bugün

bilim kurulu üyesi bir muhterem zevat 65 yaş üstünü "antika araba" ya benzetmiş...
Prof. dr. Ateş kara özür dileyerek başlamış söze;
"çok kıymetli bir antika aracınız var bu aracın güneşten etkileneceğini biliyorsunuz.
Eşi yok,benzeri yok sizin için değeri çok fazla.
böyle bir aracınızı sokakta güneşin altında bırakır mısınız ?"
evet bu sözler, bu "derin açıklama" bir doktorun...
hem de profesör doktorun...
üstelik bu prof.dr bir bilim kurulu üyesi...
65 yaş üstüne getirilen kısıtlamaları aynen böyle savunmuş...

ne kötü bir kaderimiz varmış ki bu tür "külüstür" bir zihniyete mahkum olduk...

not: babam 84 yaşında...
bu kafaya kalsa adamı antika diye mumyalayıp müzeye koymamız gerekecek...
sadece örnekleyerek insan hayatının değerini anlatmaya çalışmış.
konuyu bi'lal e anlatır gibi anlatmak isteyen doktor fakat onu bile anlayamamışlar.
gerçekte, gümrük alanında bekleyen çürümeye mahkum araçlar yerine konulmuyor mu ? demek lazım bu doktora.
Antika değil hurdaya benzetmesi gerekirdi yanlış yapmış.
bu başlık sayesinde kendini ne kadar çok "sıfır araba" zanneden zevat (çoğul) olduğunu öğrendik...

not: muhterem "zevat" bana bir tek ülke gösterin ki 65 yaş üstünün sokağa çıkmasını yasaklamış olsun...
bana bir tane salı pazarı gösterin ki sosyal mesafesi korunmuş olsun...
siz 65 yaş üstünü "antika araba",
20-65 yaş arasını "0 araba" olarak görenlere bir sorayım: 20 yaş altını ne olarak görüyorsunuz???
banttan henüz çıkmamış prototip araba mı???

ne arabası ulan???
insan diyeceksiniz insannnnnn.
sizin nasıl yürümeye sohbet etmeye ihtiyacınız varsa onlarında var.
anlamadığınız şey "koruyorum" ayağına onların hayatlarını dikip atmanız..
korumayın la... korumayın...
evlerini bu insanlara mezar ettiniz...
hala bik bik ediyorsunuz...
ikinci el piyasasını ve özellikle klasik otomobilleri iyi takip eden bilim kurulu üyesi doktor bir zevat. Güzel bir benzetme yapmış. O piyasaya göre kapalı garajda takoz üzerinde güneşten, nemden muhafaza edilen, yağmur çamur kar görmeyen, hergün bir miktar çalıştırılarak veya çok az gezilerek bekletilen ve revizyonsuz değişensiz hatasız kazasız fabrika orjinali olarak kalabilen, nadir diye nitelendirilen araçlar diğer emsallerine nazaran en az 2-3 kat (normalde öyleydi fakat pandemiden sonra 5 ila 10 kat artanları da gördük) daha fazla fiyat görüyor.

Neden? Çünkü yok başka. Koca sahibindende 1-2 tane var bu özelliklerde. Misal 1950-60 model. Ancak bu şartlarda kullanılırsa o otomobil bu günleri görebiliyor. Aksi halde hurda. Teşbihte hata olmaz. 65 üstü bey amcamız David Rockefeller gibi 6 kalp 3 böbrek 2 ciğer nakli (teyide muhtaç haberdir) geçiremeyeceğine göre evde kalması sağlığı açısından kendisine faydalı. Çünkü pandemiye karşı vücud direnci (hastalığın özelliği bu) belli yaş üstünde çok düşük olduğundan riski kat kat arttırıyor maalesef. O yüzden yaşamak sabır istiyor. Zahmet olmadan rahmet olmaz..
(bkz: suretim şarap misali eskidikçe değeri arttı)
+65 yaş emekli yazar.
daha 4 ay önce her kanala çıkıp maske gereksiz diyen aynı zat bu.
bilim kuruluna girmek için yasak işlemeyen bir 65 yaş üstünü yağlamak yeterli gibi görünüyor. açıklamaları 4 ay gibi kısa bir süre içinde bile geçersiz hale gelen bu tipleri fazla dikkate almamalı.
https://www.hurriyet.com....irecek-durum-yok-41436199
Bu ülke insanlarına bakıp, bilim adamına laf söylemeye utanıyorum.
Biz böyleyiz, bilim adamımız da bize göre.

Çıkın sokağa sorun, bu viral salgınlar neden oluyor deyin?

Emin olun dünyaya çarpan ve canlı yaşamın %70'ini yok eden asteroit için dinazorlar bile "bu Amerika'nın, Rusya'nın, gizli örgütlerin, günahların nedeni" demez ama 1000 kişiden 999'u bunlara suç atar.

Toplu taşımada minibüs içine 35 kişi binen halk ve bunu savunup ne yani 5-10 kişi ile mi gidelim diyen kişi olursa, bilim adamı da arabadan örnek verir.

Aslında Trump veya Brezilya başkanı gibi bu viral salgına yaklaşım yapılmalı.
Ölen ölsün ki ölecek olanlar ilk önce bu salgında aklını kullanmayan üreme, doymak için yaşayan, sosyal sorumluluk ve bir arada yaşama kültüründen habersiz olan güruh olacaktır.

Ondan sonra devlet katı kurallar uygulamasına, yaptırım cezai işlemlere, kısıtlama ve yasaklara başvurmadan, insanların yaşadığı korku ölümler sonunda kendi geliştirdikleri otokontrol ile bu salgın ile daha başarılı mücadelede edilir.

Evet, devlet karantina uygulaması yapıp, bu karantinaya uymayan insanları kafesinden kaçan kuşu yakalamak için kuşun sahibi gibi kovalayacağına...

Kurbanlık koyun gibi minibüse 35 kişi binenlere ceza keseceğine...

Yoğun bakım ünitelerinde hastahane odalarında evlerinde virüs ile mücadele eden, nefes almakta zorlanan, denizde boğulan biri veya gırtlağına basılarak öldürülen, kurban da kesilen hayvanın nefes almak için çırpınması gibi acılar içinde bağırarak hırıltılar eşliğinde çırpınarak boğularak ölen yaşamaya çalışan insanların görüntülerini yayınlasın.

Bırakın sokağa çıkma yasağını, kaldırın.
Açın AVM park caddeleri.
izin verin stadyumlarda seyirciye, spor müsabakalarına.
Evet, bu can veren acılarla çığlık atan boğulan insanların görüntülerini yayınlayın.
Stadyumlarda meydanlarda AVM önünde caddelerde parklarda dev ekran kurun, TV den elini yıka sosyal mesafe maske uyarısı yapılacağına bunların yayınlanması gerek.

Olmaz mı?
Neden olmasın?
Şu an kent slim black sigaramın üzerinde gırtlağı delik veya göğüs kafesi ayrılmış kömür gibi ciğeri olan ölmüş insan resmine bakıyorum.
Bu oluyor da yukarıda bahsettiğim uyarılar neden olmasın, ne fark var?

Bütün savaşlar ölümler kıyımlar yok oluşlar felaketler toplumun antibiyotiğidir. Yaşanan ölümler, insan vücuduna detoksun sağladığı etki gibi toplumun yapısına bu felaketler detoks etkisi sağlar.
Daha önce açılan başlıkta işlendiği gibi; Corona bir illet mi nimet mi?
Bunun ne olacağına zeka seviyeniz etki edecek.
Metafor sevse kedili yaralı metaforu söyleyeceğim ama onu da yanlış anlayacağı tutar.

Ateş kara iyi bir şey söylemiş. 65 yaş üstüne ihtimam gösterilmeli, tedbirli olunmalı demiş.

Oyna, devam.
65 yaş üstü bir şairin, ataol behramoğlunun isyanı.

https://twitter.com/i/status/1267430360499060736