi de biz freddy'i o özellikleri sebebiyle sevdik, onun eldivenlerinesahip olmayı hayal ettik, onun kazağında ördürdük annemize. bu değil ki bizim hayran olduğumuz freddy.
uzun lafın kısası, berbat bir remake olmuş. freddy'i özlediyseniz, gidin eski filmlerini izleyin.
jackie earle haley, kyle gallner, rooney mara, katie cassidy gibi issimlerin yer aldığı, 2010 amerika yapımı korku, gizem, gerilim türlerindeki filmdir. süresi 95 dakikadır. eski elm sokağı kabusu serisinin yeniden çevirimidir de diyebiliriz kendisi için.
bu film serisini küçükken izlerdim ben de. aklıma kazınmış kült filmlerdendir. freddy'nin yüzünü hiç unutmamışımdır. bazen korkutur bazen güldürür bazen de ikisini bir arada yapardı bizim freddy. kendisini özlemişiz valla.
--spoiler--
ama gel gör ki, öyle bir çevirmişler (remake) ki bu filmi bildiğimiz freddy ile bu film'deki freddy arasında alaka yok neredeyse. bizim biliğimiz freddy krueger gayet yavşak, ciddiyetsiz, kurbanlarıyla oyun oynayan, yaratıcı (öldürme şekillerinde) olan, hatta ve hatta esprili olan bir karakterdi. bu da bu film serisine yetişen kuşakların ona sempati duymasını sağlamıştı.
ama bu film'Deki freddy başka bir oyuncu tarafından canlandırılınca daha baştan yabancılık hissiyatını bizlere (en azından bana) verdi. çünkü eski freddy'nin mimikleri de çok iyiydi. pis pis sırıtırdı. ama jackie earle haley'Den midir nedir bilmem bu freddy'nin mimikleri de kötüydü. işini hemen hallediyor ve oyun oynamıyor. espri bile yapmıyor. bu işin sırrı esprisinde. yoksa diğer yaratıklı filmlerden ne farkı kalır ki bu serinin. kurbanlarla dalga geçsin ki kendisine büyük izleyici kitlesi edinen bu serinin tadı remake'De de çıksın.
ayrıca koskoca * freddy'i sübyancı da yaptılar. yani niye geçmişi deşmişler anlamadım. illa oradan öyle birşey mi çıkartmak zorundalar. gizemli bir şekilde kalsın işte freddy'nin geçmişi. bir tarafınıza mı batacaktı aynı kalsaydı. zaten değiştirmişsiniz her bir boku.
bir de diğer yazarlar eski filmlerdeki öldürme şekillerinin bu filme copy paste yapıldığını da söylüyorlar. valla ben o kadar iyi hatırlamıyorum öldürme sahnelerini falan. ama değişikliklere bakarak muhtemeldir derim.
film'De hep olumsuzlukları söyledik. hiç mi olumlu birşey yoktu derseniz tabii ki vardı derim. yeni teen slasher filmlerinin hepsinde olduğu gibi güzel kızlar vardı filmde. freddy'nin tipsizliğini örtüyordu bu daşlar. katie cassidy [http://http://www.google.com.tr/...32&ved=1t:429,r:8,s:0 gayet] güzeldi mesela.
yeni nesil teknelojiyi kullanarak eski fimlerdeki teknoloji eksikliğini de kapamışlar. özellikle de nancy ile freddy'nin evdeki kovalamacaları sırasındaki görsellik iyiydi.
not : bir de o küçüklerin fotosundaki uzakdoğulu çocuğun tip nasıl öyle ya? tam yemelik*
--spoiler--
anlayacağınız kötü bir remake olmuş diyebilirim. izle at denen filmlerden.
çocukken,star'ın parlement sinema kuşağında ve bazı geceler cine5'in alacakaranlık kuşağında, aileden gizli bir şekilde gece uyanarak izlemenin çok farklı keyif ve tatlı bir korku verdiği efsanevi filmlerden biri daha..sanırım filmin en korkunç yanı, filmi izlemek için uykudan çalınan sürenin ertesi gün okulda uykusuzluğa neden olması ve bunun sonucunda hocadan işitilecek azar olasılığıdır..
çocukken korktuğum, şimdilerde gülerek hatırladığım uzun tırnaklı biladerin oynadığı film. filmin eksi yanı 'jaws' gibi hafızalarımıza kazınan bir müziğinin olmaması idi.
hatıralarda güzel bir anı olarak kalmış iken bu filmi tekrar canlandırmanın ne anlamı vardı allahaşkına.
bazı şeyleri tadında bırkmak gerekir ki, bu filmde bunlardn birisidir. ilk 3 boyutlu gözlükle izlenen fredy nin ölümüyle biten serinin son filmi, evet "elm sokağı kabusu" efsanesinin bitişiydi ama hayatımızdaki 3 boyut kavramının da başlangıcı idi.
bence gereksiz bir yapım olmuş, bunun devamı umarım gelmez.
çocukken izleyip, geceleri uykusuz kalmama nden olmuş freddy krueger karakterinin bu defa pek korkutamadığı, eh işte filmidir. yani korkunçtur diye gittim ama pek beklediğimi bulamadım açıkçası. ayrıca filmin sonuna bakılırsa devamı gelecek gibi duruyordu.
kesinlikle çok az korkutan bir film. daha doğrusu bazı ani sahnelerde ürküten onun haricinde pek hayal kurdurmayan ve sizi pek şaşırtmayan bir film. ha bir de freddy'nin sivri tırpan uçlu elinin demirlere her sürtünüşünde kaynak makinesinden çıkan ateş gibi cozurdayan devamlı tekrar rutin sahnesi...meslek lisesinde kaynağa giriş dersi gibi lan. o da ne öyle?
filmin tek şaşırtan cümlesi belki de ters köşe yapan cümlesi, ortak kaderi paylaşan elamanın kıza freddy'i için söylediği;
"onlara yalan söylediğimiz için değil gerçeği söylediğimiz için peşimizde" idi.
ha bir de, yeraltında freddy'nin ininde çektiği o fotoğrafalarda ne olduğunu merak ettiriyor o kadar. göstermiyor allahsız yönetmen.
gidilebilir de gidilmeyebilir de....ama kız arkadaşsız gitmeyin sakın! korkarsınız.
yemin ederim bok gibi. yani önceki serilerin çoğunluğunu izlemiş birisi olarak, salondan kahkahalar atarak çıktım. finaldeki o ayna önündeki konuşma sahnesi, bööööhhh!!!
jackie earle haley'in robert englund'un tırnağı bile olamayacağını bu filmimsi bize göstermektedir. freddy milenyuma girildiğinden midir nedir artık böyle gençleri bir hoplatıveriyo havalarda, bildiğin büyü lan bu. onun gibi havada takla attırmalar, oradan oraya savurmalar falan.
nancy'e acayip koptum. hele o küvet sahnesi neydi ya? ahaha. eller falan...
--spoiler--
freddy saklambaç oynuyordu. iple atlayan kızlar vardı. gördüm.
--spoiler--
yarım saat sonraya alarmı kurdum. falan, kalkıcam olum, sen kabussan ben de alarmı kurarım uyanırım falan. quentin iyiydi, öehh işte. o koğuşta giden kris'e üzüldüm. deştiler yavrucağı kabusunda...
tamam kabul ediyoruz aralarda geriyor da, gidin blair witch izleyin daha iyi.
one, two freddy's coming for you..
three, four better lock your door..
five, six grab a crucifix..
seven, eight stay up late..
nine, ten never sleep again...
Çocukluğumuzun tartışmasız en efsane film serilerinden birisidir. Fantastik film olarak "Geleceğe Dönüş" serisi neyse, korku filmi olarak da "Elm sokağında Kabus" serisi odur.
"Olm bu akşam fredi var interstar'da."
"Valla mı lan? Kesin izliycem, hayatta kaçırmam olm"
...diyaloglarına çocukluğundan aşina olmayan az bünye vardır şu an 30'lu yaşlarına merdiven dayayanlardan. "Hayatta kaçırmam olm" derdik ama üç buçuk ata ata filmin yarısını zor eder, biraz da annenin "Oğlum geç oldu hadi yatağa" demesiyle sonunu da getiremezdik çoğu zaman.
Wes Craven'ın bu korku kültünün yeniden çevrimi şu anda vizyonda. Gözler orjinal Freddy'i*arıyor ama bütün çocukluk kabuslarımızın hatrına kendini baştan sona izletiyor. Freddy şakacı(!) kişiliğinden daha bir arınmış, daha bir sadist, daha bir acımasız. Sinemada izleyin, pişman olmazsınız.
2010 versiyonu ''efsane bir film ve efsane bir karakter bu kadar ayaklar altına alınır'' dedirten cinste kötü olan filmdir.
fredy'nin öldürmeden önce kurbanıyla dalga geçen bir mizahı vardı. filmin hiçbir yerinde bu mizahı göremedim. hiç olmamış hiç...
çocukluğumuzun kabusu fredy uğruna izlenmez mi izlenir ama sinemada değil , yakında warezlere düşer bi ctesi gecesi açarsınız vakit geçirmek için izlersiniz.
--spoiler--
filmin en güzel sahnesi nancy nin quentin quentin dediği sahnelerdi , evet o kadar berbat bi film.
--spoiler--
