bugün

işbu entry 9 ve benzer muhteva içeren aylık oyunları üzerine deklare edilmiştir.

kaleye geçmeye dair kurallar mahalleler arası futbol birliği tarafından şu şekilde belirlenmiştir:

1)kaleci rakip oyuncudan gelen topu havada iki eliyle tutarsa.

2)top varsayılan kale direkleri (taş filan da oluyordu bu üst direk hak getire) arası dışında çizgi ardına giderse.(çizgi de yaptık şimdi anasını satayım hiza filan alırdık biz kalenin çizgisinden, hayali..)

3)topa iki kez değildiğinde. (sektirmek saylanmaz*)

4)anne veya benzeri olarak oyundan atılmış bulunan kaleciye, oyuncu son golünü attığında.



ayrıca mahalleler arası resmen uzlaşılamamış gol değeri kriterleri de tarafımızdan şöyle kabul edilmektedir :

kafa : 3
roveşata : 10
yan direkler ve bacak arası : 5
üst direk : 10
sırtı dönük topukla vuruş : 9
kaleye dönük olarak icra edilen bir ayağı diğerinin ters tarafına koymak suretiyle yapılan hareket : 7 (gittikçe sıçmaya meyletti bu entry daha batırmadan bitirelim)

velhasıl-ı kelam güzel günlerdi .. bu arada kaleye geçerim diye şut çekmekten, orta açmaktan korkan arkadaş .. oradasın biliyorum.
çocukluğumun vazgeçilmez oyunlarından bir tanesi oyunun sonunda anne olmayanların en büyük zevki anne olan o şansız kişiyle gün boyunca dalga geçmektir. Tabi anne olan kişinin de hayatının en sinirli dakkiları o anda başlar..
Bir kişi potanın altında durur. ( ebe olarak ) diğerleri belirli mesafe ve açılarla potaya basket atmaya çalışır. Dokuz basketi yiyen önce çıkar. Gerisi zaten malum. O değil de bu oyunu bizden başka basketbol modunda oynayan yokmuymuş ya !!
(bkz: dokuz aylık)
(bkz: en az sektiren kaleye geçer)
bir çeşit sokak futbol oyunudur. bir grup velet toplanır. aralarında top sektirme yarışı yapılır ve en az sektiren kaleye geçer. kaleye geçen oyunu başlatır. oyun içindeki herkes topa bir kez dokunmak zorundadır. kaleciye gol atmaya çalışırlar. kafa 2lik apış arası 5lik sayılır. oyunda 9 aylık olan kişiye penaltı atılır oyun sonunda. herkes bir kategori seçer; "been adını koyacam, ben doğum tarihini koyacam vs..." bunlar arasında birbirinden saçma sapan istekler de olur vesselam. lakin aklıma gelmiyor şu anda. oyunun adı çeşitli yörelerde farklılık gösterebilir.

aaah çocukluğum ah...
4 kişi ile oynanan "tek vuruş" tarzı, tek kalede oynanan oyun. ilk kaleciyi belirlemek için top sektirilir, en az sektiren kaleye geçer. diğer kişiler paslaşırlar ancak herkes tek vuruş vurma hakkı vardır, top yere değdiği anda vurma hakkı yoktu, eğer top yere değdikten sonra topa dokunursa o kişi kaleye geçer, topu yere değdirmeden istediği kadar sektirebilir.amaç burada gol atmaktır, eğer top dışarı çıkar veya kaleci havada tutarsa(top yere değmeyecek veya kaleci elinden kaçırmayacak) şutu çeken veya en son dokunan kaleye girer.

Bu şekilde döngü devam eder, herkesin yediği gol bir bir sayılır ve ilk 9 a ulaşan "anne" olur, o yüzden ilk dokuza ulaşan kimse olmak istemez çünkü geçici bir süre isminiz "anne" olarak anılır. anne olan oyundan çıkar ve oyun herkesin kaldığı sayısından devam eder, ikinci dokuza ulaşan "kız çocuk" olur, anne kadar korkunç olmasa da kız çocuk olmak da kötüdür. Ve kalan son 2 kişi, .bu iki kişiden biri erkek çocuk diğeri ise baba olacaktır. ama biri kaleci olacağından artık paslaşacak kimse yok demektir ve babayı seçmek için penaltılara gidilir, kız çocuk belli olduğunda kalan 2 kişinin sayısı aynen kalır ve penaltılar birisi 9 sayısına ulaşıncaya kadar devam eder, 9 sayısına ulaşan erkek çocuk, ulaşmayan ise baba olur.

baba olanın fiyakasından geçilmez, "hepinize dokuz doğurttum", "annesi gel bakayim yanıma", "kızıım beniiim" şeklinde böbürlenir durur, taaa ki diğer oyuna kadar bu böyle devam eder gider.

edit: aaah aaaah çocukluğum nerdeee o güüünleeeeer?
efsanelerden. en çok da beşik arasından yenen gollerin size daha fazla ay olarak dönmesi can sıkardı.
çocukluk yıllarının fenomenlerinden.
yanlış hatırlamıyorsam bunun basket versiyonuda vardı. ama coach kızardı oynayamadık fazla.
(bkz: alman kalesi)
en çok puan rövaşata ile gol atmaktır. sırf kaledekine rövaşata ile gol atmak için top ayakta 1500 defa sektirilir.
kucuklugumuzde her daim oynadigimiz, ulan acaba turk futbolu bunun yuzunden mi gelismiyor dedigim oyun. *
tenefüslerde oynanabilecek en uygun oyundur.
maç gibi yarıda kalsa da birşey olmaz.
sanıldığının aksine en çok puanın rövaşata ile değil ikizkule ile alındığı oyundur. * *

çok oynardık.
bazı yerlerde kaleci penaltıyı yerse götünü döner, daha sonrada kalecinin götüne topla abanılırdı. garip bi uygulamaydı.
(bkz: değeyim mi/#16899798)
çocukluğun favori oyunlarından, duygulandım bi' an.
top oynamasini bilmeyenler 21 aylik oynar, bilenler 9 aylik.

tespit.
çocukken oynamaktan en çok zevk aldığım oyundu. hala unutamam.

lan bir oyun öğlen 12 den gecelere kadar oynanır mı arkadaş. *
stil ve topukla gol atmak : 2 sayı,

kafa: 3 sayı,

beşikten gol atmak : 5 sayı...

he bu arada sizin vurduğunuz topu kaleci havada yakalarsa veya topu auta atarsanız kaleye siz geçersiniz.

kurallar bunlar,

doya doya oynayın.
Hareket 15 en az 3 kere sektirip vurmak 10 normal gol 5 likti.
futbol tekniğini geliştiren bir oyundur.