cep harçlığının tamamını kırtasiyeden alınan bilimum patlayıcı çatlayıcı materyale yatırmak. çiftpatların kızkovalayanın ne olduğunu bilmektir.
evin arka bahçesine çukur kazmaktır, üstünü çalı çırpı ile örtüp kapıcıya tuzak kurmaktır.
kızlarla sinemaya gitmek yerine saatlerce commodore 64 oynamak ya da kafa ayarı yapmaya çalışmaktır.
hayatınızda gördüğünüz ilk amı internetten değil de bildiğin kağıt üstüne baskılı 3. sınıf porno dergiden görmektir.
mahalle maçı, kavgası yapmaktır.
kapanmayan yaraların genelde kalpte değil de dizlerde dirseklerde olduğu çocukluk zamanlarıdır
kağıt katlama sanatı origami nin hayatımıza girmesi
trt2 de skinoski sama gibi isme sahip olmasına rağmen hayran olduğumuz adamın acaba bu hafta kime intikam çiçeği bırakacak diye beklediğimiz samurayın intikamı
doğal olarak kara şimşek, voltran he-man,
trt2 ve starın açılışını görmek, basacaksın başka kanal sıkıldın mı basacaksın düğmeye başka kanal gibi cümleler duymak ama inanamamak,
dizi ve sinema kanalı olarak trt3 ün açıldığını görmek, lazerion,
86'da adile naşit in ölümüne ağlamak
trt1 cuma gecesi korku filmleri ve pazar sineması
komşu binaların çocuklarıyla aynı mahalleden olmana rağmen mahalle maçı yapmak
televizyonun kapanışında istiklal marşını saygı duruşunda dinlemek
(bkz: okurken de yazarken de iç çektiren başlıklar..)
Çok ta kötü değildi be.Mahalleden at arabasıyla bahçıvaların dolaştığı zamanlardı.TV kanalları böyle abarmadığı için çoluk çocuk sokakta oynadığımız zamanlardı.Meşe yada misket deyin siz oynar,kaybedince kavgalar çıkarırdık.Evin dışında çok fazla zaman geçirirdik.Bu da bütün çocukların kaynaşmasına ve birbirini tanımasına neden olurdu. Sadece çocuklar birbirini tanımaz,çocuklar ve hayvanlarda birbirini tanırdı.Harçlıklarımızın bir kısmıyla süt falan aldığımızdan kediler bizden kaçmazdı.Bir "pisi pisi"ye bir dolu kedi gelirdi. Şimdi yoklar.Mahalle arasında yaptığımız maçlarda yorulduğumuz zaman zemin katta oturan Havva Teyze'nin balkonundan mutfağına girip su içebildiğimiz zamanlardı 80'ler.Şimdi karşı komşumuzu tanımıyoruz.Özellikle yağmurlu havalarda aldığımız teksas-tommiksleri alıp balkonların altında okumanın zevkine vardığımız zamanlardı.Annelerimizin kızmalarına ve sırtımıza yapışan örümcek ağlarına aldırmadan dünya klasikleri gibi okurduk onları.80'ler çizgi romanların da altın zamanıydı.Renkli TV'lerin ve video'nun çıktığı zamanlardı.Böylece bir sürü kalitesiz filmle de aynı yıllarda tanıştık.Boş arazilerin olduğu,ayağımızı toprağa basabildiğimiz güzel de şeyler yaşadığımız günlerdi. insanlar birbirinden şimdiki kadar korkmazdı.Erkek ve kız çocukları olarak evcilik oynadığımız tuhaf bir zaman dilimiydi.
"Biz yanlış zamandamı düştük bu dünyaya...
Yoksa gerçekten 80 'ler en şanssızlarımı yaşayanların....
Hayatın en cafcaflı olduğu dönemi ıskalamış...
Ve o darbe acılarını bilmekle beraber hiç yaşamamıştır....
Evet evet bizler o şanssız olanlardanız...
Halbuki ben ve benim gibiler hayatta kendi yağında kavrulma gibi bir kavramı birebir yaşarız....
80 'lerin adamı için hayat zordu.....
Sizler hayatı oyun zannedersiniz...
Ama hayat download edilmez,yaşanır.....
80'lerin adamı saçını uzatmak için didişti ailesiyle....
Ama kıçına gözüne kaşına piercing takmadı....
80'lerin adamı manitasının elini tutunca yüzü kızaran En Kahraman Rıdvanı okudu.....
Sizler pompacı Kötü Kedi Şerafettini....
80'lerin adamı yılbaşında dansöz çıksa diye beklerdi....
Sizlerse şifre geç girse diye bekliyorsunuz....
80'lerin adamı okula nizamında giderdi.....
Sizlerse kafada jöle,don hizasında eteklerle......
80'lerin adamı 20 sinde "cep" lendi....
Sizler daha doğmadan hepinizin birer "cep"i vardı....
80'lerin adamı bir bilgisayar klavyesine dokunabilmek için saatlerce beklerdi....
Şimdi hepinizin birer bilgisayarı var...
80'lerin adamı dışarı çıkabilmek için yalvarırdı ailesine...
Sizlerse girmediniz ki hiç evlere....
80'lerin adamı en verimli çağlarında 2 kriz atlattı....
Sizler kriz nedir bilmiyor ve hep istiyor hep istiyordunuz....
80'lerin adamı iş bulamadı, okudu ama çalışamadı.....
Sizlerse hala daha düşünmüyor yatıyorsunuz...
80'lerin adamı denedi, yanıldı, öğrendi.....
Sizlerse hep size sunulanı aldınız.....gerisi sizi bağlamadı....
Evet evet bizler o şanssız olanlardınız...
Yanlış zamanda düşmüşüz bu yüzyıla....
Kıskanmıyorum diye yalan söylemeyeceğim....
Bir dahaki gelişimde bende sizler gibi geleceğim..."
para toplayıp plastik top almak, mahalle maçı yapmak, 90'daki star 1'in (star) kurluşuna şahit olmak, ağaçkakan woody izlemek, thunder cats izlemek, sabahları okula gitmek için uynadığında trt 1 açılırken istiklal marşı çalardı babanızın o anda kardeşinizle sizi hazır ol vaziyetine getirtip istikla marşı okutması demek (vatan sevgisi işte bu)
Evliya çelebi'nin üstüne bir iksir döküp, görünmez olduğu ve aramızda dolaştığı yussuflatan çocuk programını izlemek. Her programda ayrı bir şehri gezer ve o yörenin oyunlarını (çelik-çomak vs) anlatırdı. Küheylan'ın üstüne de ayrıca iksir dökerdi. Jenerikte de dünyanın çevresinde atı ile dönerdi. Ölü olduğu bilindiği için çocukları en az clementine kadar tırstırırdı.
+bakkal amcanın dükkanının önündeki filenin içinde bulunan lastik topun ne kadar pahalı olduğunu düşünüp durmak;satın almak için anne babadan nasıl para koparmak gerektiğine çözüm aramak.
+anneyle birlikte,asıl adı the young and the restless olan yalan rüzgarını izlemeye mahkum olmak.victor ile nikky'nin barışıp barışmayacağını bekleyip durmak.
+üzerinde arı,kelebek ya da böcek biçimindeki gotik şekiller bulunan pembe renkli silgiyi koklayıp durmak ve hatta bazen dayanamayıp ısırmak.
+annenin dışarı çıkmaya izin vermediğinde halıyı çekip parke zemin üzerinde kaymak..*
süperdir, her çarşamba tarkan ve karamurat'ın haftalık sayıları sabırsızlıkla beklenir, perşembe günleri halk matinesi olan dönemin istiklal sinemalarından bazıları aynı isimler ile devam eder bazıları değişime uğramıştır (bkz: emek) (bkz: sinepop) (bkz: lale) (bkz: atlas) (bkz: fitaş) (bkz: dünya)sinemalarından herhangi birine gidilir, istiklal trafiğe açıktır o yıllarda ve avarel gibi etrafa bakarak okula giderken çok trafik kazası tehlikesi atlatılır, okula giderken yeşilçam sokakdan geçerek tüm figüranlara (bkz: kadir kök)(kel ve pala bıyıklı olanları) (bkz: süheyl eğriboz)(sarışın zayıf ve genelde uyuşturucudan iyi anlayan olanı) (bkz: yadigar ejder)(ayı lakaplı en iri yarı olanları) ve diğerleri arada bir oralarda olan cüneyt arkına kadir inanır'a vs bakılır, off offf çekilir hatırlandıkça tüm eksikliklerine rağmen tüm yokluklarına rağmen bol hatırası olan bir dönemdir seksenlerde çocuk olmak, seksenler güzeldir ve uçan kaz hala uçar benim kalbimde
* etrafta bina çöplüğü olmadığı için erik ağaçlarında takılmak, tepeye çıkıp grup halinde kuzu kulağı toplamak, bir şerefsiz çobanın 4 köpeğini salması üzerine * tabanları yağlayıp bayır aşağı düşe kalka koşmaktır. ama bir şey öğrenilir 3 ve daha fazla kişilik bir grup kaçıyor ve 3-4 köpek kovalıyorsa, o grupdan koşarken aniden yavaşlayan ve hiç tırsmadan yürüyen bir kişiyi köpekler sallamaz, kaçanı kovalar...
