islam peygamberinin yaptığı insanlık dışı iştir. bunu savunanlar ise daha iğrençtir. kimse eleştirilemez değildir. paşa paşa bu kişinin de eleştirilmesine alışacaksınız. küfür ve hakaret ancak sizi haksız çıkarır. kendini eleştiren kadın şairi de öldürtmüştür bu şahıs. kendisi hakkında anlatılanların çoğu palavradır zaten. gerçeklerin ortaya çıkmasına kimse engel olamaz. anasından babasından ne gördüyse onu bilen, sırf cehennem korkusu nedeniyle dine inananlar başkasına ahkam kesmesin, komik oluyor.
Hala normalleştirmeye çalışılan, geçmişin bugünden farklı olduğunu o yüzden olabilitesinin yüksek olduğunu, ki geçmişten gelen biri için bugünleri gördü öyle ulu, denir, bizde var ama bak onlarda da var diyerek ha taam o zaman yaa gavurlarda da varsa bizde de olabilir" dememiz beklenen iğrenç bir durumdur.
Bir hadisten, ayetten, sözlü kaynaklardan, anlatılagelmiş mucizelerden vs. yola çıkarak bir düşünceyi savunmak ne kadar saçmaysa kötülemek de o kadar saçmadır. O yüzden pedofilinin yanlışlığını kanıtlama çabasına girmemek lazım bu başlık altında ki zaten yanlış olduğunu biliyor insanlar, dananın kuyruğu bazı şerefsizlerin yanlış olduğunu bilip umursamadığı noktada kopuyor.
Saçma olmayansa bu başlığı kötüleyebilecek görür görmez eksiye basabilecek kadar sapkın olanları eleştirmek, çünkü onlar bu kaynakların doğruluğuna inanıyor ve kılıf uydurmaya çalışıyor. Bir de işlerine gelmeyince ordaymışçasına yalan ya o doğrusu şurda bak.s.s diyenler var onlara hiçbir şey demiyorum, bu nasıl bir yanar dönerlik arkadaş. Bu insanların otomatik bir şekilde eksiye basmalarının sebebi ise dinlerini savunmak. Din ve ahlak son baktığımda aynı paketle geliyordu ama anlaşılan o da değişmiş. Kendi paradoksunuzda boğulun daha da bir şey demiyorum.
beyni muson yağmurlarıyla sulanmış mal beyânları, bir kere bunu demek peygamberin bir açığını halka arz etmektir e be geri zekalı beyinler peygamberi kötülüyorum derken onun peygamber olduğunu unutabiliyorsun, blu çağına girmemiş biri ile peygamber evlenebilir mi ? ve herşeyi vahiyle yönetilen bir mekanizma, utanmasa 5 diyecekler mk evlatları karala karala nereye kadar bir boka sap olamıyorlar.
peygamber demek her şeyin en mükemmelini öğreten vahiy alan ve ümmetine aktaran elçidir, bir peygamberin bunu yapması zaten mantık hesaplarına göre imkansızdır, peygamber olmamalıdır öyle bir şey yapsa zaten, haşâ mevla yemek yer su içer demek gibi bir şeydir bu salakça teori.
sen önce bir adama ayakları yok diyorsun misalen sonra koşma yarışında 1. oldu diyorsun bu tezât * adamı.
gunumuz turkiyesinde inananlarin en azindan bunu etik olarak iclerine sindiremediklerini gormek de insana biraz olsun mutluluk verir.
neden islamcilar esmanin supheli yasindan (esmanin yasi konusunda caginin taniklari dahi fikir birligi icersinde degildir) , yola cikarak peygamberlerini aklamaya calisirlar , onumuzde esmanin yasindan daha kesin bir bicimde derlenen bizzat aysenin aktarimi hadisler varken ki bu hadisler yuzyillar boyunca hic bir muslumani rahatsiz etmez bunu gayet olagan karsilarken ,
ayni zamanda gunumuzde diger islam ulkelerinde bu hadis ve cocuk gelinler toplumda bir intifaya yol acmazken (misirda az sayida feminist kadin bu konu hakkinda girisimleri ve protestolari olmusdu , tellak 4.ayetde yer alan hukumlerden dolayi) , turk muslumanlari cok supheli verilere bu derece sarilmakdadir?
bunun tek bir aciklamasi vardir , turkiyenin etik olarak bati degerlerine daha fazla yaklasmasi ve ahlaki olarak batiyi ornek almasidir. bati dahi bu konuma bir anda gelmedi , bununda altini cizmek lazim , bundan yuz , yuzelli yil once batida cocuk evlilikleri de toplumun genelinde pek yadirganan bir durum degildi ,
cocuk haklarinin ve cocuklara karsi islenen suclar taniminin tarihinin 50 , 60 yillik gibi kisa bir surec oldugunu goz onune alirsak , bu hadislerin zamaninda neden itiraza yol acmadigini bu hadisleri derleyenlerin . bunlar salih hadisler olamaz demediklerini anlariz.
osmanlida dahi 1800 yillarda cocuk esirlerin satisinin yasal ve yogun oldugunu hatirlamakda fayda vardir. ben inanan insanlarin peygamberlerini gunumuz etik anlayisi icersinde temize cikarmalarini hos karsiliyorum ama bunlar bos islerdir.
işine gelmeyince islama inanmayan kişilerin,işlerine yarayan bir olgunun,daha doğruluğunun kanıtlanmadığı halde,doğruymuş gibi kabul etmelerindeki mantıklarını anlayamadığım durumdur.inanmıyorsan bu senin tercihin ama sen ne yaparsan yap kainatın en ulu insanını küçültemezsin. Gücün yetiyorsa kutsal kitapta bir açık bul da sende rahatla,bizde rahatlayalım.Ama boş keseden sallama.
Büyük ödülü, "eğer iyi bir insan olursan, memeleri yeni tomurcuklanmis bakire kızlarla birlikte olacaksın cennette" diye tasvir edilen inanışın müritleri, cennete kadar beklemeyip, bu dünyada ödülünü almak istemiş olabilirler.
Ne diyordu bi tanesi; nefsimin esiri oldum. 13 yaşındaki kızı ailesinden satın alıp, tecavüz etmesini böyle açıklıyordu. Tecavüz diyorum evet, 13 yaşında bir çocuk-un cinsel ilişki için kendi rizasi olamaz.
Ne diyelim, allah dini tecavüz için kullanan yobazların belasını versin.
bahsedilen kişinin evlendiği 9 yaşındaki kız için konuşuyorum.
peygamber efendimizin yaşadığı dönemde kız çocukları 7-8 yaşlarında regl olmaya başlarlardı. bilirsiniz ki bu işler beslenmeyle yaşanılan çevreyle alakalıdır. şu an durum bu değil. hala dersen ki hedehödö.., buluğ çağına girmiş bir bayanla evlenmek dinen günah olmadığı gibi vay efendim illa da kız buluğ çağına girer girmez evlenin farzdır diye bir şey de yoktur.
biyolojik açıdan değerlendirdik. şimdi sosyal açıdan bakalım.
şu an düşündüğünüzde 9 yaşındaki bir kız çocuğuyla evlenmek sapkınlıktır. peki neden ? çünkü o daha çocuktur.
o zamanlarda ise hayattaki bütün yükü sırtlamış, yetişkin bir birey olarak toplumda yer edinmiş olurlardı. maslow un ihtiyaçlar hiyerarşisini de göz önünde bulunduracak olursak sırada evlenmek vardı.
şu anda insanlar 30 unda evleniyor -normal olan bu.
eğer çağlar arası değişimleri farkedemeyecek kadar minik beyinliyseniz gelin beyninize kurdele takayım.
eğer 9 yaşındaki kız deyince ağzınız sulanıyor çatacak yer arıyorsanız, kurdeleyi başka bir yerinize takın.
ozet olarak , sapiklarin one surdugu aysenin 17 yasinda evlendigi iddasina istinaden:
- Ayşe ablasından 10 yaş küçüktür ve Esma hicret yılında 27 yaşındadır. Buna göre Ayşenin 17 yaşında olması gerekmektedir.
Ben bu konuda da yorumu, Yrd Doç Dr. Mehmet Azimliye bırakıyorum.
Öncelikle Hz. Aişenin vefatı sırasında kaç yaşında öldüğünü tespit edebilirsek evlendiği esnadaki yaşını tespit etmek kolaylaşacaktır. Daha öncede aktardığımız gibi tarihçiler Hz. Aişenin H. 58 yılında 66 yaşında vefat ettiğini kabul etmektedirler. Buna göre eğer H.58 de Hz. Aişe 66 yaşında vefat ettiyse, Hicret sırasında 8 yaşında ve evlendiği sırada H. I. yılda 9 yaşında olacaktır.(6658=8, 8+1=9)
Aynı hesaplama yöntemini ablası Hz. Esmaya da tatbik edersek, Hz. Aişe vefat ettiğinde (H. 58) Hz. Aişeden 10 yaş büyük olan Hz. Esmanın 76 yaşında olması gerekir. (66+10=76) Hz.Aişe vefat ettiğinde, yani H.58 de 76 yaşında olan Hz. Esma, Hicret sırasında 18 yaşlarında, 10 yaş küçük olan Hz.Aişe ise 89 yaşlarında olacaktır.(7658=18)
Hicret sırasında 27 yaşında olduğunu savunan yazarlar, Hz. Esmanın ölümü esnasındaki yaşından yola çıkarak bu sonuca varmaktadırlar. Şimdi bu konuyu biraz daha geniş bir şekilde inceleyelim. Hz. Esmanın H. 73 yılında öldüğü kesindir. Bu konuda tarih kitaplarında hiçbir ihtilaf yoktur. Öldüğü esnadaki yaşı konusunda bazı bilginler 100 rakamını verseler de kaç yaşında öldüğü konusunda ihtilaf vardır. Hz. Esma, oğlu Abdullah b. Zübeyrin Haccac tarafından şehit edilmesinden birkaç ay sonra vefat etmiştir.Hz Esmanın ölüm yaşı konusunda ihtilaf bulunduğundan bazı bilginler, Arapçada genel de 40,70,100 gibi sayıların çokluktan kinaye olarak kullanılabileceği prensibinde olduğu gibi, 100 yaşında öldüğünü bildirmişlerdir. Yani, bu bilgiyi veren bilginlerin kasıtları Hz. Esmanın uzun süre yaşadığını belirtmektir. Yoksa net olarak tam yaşını vermeyi değil. Örneğin, muhakkik bilginlerden, ibn imad ve ez-Zehebi bu şüpheli bilgiden dolayı Hz.Esmanın 90 yaşında veya bunu biraz aşmış bir yaşta vefat ettiğini belirtirler.
Bu hususta şöyle bir hesaplama yaparsak konu daha da netleşebilir: Hz.Aişenin vefat ettiği H. 58 den Hz. Esmanın vefat ettiği H. 73′e kadar geçen 15 yıllık süreyi Hz. Esmanın H. 58 deki yaşına eklediğimizde Hz Esmanın yaşı vefat ettiği sırada 91 eder. (76+15=91). Bu da gösteriyor ki Hz. Esma vefat ettiğinde 91 yaşlarında olmaktadır ve 100 yaşında olması mümkün gözükmemektedir. 91′den öldüğü tarih olan H.73 ü çıkardığımızda (91-73=18) Hz. Esmanın Hicrette, yani Hz.Aişenin evlendiği yılda 18-19 yaşlarında olduğunu buluruz. Hz.Esma ile Hz.Aişe arasındaki yaş farkı 10 yaş olacağına göre Hz. Aişeden nakledilen ve bütün tarihçilerin müttefik olduğu 6 yaşında sözlendim 9 yaşında evlendim ifadesinin doğru olduğu ortaya çıkar. [13]
Mehmet Azimli'nin aktardığı bu gerçeklerin üzerine varacağımız sonuç ortadadır. Buna göre Ayşe'nin ablası sadece yuvarlama ve çok yaşadığını belirtmek için 100 yaşında denilmektedir ki; bu hiç de mantıksız değildir. Bugün bile yaşını bilmediğimiz ve 90 üzerinde ölen insanlar için 100 yaşında öldüğü halk arasında söylenmektedir.