tsk içinde teğmenlerden oluşan bir grup devrimci subayın üst rütbeli komutanları ile birlikte planladıkları kemalist darbe. darbeye zemin hazırlamak için süleyman demirel in kardeşinin olan yükseliş koleji ne bomba atılmış, çeşitli sol görüşlü gazeteciler * bu girişimi dışardan desteklenmiştir. darbe içinde görünen üst rütbeli subayların saf değiştirerek oluşumu 12 mart 1971 e dönüştürmesi ile beraber pek çok devrimci subay ve öğrenci işkencelerden geçirilip hapishanelerde çürütülmüştür. ilgilenenler sarp kuray ın şu söyleşisine kulak kabartmalılar.
mahir çayan önderliğindeki thkp c grubunun can-ı gönülden destekledikleri devrimci darbe girişimidir. eğer bu darbe yapılsaydı türkiye şu anki gibi bok çukurunda değil, ferah çayırlarda fink atıyor olacaktı yüksek ihtimal. lakin devrimci komutanlar, aralarındaki bir ispiyoncu aracılığı ile diğer komutanlara ispitlenmiş, anında emekliye ayrılmak zorunda bırakılmışlardır. zaten sonrası da malum (bkz: 12 mart)
tarih bilmeyenlerin yücelttiği sol-faşist girişim. son anda tepelerindeki komutanlar sağ-faşist tepkiye dahil olunca açıkta kalmışlar ve başarısız olmuşlardır. gerçekleşseydi de hiçbir halt olmazdı. sadece ziverbey köşkü işkencehanesinde sol-faşistler yerine sağ-faşistlerin tırnakları sökülürdü. silahlı darbe ile iktidar hedefleyen faşistin sağı solu farketmez.
başarılı olsaydı ferah çayırlarda fink atacağımızı sananların desteklediği. nah çayır çimen görürdük diyorum. bak bilimsel konuşmadım diye ayar vermeyin. üzlüyorum sonra.
türkiye'de bir grup solcunun toplumsal hareketleri görmezden gelerek ürettikleri bir siyasal iktidar hedefiydi. başarısız oldu. o dönem için türkiye'de kapitalizm öyle ya da böyle yeterince gelişmiş, ordusuyla. medyasıyla yerleşmişti. öte yandan türkiye'de aynı dönemde işçi sınıfıda kendi varlığını kitlesel patlamalarla göstermiş ve hatta iki gün için istanbul'da önemli bir hareket gerçekleştirmişti. ancak dönemin önemli kısımdaki gençlik hareketi ve aydın hareketinin tercihi ise daha farklı yönlerdeydi. elbette bunların küçük bir kısmı sol bir cuntaya bel bağlamıştı. ancak dönemin hakim havalarından biri sosyalist devrim bakış açısından uzak oluşuydu. nitekim durum beklenildiği gibi olmadı, teşebbüs dağıtıldı. devrimci subaylar ordudan ihraç edildiler ve karşı devrimci bir darbe yapıldı.
şimdi burada duralım ve günümüze gelelim. özellikle sağın önemli bir kısmı türkiye'de her dönem düzenin sahibi olmuş ve iktidarda bulunmuştur. buna bağlı olarak darbelere de destek vermiştir. 12 mart ve 12 eylül sonrası basının ve siyasetin önemli bir kısmını oluşturanlarda gene aynı kesimler olmuştur. bu kesimlerde darbelere el çırmış, işkenceleri meşru görmüştür. ancak günümüze geldiğimizde bu geleneğin temsilcileri solu suçlamaktadır. bu apaçık tarihin inkarıdır. beceriksizce ayrılan bir teşebbüse karşılık pek ala solu ezmiş 2 darbenin varlığına karşılık bugün söylenenler duyanları şaşkınlık içinde bırakacak şekilde. elbette burada birazcık haysiyet beklenebilirdi. ancak bu zaten günümüzde önemli miktardaki bir sağ kesimin bilinçli bir politikasıdır.
türkiye'de tarih yeniden yazılmaktadır ve dönemin tüm kirine bulaşmışlar aklanmaktadır. dönem düzenin konsolidasyonu, tarihin yeniden yazımıdır. bu retro-tarih yazımı gösteremine hoşgeldiniz.
ülkeyi dış tehditlerden korumak için ellerine silah verilen insanların o silahları halka karşı kullanıp ülkeyi kendi menfaatlerine göre yönetilecek bir kalıba sokma girişiminin beceriksizce sonuçlandığı bir zorbalıktır.
1. ...uluslaşma, çağcılaşma, ulusal gücü yaratma ve ulusal güvenliği sağlama yolunda; ezilmekte olan çoğunluğu ve çoğunluğun koşutunda olan aydınları tUtarak, devrimi gerçekleştirmek.
2. inançlı, bilinçli bir kadro yara tmak esirgenmezlik ister. Örgüt ayrıntılıhareketlere dayandırılmalıdır.
3. Örgütü devrimci güçlerden 33 üyelik Devrim Genel Kurulu yönetecektir.(Aydın çevre, gençlik ve ordudan II er)
4. Devrim, devrimci bilinçten yoksun, körlemesine zorlamacılık eden, sözde ısmarlama başlarla başarıya ulaşamaz... Azimli ve yetenekli gerçek önderler çıkıncaya kadar, önder
gereksemesi; genel başkanlık, genel yönetmenlik ve özel yönetmenliklerle karşılanacaktır.
5. Sorunlar, DGK (Devrim Genel Kurulu)'de çözümlenecektir...
6. Genel başkan ve genel yönet men DGK'nin ilk II üyesinin bağlaşık oylarıyla seçilecektir...Ulusal Devrim Partisi kurulunca bütün bu seçimler 'yenilenecektir.
7. Orgütün güvenliği, kadrocuların özel kişi, düzen koşullarına bağlanmaları gerekir. Ayrılıkçı tutkulara kapılanlar uyarılacak, yola getiremediklerine sert ölçemler uygulanacaktır.
8. Ulusal Devrim Partisi'nin devirmeyi izleyecek 30-40 gün içinde kurulması, örgütlenme bölgesince planlanacaktır.
9. Özel yöntemler, aydın çevre için: üniversiteler, fikir kulüpleri, sendikalar, basın ve benzeri üzerinde, gençlik için TMGT, Devrim Ocakları, Talebe Federasyonları, Birlikleri ve Dernekleri, Partinin Gençlik kurulları, komandolar ve benzeri üzerinde, ordu için kara, deniz, hava ve bunların kümeleri üzerinde gerekli bölme, kesimleri örgütleyeceklerdir.
10. Devrim sonuca sarkarken, ya da en geç sonuç alınır alınmaz Başbakanlık Devrim Hükümeti ile, Cumhuriyet Senatosu'nun yeri Devrim Kurultayı ile doldurulacaktır.
11. Devrim Hükümeti DGK'nın denetiminde çalışır.
12. Devrim kurultayı DGK'ile birlikte 100 üyelik olacaktır. Kurultay, devrimci yasalarını çıkaracaktır.
13. Köylü, işçi, emekli, öğretmen, emekli idareci, eski muharip ve ekonomistlerden kurulacak 300 üyelik Ulus Kurultayı, devrim kurultayına yasa önerisi yapacak ve devlet başkanını seçecek. Kurultay devrimi izleyen bir ay içinde açılmış olacaktır. Devrim kısa zamanda ulus kurultayına kavratılmalıdır.
14. DGK'nin yapacağı tüzük ve yönetmenlikler bu ana yönergenin yönetici düşünü içinde düzenlenmelidir.
direkten dönen darbedir. darbeyi yapmak isteyenler son dakikada piyonları değiştirmiş ve 12 mart muhtırası verilmiştir. bu 9 mart cuntası sol bir darbe olacakken hayal kırıklığına uğramışlardır. ilhan selçuk falan işin içindedir.
kendilerini tarihçi addeden kimi yazar taifesinin tamamen mabadlarından uydurdukları ve tasarımının şaşkınlık uyandıracak bir biçimde londra menşeili olduğunu iddia ettikleri, genç subayların önderliğinde ve dönemin en güçlü sol siyasi örgütü dev-genç'in lider kadrosunun desteğinde, türkiye'de gerçekleşmiş belki de en önemli sol dönüşüm girişimidir.
iddia sahiplerine şunu sormak gerekir; kurgusu londra menşeili olan bir girişim, nasıl olur da amerkan 6.filosu'nun 6 şubat 1969'da istanbul'a demirlemesine ölümüne karşı çıkan bir gençlik hareketiyle başlar ve nasıl olur da 22 mayıs 1971'de israil başkonsolosu'nun kaçırılması ve rehin alınmasına değin gelişen bir dizi olaya neden olur.
hakkındaki iddialar mesnetsiz olduğu kadar komiktir de... söz konusu iddiaların sahipleri, olsa olsa bu harekete karşı geliştirilmeye çalışılan ve muvaffak olunan karşı hareketin gerçek planlayıcılarının gizlenmesi ve kelimenin tam anlamıyla 'hedef saptırma' çabalarından ibarettir.
yeterince solcu olmadığı için başarısız olmuş teşebbüs. bu sol için çok büyük bir ders oldu. mdd'ciler bu olaydan sonra çok itibar kaybettiler. avcıoğlu zannediyordu ki "askerler gelecek bizim sözümüzü dinleyecek." oldu amk. yani böyle bir yerden yola çıkıyor, düşünebilir musunuz. sonra 12 mart gelince bunlar baya sevindiler, bundan dolayı da fena halde terse düştüler, çünkü "ilerici" subayların geldiğini düşünmüşlerdi. yani bu kadar zavallılar. ama bu olayın türk solu için bir faydası da oldu bana kalırsa. yani öyle kemalizmle, askerle falan bir yere varılmayacağı görüldü. bak, 20'li yaşlarındaki deniz gezmişleri gözünü kırpmadan astılar. sokakta üniversiteli genci kurşunladılar. 12 mart döneminde cezaevine girmiş bir hocam anlatıyordu, sokaktan üniversite hocası toplayıp hapse tıkıyorlarmış. öyle bir cadı avı. ismi lazım değil, bir tane mülkiye hocası mümtaz hoca'yı sıkıyönetime jurnalliyor. acayip acaip şeyler. kısacası böyle devrim olmaz.